Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2017/3054 E. , 2018/6375 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/3054
Karar No : 2018/6375
Temyiz Edenler ve Karşı Taraf (Davacılar) : 1-
2-
3-
4-
Vekilleri :
Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : Davacılar tarafından yakınları’ nın 11.08.2010 tarihinde … İli, … t İlçesi, … Boru Hattına terör örgütü tarafından mayın yerleştirilmesi neticesinde meydana gelen patlama sonucu ölümü nedeniyle uğramış olduklarını ileri sürdükleri zarara karşılık, murisin babası için 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, annesi için 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, kardeşi için 25.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, diğer kardeşi için 25.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 450.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 19/11/2015 tarih ve E:2012/5325, K:2015/7807 sayılı bozma kararına uyularak, davacıların maddi tazminata ilişkin istemlerinin, idareye süresinde yapılmış bir başvuru olmadığı gerekçesiyle reddi, manevi tazminat istemlerinin ise sosyal risk ve idarenin kusursuz sorumluluğu ilkeleri gereğince kısmen kabulü ile ‘a 40.000,00-TL, ‘a 40.000,00-TL, ‘a 15.000,00-TL, ‘a 15.000,00-TL manevi tazminatın ödenmesi, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddi yolunda verilen kararın, taraflarca aleyhlerine ilişkin kısımlarının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı tarafından davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuş, davacılar tarafından savunma yapılmamıştır.
Düşüncesi : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Davacıların Mardin Valiliği Zarar Tespit Komisyonu’na yaptıkları başvuru sonucunda, Mardin Valiliği 2 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun 18.05.2011 tarih ve 2011/2-19979 sayılı kararı ile davacıların ‘na karşı tazminat talebiyle İdare Mahkemesi’nde dava açmaları nedeniyle davanın sonuçlanmasına kadar işlem dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. 5233 Sayılı Kanun kapsamında olan ölüm olayı nedeniyle davacıların maddi tazminat istemleri hakkında, işlem dosyasının ilgili komisyon tarafından yeniden işleme alınarak, maddi tazminat başvurularının 5233 Sayılı kanun çerçevesinde değerlendirileceği tabiidir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, maddi tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA oyçokluğuyla, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA oyçokluğuyla, manevi tazminat istemlerinin kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliğiyle, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2018 tarihinde karar verildi.
(X)KARŞI OY :
5233 sayılı Kanun, yargısal ve bilimsel içtihatlarla kabul edilen “sosyal risk” ilkesinin yasalaşmış halidir. Bu nedenle, “sosyal risk ilkesi” uyarınca tazmini gereken uyuşmazlıklarda adı geçen Kanunun uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle; 5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan davalarda, zarar ile idari eylem arasında nedensellik bağının bulunmadığı, fakat kişilerin salt toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle zarar gördükleri ve bu nedenle ortaya çıkan bu zararın paylaştırılması gerektiği hallerde, idari yargı yerince 5233 sayılı Kanunun uygulanması suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
Buna göre; 5233 sayılı Kanunun, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler sonucu uğranılan maddi zararların tazminini öngörmesi, diğer bir deyişle, manevi zararların tazminini kapsamaması karşısında; 5233 sayılı Kanun kapsamında çözümlenmesi gereken uyuşmazlıkta, davalı idare temyiz isteminin kısmen kabul edilerek temyize konu İdare Mahkemesi kararının, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kısmının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
(XX) KARŞI OY :
Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile usul ve hukuka uygun mahkeme kararının aynen onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.