Danıştay Kararı 15. Daire 2017/412 E. 2018/7564 K. 15.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2017/412 E.  ,  2018/7564 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/412
Karar No : 2018/7564

Davacı : Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.
Davalı :
Vekili :
Davanın Özeti : 01.04.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 13.5. maddesi ile 14.8. maddesinde yer alan “Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen SHS’nin muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” cümlesinin; 01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10.2. maddesinde yer alan “sözleşmenin uygulamasından kaynaklanan ceza koşulu ise tebliğ tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte” ibaresi ile Sözleşmenin12.5. maddesinin; 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin ve 10.3. maddesinde yer alan “cezai şart” ibaresinin ve Sözleşmenin 11.2.6. maddesinin iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : 01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10.2. maddesinde yer alan “avans” ibaresinin iptali, diğer dava konusu maddeler açısından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; 01.04.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 13.5. maddesi ile 14.8. maddesinde yer alan “Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen SHS’nin muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” cümlesinin, 01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10.2. maddesinde yer alan “sözleşmenin uygulamasından kaynaklanan ceza koşulu ise tebliğ tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte” ibaresi ile Sözleşmenin 12.5. maddesinin, 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin ve 10.3. maddesinde yer alan “cezai şart” ibaresinin ve Sözleşmenin 11.2.6. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96. maddesinde; “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,
itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Aynı Yasa’nın ”İdarî yaptırımlar ve fesih” başlıklı 103. maddesinde ise ”Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satınalınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.
Kurum müfettişlerince yapılan inceleme veya soruşturma esnasında yapılan tespitlere bağlı olarak, oluşabilecek Kurum alacağı tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi hâlinde, en az üç müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve Teftiş Başkanının onayıyla altı ayı geçmemek üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla orantılı olarak durdurulabilir. Altı aylık süre içinde inceleme veya soruşturma sonuçlanmaz ise durdurma kararı kendiliğinden kalkar ve bu tarihten itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Altı aylık süre sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için 6183 sayılı Kanunun l0 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2 nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında teminat verilmesi hâlinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları ödenir.
Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.
5237 sayılı Kanunda belirtilen ve Kurum zararına neden olan nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiği kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit görülmesi şartıyla; söz konusu fiillerin sağlık hizmeti sunucusunun yöneticileri ve/veya ortakları tarafından işlendiği durumda aynı sağlık hizmeti sunucusuyla veya bunların daha sonra yönetici ve/veya ortak olduğu sağlık hizmeti sunucusuyla hiçbir şekilde sözleşme yapılmaz, bu fiillerin hekimler tarafından işlendiği durumda ise ilgili hekimlerle en az üç yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Kesinleşmiş mahkeme kararının beklenmesi sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen fesih sürelerinin uygulanmasına engel olmaz.
5237 sayılı Kanunda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık hizmeti sunucusu ve/veya ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dâhil olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık Bakanlığına bildirilir. Nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyerek Kurum zararına neden olmuş hekimlerden gelen muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri en az üç yıl süre ile ödenmez.” hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan Yasa’nın 96. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanan ve 27.09.2008 tarih ve 27010 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe konulan Fazla Veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yapılan her türlü fazla veya yersiz ödemeyi kapsamaktadır.
