Danıştay Kararı 15. Daire 2017/531 E. 2018/7148 K. 23.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2017/531 E.  ,  2018/7148 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/531
Karar No : 2018/7148

Davacı :
Vekili :
Davalılar :
Vekili :
Davanın Özeti : Dava; Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrası, 10. maddesinin 1 ve 3. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrası, 14. maddesinin 1. fıkrası ve 15. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve hukuka aykırı olması nedeniyle iptali istemiyle açılmıştır.
Savunmaların Özeti : Davalı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, Anayasanın “sosyal hukuk devleti” anlayışına ve “eşitlik” ilkesine uygun olarak kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanmasının bunu sağlayan kuruluşların gelirleri ile sınırlı olduğundan, sosyal güvenliği sağlanan kişilerin gelirleri oranında hizmete katkı sağlamaları yönünde yapılan düzenlemelerin Anayasa ve ilgili mevzuata uygun olduğundan açılan davanın reddi gerektiği,
Davalı Başkanlığı tarafından da, Anayasanın 60. maddesinde herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli önlemleri alacağı ve teşkilatı kuracağı belirtilerek sosyal güvenliğin kişiler bakımından “hak” devlet yönünden “ödev” olarak öngörüldüğü, 5510 sayılı Yasanın 60. maddesi (c) ve (g) bentlerinde yer alan düzenlemeler doğrultusunda zorunlu genel sağlık sigortalılığının uygulandığı, Genel Sağlık Sigortası tescilinin herhangi bir sağlık güvencesi olmayanlar için Sosyal Yardımlaşma ve dayanışma Vakıflarınca yapılan gelir testi sonucu re’sen yapıldığı belirtilerek dava konusu düzenlemenin Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve hukuka uygun olduğundan davanın reddi gerektiği belirtilmiştir.
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemelerde, üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı cihetle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrası, 10’uncu maddesinin 1 ve 3’üncü fıkralarının, 11’inci maddesinin 2’nci fıkrası, 14’üncü maddesinin 1’inci fıkrası ve 15’inci maddesinin 2’nci fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 3’üncü maddesinin 8’inci fıkrasında, Genel sağlık sigortası: Kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigorta; 9. fıkrasında, Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanunun 60’ıncı maddesinde sayılan kişiler; 10’uncu fıkrasında, Bakmakla yükümlü olduğu kişi: 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60’ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan; Eşi, 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocuklar ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklar, geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babası olarak tanımlanmış, 60’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendinin 1. alt bendinde, Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar ile gelir tespiti yapılmaksızın genel sağlık sigortalılığı ya da bakmakla yükümlü olduğu kişi bulunmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklarının genel sağlık sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 80’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında, “60’ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar için Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilen aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı; asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar olduğu tespit edilen kişiler için 82’nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının üçte biri, asgari ücretten asgari ücretin iki katına kadar olduğu tespit edilen kişiler için 82’nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutar, asgari ücretin iki katından fazla olduğu tespit edilen kişiler için 82’nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının iki katı prime esas asgari kazanç tutarı olarak esas alınır. (Ek cümle: 13/2/2011-6111/37 md.) Şu kadar ki, 60’ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar için gelir testleri Kurumca sonuçlandırılıncaya kadar 82’nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı prime esas asgari kazanç tutarı olarak esas alınır. Ancak gelir testi sonucu, aile içindeki gelirleri asgari ücretin altında kalan genel sağlık sigortalılarının bu sürelerde gelir testi sonucuna göre ödemeleri gereken tutarların üzerinde yaptıkları ödemeler herhangi bir faiz uygulanmaksızın iade veya mahsup edilir.” kuralı yer almıştır.
Öte yandan; 5510 sayılı Kanun ile 3/6/2011 tarihli ve 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11’inci maddesine dayanılarak hazırlanan Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile, 5510 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi ile (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası yükümlülerinin gelir tespitinin yapılması ve tesciline ilişkin usûl ve esaslarının düzenlenmesi amaçlanmış olup; iptali istenilen hükümlerinde üst hukuk normuna, idarenin takdir yetkisine ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Ayrıca; dava dilekçesinde ileri sürülen iddialarda da yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Daire Başkanlığınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava; davacının, davalı tarafından 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ve Genel Sağlık Sigortası (GSS) Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrası uyarınca re’sen genel sağlık sigortalısı olarak tescilinin yapılması ve GSS primi tahakkuk ettirilmesi üzerine, tescile dayanak Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrası, 10. maddesinin 1 ve 3. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrası, 14. maddesinin 1. fıkrası ve 15. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin 8. fıkrasında, Genel Sağlık Sigortası: Kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigorta; 9. fıkrasında, Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanunun 60 ıncı maddesinde sayılan kişiler; 10. fıkrasında, Bakmakla yükümlü olduğu kişi: 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan; Eşi, 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocuklar ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklar, geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babası olarak tanımlanmış, 60. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşların genel sağlık sigortalı sayılacağı belirtilmiş, “Prime esas kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 4. fıkrasında, “60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar için Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilen aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı; asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının üçte biri, asgari ücretten asgari ücretin iki katına kadar olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutar, asgari ücretin iki katından fazla olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının iki katı prime esas asgari kazanç tutarı olarak esas alınır.” kuralına yer vermiştir.
