Danıştay Kararı 15. Daire 2017/393 E. 2017/6896 K. 23.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2017/393 E.  ,  2017/6896 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/393
Karar No : 2017/6896

Temyiz Eden (Davacı) : …

Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Düşüncesi:Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının SRC 1 ve 3 belgesinin iptal edilmesine karşı 22/7/2015 tarihinde davalı idareye yaptığı başvurusunun cevap verilmeyerek zımnen reddedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacının SRC1 ve SRC3 belgelerine sahip olmasına ve ve bu belgelerin SRC2 ve SRC4 belgelerinin yetkilerini davacıya vermesine rağmen; bu belgeleri alabilmek için davalı idarenin düzenlediği eğitimlere katıldığı ve birden çok kez sınava girdiği, bu durum hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, davacının SRC1 ve SRC3 belgelerinin iptal edildiğini 12/7/2014 tarihinden (SRC4 belgesini almak için girdiği ilk sınav tarihi) önce öğrendiği ancak, bu tarihi izleyen günden itibaren altmış gün içinde söz konusu işlemin iptali istemiyle doğrudan dava açması ya da işlemin geri alınması istemiyle idareye itiraz başvurusunda bulunması gerekirken, sona eren başvuru ve dava süresini canlandırmaya olanak bulunmayan 22/7/2015 tarihli itiraz başvurusunun zımnen reddedildiğinden bahisle 13/10/2015 tarihinde açılan davanın süresinde açılmadığı sonucuna ulaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddelerinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kurallarına yer verilmek suretiyle dava açma süresinin başlamasında, “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu belirtilmiş “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında ise sürelerin tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı belirtilmiş; “Üst Makamlara Başvurma” başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı kurala bağlanmış; aynı Yasanın 15. Maddesinde ise davanın, dava açma süresi geçirildikten sonra açılması durumunda ise reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Karayolu Taşımacılık Faaliyetleri Mesleki Yeterlik Eğitimi Yönetmeliğinin 6. maddesinde “Mesleki Yeterlilik Belgesi türleri; üst düzey yönetici (ÜDY), orta düzey yönetici (ODY) ve sürücü (SRC) türü mesleki yeterlilik belgesi olmak üzere üç ana grupta değerlendirilir.
Bunlar faaliyet alanlarına göre;
….
c) SRC türü Mesleki Yeterlilik Belgesi
1) SRC1 uluslararası yolcu taşımacılığı
2) SRC2 yurtiçi yolcu taşımacılığı
3) SRC3 uluslararası eşya-kargo taşımacılığı
4) SRC4 yurtiçi eşya-kargo taşımacılığı
5) SRC5 tehlikeli madde taşımacılığı
olarak düzenlenir ve verilir.” düzenlemesi, 7. maddesinde “Mesleki Yeterlilik Belge türlerinin derece itibarıyla birbiri ile münasebetleri aşağıdaki gibidir;
….
SRC1 türü belge sahibi olanlar, SRC2 belge türünü,
SRC3 türü belge sahibi olanlar, SRC4 belge türünü,
almış kabul edilir.” düzenlemesi, 47. maddesinde ise ” …Bu Yönetmeliğin 43 üncü maddesi kapsamında yapılan denetimler ile gerektiğinde Bakanlıkça yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda başvuru, yenileme, değişiklik ve benzeri her türlü müracaat sırasında beyan edilen bilgiler ve belgelerden herhangi birinin, yetki belgesi/yeterlilik belgesi almaya hakkı yokken, alabilecek şekilde yanlış ve yanıltıcı olarak verildiğinin ve/veya belgelerde tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde, ilgili kişilerin yetki belgesi/yeterlilik belgeleri iptal edilir. Bu iptal işlemi; bilgi için gerekçesiyle birlikte ilgili yetki belgesi/yeterlilik belgesi sahibine, gerekli kanuni işlemin yapılması için otuz gün içinde de ilgili Cumhuriyet Savcılığına bildirilir. Bu fıkraya göre yetki belgesi/yeterlilik belgesi iptal edilenlerin iki yıl geçmedikçe yeni yetki belgesi/yeterlilik belgesi talepleri dikkate alınmaz ve reddedilir.”” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının gerekli belgelerle davalı idareye yaptığı başvurusu sonrasında 9/11/2007 tarihinde SRC1 ve SRC3 belgelerini aldığı, davacının başvuru esnasında verdiği sürücü belgesi bilgileri, Emniyet Genel Müdürlüğünün veri tabanından alınan davacıya ait sürücü belgesi bilgilerinin uyuşmaması nedeniyle davacıya ait ve haksız olarak alındığı tespit edildiğinden bahisle 7/11 /2011 tarihinden SRC1 ve SRC3 türü mesleki yeterlik belgelerinin davalı idarenin otomasyon sisteminden iptal edildiği ve gerekli bilgilendirmenin sağlanması için internet ortamında duyuru yapıldığı, davacının ise SRC belgelerinin iptal edildiğini öğrendiğinden bahisle bu işleme itirazen 22/7/2015 tarihinde davalı idareye başvurduğu, anılan başvuruya davalı idare tarafından süresinde cevap verilmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı idarenin savunmasında, Emniyet Genel Müdürlüğünün veri tabanından alınan davacıya ait sürücü belgesi bilgilerinin uyuşmaması nedeniyle 7/11/2011 tarihinden SRC1 ve SRC3 türü mesleki yeterlik belgelerinin davalı idarenin otomasyon sisteminden iptal edildiği ve gerekli bilgilendirmenin sağlanması için internet ortamında duyuru yapıldığı belirtilmişse de, Karayolu Taşımacılık Faaliyetleri Mesleki Yeterlik Eğitimi Yönetmeliğinin 47. maddesinde; Bakanlıkça yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda başvuru, yenileme, değişiklik ve benzeri her türlü müracaat sırasında beyan edilen bilgiler ve belgelerden herhangi birinin, yetki belgesi/yeterlilik belgesi almaya hakkı yokken, alabilecek şekilde yanlış ve yanıltıcı olarak verildiğinin ve/veya belgelerde tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde, ilgili kişilerin yetki belgesi/yeterlilik belgeleri iptal edileceği ve bu iptal işleminin bilgi için gerekçesiyle birlikte ilgili yetki belgesi/yeterlilik belgesi sahibine bildirileceği düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle, davalı idare yetki belgesi sahibi davacıya iptal işlemini gerekçesiyle birlikte bildirimini yapması gerekirken internet ortamında duyuru yapmıştır.
Bu durumda, Anayasa’nın 125. maddesinde ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde ve idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin hesabında başlangıç tarihi olarak yazılı bildirimin esas alınacağı kurala bağlanmış olduğundan, bireysel işlemlere karşı açılacak idari davalarda, dava açma süresinin işlemeye başlayabilmesi için idari işlemin ilgilisine yazılı olarak bildirilmesinin zorunlu olduğu ve Karayolu Taşımacılık Faaliyetleri Mesleki Yeterlik Eğitimi Yönetmeliğinin 47. maddesinin de birlikte değerlendirildiğinde, aksini gösteren delil bulunmaması halinde davacının, işlemi öğrendiğini beyan ettiği tarihin dava açma süresinin başlangıç tarihi olarak kabulü gerekmektedir. Aksi durum, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garantiye alınan mahkemeye erişim hakkına da engel oluşturmaktadır.
Bu durumda; süresinde açılan davanın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken İdare Mahkemesi’nce davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.