Danıştay Kararı 15. Daire 2017/2219 E. 2017/6564 K. 09.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2017/2219 E.  ,  2017/6564 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/2219
Karar No : 2017/6564

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : …. Mahkemesi 2. Dairesi’nin …. tarih ve E:…. sayılı kararının (… 18. İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı esasına kaydedildikten sonra … tarih ve K:… sayılı kararı ile Dairemize gönderilen) hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu … Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
27 Nisan 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasaya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle askeri yargı kaldırılmış ve ….. Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştaya, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 4 ay içinde gönderileceği hükme bağlanmıştır.
Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 15/08/2017 tarihinde kararlaştırılan ve 25.08.2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesinde ise; kaldırılan askeri yargı mercilerinde görülmekte işi bitmemiş dosyalardan … Mahkemesinde kanun yolu incelemesinde olanların Danıştaya, diğerlerinin ise … İdare Mahkemelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığa ilişkin olarak, “usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi” gereğince dava dosyalarının devrini müteakip uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
Dava; davacının …. İl Jandarma Komutanlığı’nda görev yapmakta iken rahatsızlanması üzerine …. sevk edildiği, burada 01/04/2011 tarihinde spinal intradual nedeniyle ameliyat edildiği, ameliyat sonrası toplamda 19,5 ay istirahat kullandığı, …. 20/02/2013 tarihli raporuyla “Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz” kararı verildiği, bu raporun 12/03/2013 tarihinde onaylandığı, bu rapora istinaden 27/01/2014 tarihinde malulen emekliye sevk edilerek terhis edildiği, hastalığına ilişkin tanının geç konulduğu gerekçesiyle idarenin kusurlu olduğu iddiasıyla 500 TL maddi, 35,000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… Mahkemesi 2. Dairesi’nce; davacının “Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz” raporunun onaylandığı 12/03/2013 tarihinde zarardan haberdar olduğu ve tarihten itibaren bir yıllık başvuru süresinin geçirilmesinden çok sonra, 27/03/2014 tarihinde yapılan başvuru üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesi ile davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından hukuka aykırı olduğu iddia edilen anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9. maddesinde ”1. Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir. 2. Adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir.” hükmüne, 13. maddesinde ”1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir. 2. Görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.” kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının ….. İl Jandarma Komutanlığı’nda görev yapmakta iken rahatsızlanması üzerine … sevk edildiği, 01/04/2011 tarihinde spinal intradual nedeniyle ameliyat edildiği, ancak tanının geç konulması sebebiyle sağlığına kavuşamadığı, sol bacağında önemli ölçüde güçsüzlük hissetmeye başladığı, bu nedenle fizyoterapi tedavi gördüğü, toplamda 19,5 ay istirahat kullanmak zorunda kaldığı, … Sağlık Kurulu tarafından 20/02/2013 tarihli raporuyla “Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz” raporu verildiği, bu rapor üzerine de Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiğinin 27/01/2014 tarihinde kesildiği, OYAK’tan maluliyet yardımı almak üzere başvuruda bulunduğu, ancak bu kez … tarafından “fikren ve bedenen bir işle meşgul olma imkânından kati suretle mahrum kalmadığı” yönünde rapor tanzim edilmesi üzerine maluliyet yardımı talebinin reddedildiği, hastalığına erken tanı konulması durumunda vazifesine devam etmesi ve emeklilik haklarının kesinti olmadan kazanacağı, bu neden oluşan maddi ve manevi zararının karşılanması talebiyle 27/03/2014 tarihinde davalı idareye müracaat ederek zararlarının tazminini talep ettiği, talebin zımmen reddi üzerine 11/08/2014 tarihinde davanın açıldığı görülmüştür.
Bir idari dava türü olarak tam yargı davaları, idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini amaçlayan dava türünü ifade etmektedir. Bu nedenle tam yargı davasının açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur. …. İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir olayı, bir tutumu; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları anlatır.
Bu itibarla, 2577 sayılı Yasa’nın 13 üncü maddesinde öngörülen sürenin eylemin idariliğinin ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması zorunludur. Aksi yorumun zarara yol açan eylemin idariliğinin ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldıracağı, hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır.
Davacının … Sağlık Kurulu tarafından 20/02/2013 tarihli raporuyla “Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz.” raporu verildiği, bu rapor üzerine de Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiğinin kesildiği 27/01/2014 tarihinin davalı idarenin kusuru bulunduğunu ve eylemin idariliğini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, öğrenme tarihinden itibaren 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinin 1. fıkrasında yer alan bir yıllık süre içerisinde davalı idareye başvurulduğu, davacının verilen olumsuz cevap üzerine 60 günlük dava açma süresi içerisinde davanın açıldığı anlaşıldığından, davanın süresinde olduğunun kabulü ile davanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan, yine İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçeleri üzerine yapılan ilk inceleme sonunda; “… idari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev ve yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine …” karar verileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 36/b. maddesinde ise, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında, zarar bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer idare mahkemesinin yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, sağlık hizmetinin sunumu Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde gerçekleşmiştir.
Bu durumda, eksik veya hatalı tedavi hizmetinden doğduğu ileri sürülen zararın tazmini istemi ile açılan davada ilk derece olarak İdare Mahkemeleri’nin görevli olduğu, yer bakımından ise 2577 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 36/b maddesi uyarınca ilk olarak tedavi hizmetinin verildiği birliğin yer mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi’nin yetkili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle,… Mahkemesi 2. Dairesi’nin …. tarih ve E:…. sayılı kararının (…. 18. İdare Mahkemesi’nin E:…. sayılı esasına kaydedildikten sonra …. tarih ve K:…. sayılı kararı ile Dairemize gönderilen) kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının yetkili …. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, kararın ….. 18. İdare Mahkemesi’ne bildirilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.