Yönetmeliğin “Fazla veya yersiz ödemelerde uygulanacak faiz” başlıklı 12 nci maddesinde; “(1) Fazla veya yersiz ödemelerin geri alınmasında 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
5510 sayılı Kanun kapsamındaki yersiz ödemelerin geri alınmasında, 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanacağı yönünde açık Kanun hükmü ve Yönetmelik düzenlemesi bulunduğu halde, bu Kanuna dayanılarak hazırlanmış düzenleyici işlem ile sağlık hizmeti sunucularına yapılan yersiz ödemelere ve ceza koşuluna tebliğ tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına ilişkin düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu diğer düzenlemelerde ise üst normlara ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10.2. maddesinde yer alan “avans” ibaresinin iptali, dava konusu diğer düzenlemeler yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idarenin süre aşımına ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava, 01.04.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 13.5. maddesi ile 14.8. maddesinde yer alan “Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen SHS’nin muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” cümlesinin; 01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10.2. maddesinde yer alan “sözleşmenin uygulamasından kaynaklanan ceza koşulu ise tebliğ tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte” ibaresi ile Sözleşmenin 12.5. maddesinin; 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin ve 10.3. maddesinde yer alan “cezai şart” ibaresinin ve Sözleşmenin 11.2.6. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
01.04.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 13.5. maddesi ile 14.8. maddesinde yer alan “Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen SHS’nin muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” cümlesinin iptali istemine ilişkin olarak;
Dava konusu Sözleşmenin 13. Sözleşmenin Feshi başlıklı kısmında yer alan 13.5. maddesi; “13.5. Bu sözleşmenin (8.6.5), (12.12), (12.13), (12.14), (12.15), (12.16), (12.17), (12.18), (12.19) ve (12.21) numaralı maddelerinde sayılan fiillerin gerçekleştirildiğinin tespiti halinde, gerekli ceza koşulu uygulanarak SHS yazılı olarak uyarılır. Bahse konu maddelerde belirtilen aynı fiile ilişkin uyarının tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde tekrarlanması halinde sözleşme tek taraflı olarak feshedilir. Bu durumda feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih tarihinden itibaren 1 (bir) yıl süre geçmeden SHS ile yeniden sözleşme yapılmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 14. Ceza Koşulu ve Fesih İşlemlerine İlişkin Genel Esaslar kısmında yer alan 14.8. maddesi; “14.8. Kurumumuz tarafından sözleşmesi feshedilmiş SHS’nin devredilmesi halinde Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen SHS’nin muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, düzenlemelerin 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali talep edilmektedir.
Davalı idare tarafından, düzenlemenin 5510 sayılı Kanun’un 73 ve 103 üncü maddelerine uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73 üncü maddesinde; bu Kanuna göre sağlık hizmetlerinin, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hususu düzenlenmiştir.
Kanun’un “İdari yaptırımlar ve fesih” başlıklı 103 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; “Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Aynı maddenin, 10/9/2014 tarihli 6552 sayılı Kanunun 54’üncü maddesi ile eklenen 4 üncü fıkrasında ise “Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” hükmü yer almaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 7. fıkrasında, sözleşmelerde/protokollerde, ceza koşulu ve/veya fesih gerektiren fiiller, fesih uygulama kriterleri ve sözleşme/protokol yapılmayacak sürelere yer verilebileceği açıkça düzenlenmiştir.
Dava konusu düzenlemelerin, sağlık hizmeti sunumunun kesintisiz bir şekilde yürütülmesini engelleyen bir yönünün bulunmadığı, Kurum zararını güvence altına almak amacıyla tesis edildiği, düzenlemelerin dayandığı üst norma ve hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır.
01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10.2. maddesinde yer alan “sözleşmenin uygulamasından kaynaklanan ceza koşulu ise tebliğ tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte” ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;
5510 sayılı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’un 96 ncı maddesinde; “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,
itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu maddeye istinaden çıkarılan ve 27.09.2008 tarih ve 27010 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Fazla Veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 2 nci maddesine göre bu Yönetmelik, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yapılan her türlü fazla veya yersiz ödemeyi kapsamaktadır.
Yönetmeliğin “Fazla veya yersiz ödemelerde uygulanacak faiz” başlıklı 12 nci maddesinde; “(1) Fazla veya yersiz ödemelerin geri alınmasında 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Hukukumuzda idarenin düzenleme yetkisi konu bakımından sınırlandırılmamıştır. İdareler bir kanuna dayanmak ve kanunlara ve varsa ilgili düzenleyici işlemin bir üst normuna uygun olmak şartıyla düzenleme yapabilmektedir.