633 Sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü başlıklı 11. maddesinde Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünün görevleri düzenlenmiş ve (h) bendinde gelir tespitine ilişkin aşağıdaki hükme yer vermiştir:
“h) Sosyal yardıma hak kazanılmasında ve genel sağlık sigortalılığının tespitinde esas alınacak gelir tespit testlerine ilişkin usûl ve esasları belirlemek, bu testleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarıyla işbirliği yaparak uygulamak.”
Bu hükme ve 5510 sayılı Yasaya dayanılarak hazırlanan Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 28/12/2011 tarih, 28156 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının re’sen genel sağlık sigortalısı olarak tescil edildiği, yukarıda bahsi geçen mevzuat gereğince de re’sen prim tahakkuku yapıldığı, bu işlemlere dayanak Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrası, 10. maddesinin 1 ve 3. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrası, 14. maddesinin 1. fıkrası ve 15. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle de görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrası:
“Genel sağlık sigortalısı ya da genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi statüsünde olmayanlar ile genel sağlık sigortalılığı ya da genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi statüsü sona eren kişiler, SGK tarafından re’sen tescil edilir. Bu kişiler için, gelir testleri sonuçlandırılıncaya kadar 5510 sayılı Kanunun 82. maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı prime esas asgarî kazanç tutarı olarak esas alınarak primleri tahakkuk ettirilir. Ayrıca, gelir tespitini yaptırmak üzere bir ay içinde vakıflara başvurması gerektiği SGK tarafından re’sen tescil edilen kişilere bildirilir.” hükmünü haizdir. Bu hükmün, 5510 sayılı Kanunun 60. maddesinin (g) bendi ve 82. maddenin 4. fıkrası doğrultusunda düzenlendiği anlaşıldığından hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. ve 3. fıkrası:
(1) Gelir tespitinde, aynı hane içinde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşan aile esas alınır.
(3) Yaşları ne olursa olsun aynı hanede yaşayan evli olmayan çocuklar gelir tespitinde aile içinde değerlendirilir.” hükmünü haizdir. Bu hükmün, 5510 sayılı Kanunun 3. maddesinin 10. fıkrası doğrultusunda düzenlendiği anlaşıldığından hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 11. maddesinin 2. fıkrası:
(2) Yapılan gelir tespiti sonrasında aile içinde kişi başına düşen gelir tutarı; asgarî ücretin üçte birine eşit veya üçte biri üzerinde olduğu tespit edilenlerin 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası tescili yapılır ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler, tescili yapılan kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınmış sayılır.” hükmünü haizdir. Bu hükmün, 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin 4.fıkrası doğrultusunda düzenlendiği anlaşıldığından hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 14. maddesinin 1. fıkrası:
(1) Gelir tespitinde, aile bireylerinin harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak aile içinde kişi başına düşen gelirin aylık tutarı tespit edilir.” hükmünü haizdir. Bu hükmün, 5510 sayılı Kanunun 60. maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinin 1. alt bendi doğrultusunda düzenlendiği anlaşıldığından hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrası:
“(2) Gelir tespitinde 14 üncü maddedeki verileri de esas alan puanlama sistemi kullanılır.” hükmünü haizdir. Bu hükmün, aynı Yönetmeliğin 14. Maddesine atıf yaptığı ve atıf yapılan 14. Maddenin üst normlara aykırı olmadığı anlaşıldığından hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davaya konu olan Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrası, 10. maddesinin 1 ve 3. fıkralarının, 11. maddesinin 2. fıkrası, 14. maddesinin 1. fıkrası ve 15. maddesinin 2. fıkrasının, 5510 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen maddelerinin uygulanmasına yönelik düzenlemeler içerdiği ve Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, iptali istenilen düzenlemenin ilgili maddelerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara bildirilmesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.