5510 sayılı Kanun kapsamındaki yersiz ödemelerin geri alınmasında, 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanacağı yönünde açık Kanun hükmü ve Yönetmelik düzenlemesi bulunduğu halde, bu Kanuna dayanılarak hazırlanmış düzenleyici işlem ile sağlık hizmeti sunucularına yapılan yersiz ödemelere ve ceza koşuluna tebliğ tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına ilişkin düzenlemedeki “avans” ibaresinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 12.5. maddesinin iptali istemine ilişkin olarak;
Dava konusu Sözleşmenin 12.5. maddesi, “12.5. Bu sözleşmenin (7.6.5) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının, (11.12) numaralı maddesinde belirtilen fiilin işlendiğinin; (11.13), (11.14); (11.15), (11.16), (11.17), (11.18), (11.19) ve (11.21) numaralı maddelerinde sayılan fiillerin kasıtlı olarak gerçekleştirildiğinin tespiti halinde, gerekli ceza koşulu uygulanarak SHS yazılı olarak uyarılır. Bahse konu maddelerde belirtilen aynı fiile ilişkin uyarının tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde tekrarlanması halinde sözleşme tek taraflı olarak feshedilir. Bu durumda SHS ile fesih tarihinden itibaren 1 (bir) yıl süreyle yeniden sözleşme yapılmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, 5510 sayılı Kanunun 103. maddesi ile 96. maddesinde sözleşmeye bağlı olarak ceza verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamasına rağmen Kanun maddeleri aşılarak sözleşme kurallarına aykırı davranılmasının kurum zararı olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, düzenlemenin 5510 sayılı Kanun’un 73 ve 103 üncü maddelerine uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73 üncü maddesinde; bu Kanuna göre sağlık hizmetlerinin, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hususu düzenlenmiştir.
Kanun’un “İdari yaptırımlar ve fesih” başlıklı 103 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; “Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Aynı maddenin, 10/9/2014 tarihli 6552 sayılı Kanunun 54’üncü maddesi ile eklenen 4 üncü fıkrasında ise “Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” hükmü yer almaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 7. fıkrasında, sözleşmelerde/protokollerde, ceza koşulu ve/veya fesih gerektiren fiiller, fesih uygulama kriterleri ve sözleşme/protokol yapılmayacak sürelere yer verilebiliceği açıkça düzenlenmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularında Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinde öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde uygulanacak olan cezalar, idari yaptırım niteliğinde olmadığından bu konuların yasayla düzenlemesine gerek olmadığı, ceza koşulunu gerektirir fiil ve hallerin sözleşmede açıkça belirlendiği, dava konusu maddede ceza koşulunun uygulanma şartlarının açık ve net olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Kurumun sözleşme hükümlerine uyulması ve uygulamada birliğin sağlanarak hasta mağduriyetinin önlenmesi amacıyla ceza koşulları belirlemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin ve 10.3. maddesinde yer alan “cezai şart” ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;
Dava konusu Sözleşmenin 10.3. maddesi; “10.3. SHS adına tahakkuk etmiş olan her türlü Kurum alacağı (sigorta prim aslı, işsizlik sigortası prim aslı, cezai şart ile bunlara bağlı gecikme cezası, gecikme zammı) ile bu alacaklardan doğacak fer’ilere ilişkin borcu bulunması halinde SHS’ye yazı ile bilgi verildikten sonra kanuni faizi ile birlikte Kurumdaki alacağından mahsup edilir ve varsa kalan tutar SHS’ye ödenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, 5510 sayılı Kanunun 103. maddesi ile 96. maddesinde sözleşmeye bağlı olarak ceza verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamasına rağmen Kanun maddeleri aşılarak sözleşme kurallarına aykırı davranılmasının kurum zararı olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, düzenlemenin 5510 sayılı Kanun’un 73 ve 103 üncü maddelerine uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73 üncü maddesinde; bu Kanuna göre sağlık hizmetlerinin, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hususu düzenlenmiştir.
Kanun’un “İdari yaptırımlar ve fesih” başlıklı 103 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; “Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Aynı maddenin, 10/9/2014 tarihli 6552 sayılı Kanunun 54’üncü maddesi ile eklenen 4 üncü fıkrasında ise “Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” hükmü yer almaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 7. fıkrasında, sözleşmelerde/protokollerde, ceza koşulu ve/veya fesih gerektiren fiiller, fesih uygulama kriterleri ve sözleşme/protokol yapılmayacak sürelere yer verilebiliceği açıkça düzenlenmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularında Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinde öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde uygulanacak olan cezalar, idari yaptırım niteliğinde olmadığından bu konuların yasayla düzenlemesine gerek olmadığı, ceza koşulunu gerektirir fiil ve hallerin sözleşmede açıkça belirlendiği, ceza miktarlarının fiillerin ağırlığına göre kademelendirildiği görülmekle, Kurumun sözleşme hükümlerine uyulması ve uygulamada birliğin sağlanarak hasta mağduriyetinin önlenmesi amacıyla ceza koşulları belirlemesinde ve ceza koşulunu gerektirir fiil ve haller ile sözleşme hükümlerine aykırı davranılması sonucu uygulanan parasal cezaların, kurum zararı olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 11.2.6. maddesinin iptali istemine ilişkin olarak;
Dava konusu Sözleşmenin 11.2.6. maddesi, “11.2.6. Bu sözleşmenin (7.6.5) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının; (11.1.15), (11.1.16), (11.1.17), (11.1.18) numaralı maddelerinde sayılan fiillerin ise kasıtlı olarak işlendiğinin tespit edilmesi halinde, gerekli cezai şart uygulanarak SHS yazılı olarak uyarılır. Bahse konu maddelerde belirtilen aynı fiile ilişkin uyarının tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde tekrarlanması halinde sözleşme tek taraflı olarak feshedilir. Bu durumda SHS ile fesih tarihinden itibaren 1 (bir) yıl süreyle yeniden sözleşme yapılmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, 5510 sayılı Kanunun 103. maddesi ile 96. maddesinde sözleşmeye bağlı olarak ceza verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamasına rağmen Kanun maddeleri aşılarak sözleşme kurallarına aykırı davranılmasının kurum zararı olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, düzenlemenin 5510 sayılı Kanun’un 73 ve 103 üncü maddelerine uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73 üncü maddesinde; bu Kanuna göre sağlık hizmetlerinin, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hususu düzenlenmiştir.
Kanun’un “İdari yaptırımlar ve fesih” başlıklı 103 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; “Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Aynı maddenin, 10/9/2014 tarihli 6552 sayılı Kanunun 54’üncü maddesi ile eklenen 4 üncü fıkrasında ise “Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” hükmü yer almaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularında Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinde öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde uygulanacak olan cezalar, idari yaptırım niteliğinde olmadığından bu konuların yasayla düzenlemesine gerek olmadığı, ceza koşulunu gerektirir fiil ve hallerin, atıfta bulunulan maddeler itibariyle dava konusu maddede açık ve net bir şekilde belirlendiği, görülmekteidr. Kurumun sözleşme hükümlerine uyulması ve uygulamada birliğin sağlanarak sağlık hizmetinin kesintisiz sunumu amacıyla, sağlık hizmet sunucuları ile imzalanan sözleşmelerde ceza koşulları belirlemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 01.01.2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10.2. maddesinde yer alan “avans” ibaresinin İPTALİNE, dava konusu diğer düzenlemeler açısından davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin … TL’lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, … TL’lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin ve davacı tarafından yürütmenin durdurulması kararına karşı yapılan itirazda fazladan ödenen … TL harcın istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.