Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2017/2051 E. , 2018/2 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/2051
Karar No : 2018/2
Karar Düzeltme İsteminde Bulunanlar (Davalılar) : 1-
2-
Vekili:
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 17/02/2017 günlü, E:2016/8075; K:2017/804 sayılı kararının, idari para cezasına ilişkin kısmının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabulü ile 4077 sayılı Kanunun 12. maddesine aykırılığı tespit edilen davacıya uygulanan idari para cezalarının yerinde olduğu ancak, bu cezaların 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 54. maddesine aykırılık halinde müeyyideyi düzenleyen 77. maddesinin 1. fıkrasının davacı lehine uygulanması, Mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Onbeşinci ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin davalı idarelerin karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 17/02/2017 tarih ve E:2016/8075; K:2017/804 sayılı kararı kaldırılarak işin gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait ..Alışveriş Merkezi otoparkında Tüketici Kanununa aykırı uygulama yapıldığından bahisle düzenlenen 10.09.2013 tarih ve 254-260 sayılı, 11.09.2013 tarih ve 268-264 sayılı, 16.09.2013 tarih ve 286-288 sayılı, 17.09.2013 tarih ve 306 sayılı, 01.10.2013 tarih ve 337 sayılı, 02.10.2013 tarih ve 333 sayılı idari para cezalarının ve bu cezalara dayanak oluşturan ‘nın 30.01.2007 günlü Ulaşım Koordinason Merkezi (UKOME) kararının iptali ile ödenen 7.857,00 TL’ nin iadesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, alışveriş merkezlerine müşteri olarak gelenlerin otopark ihtiyaçlarının, esas itibarıyla ticari amaç güdülmeksizin ve ücretsiz olarak bina içinde veya parselinde karşılanması gerektiği, söz konusu otoparkların zaman kısıtlaması olmaksızın tamamen ücretsiz olmasının ise amacına aykırı kullanımlara yol açarak kısa süreli otopark yerinin giderek azalması sonucunu doğuracağı, bu durumda da trafiğin yine olumsuz olarak etkileneceği dikkate alındığında, bu sakıncayı da göz ardı etmeyecek bir şekilde, … genelindeki alışveriş, ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise 5393 sayılı Yasa’nın 18/f maddesinden kaynaklanan yetkiye dayalı ve kamu yararına uygun olarak… Büyükşehir Belediyesinin tarife komisyonunca belirlenen ücret oranında alınması yönünde tesis edilen UKOME kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı şirkete 7.857,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin ‘nın işlemleri açısından ise; anılan UKOME kararının müşterileri kapsadığı, müşteri kavramının ise hizmet, mal vb. alan ve karşılığında ücret ödeyen kimseyi ifade ettiği, dava konusu para cezasına yönelik işlemlere yönelik tespit tutanakları incelendiğinde, müşteri tanımı içerisinde bulunan kişilerden otopark ücreti alındığına dair somut bir belirlemenin bulunmadığı, eksik inceleme yapıldığı, dolayısıyla mezkur UKOME kararına aykırı bir davranışta bulunulduğunun somut tespitlerle ortaya konulamadığı, bu nedenle davacı şirkete para cezası verilmesine yönelik dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idareler tarafından İdare Mahkemesi kararının idari para cezalarının iptaline ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin, … İli, … İlçesi, …Sokak No:.. adresinde faaliyet gösteren alışveriş merkezini işlettiği, davalı Zabıta Daire Başkanlığı Zabıta Destek Hizmetleri Müdürlüğü’ne bağlı zabıta memurları tarafından yapılan denetimlerde, alış-veriş merkezi otoparkında ilk üç saat için gelen müşterilerden 30.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı UKOME kararına aykırı olarak ücret alındığının tespit edilerek bu hususun tutanak altına alındığı, bu tespitler üzerine davacı şirkete toplam 7.857,00 TL idari para cezası verildiği, söz konusu idari para cezası işlemleri ile bu işlemlere dayanak oluşturan 30.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı UKOME kararının iptali ile ödenen 7.857,00 TL’nin iadesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, 2007/1-4 sayılı UKOME kararında yer verilen müşteri kavramının hizmet, mal vb. alan ve karşılığında ücret ödeyen kimseyi ifade ettiği, davalı idarece müşterilerden ücret alındığına ilişkin somut tespit yapılmadığı değerlendirilmiş ise de alışveriş merkezinin, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde; “Belirli bir yerde etkinlik gösteren perakendeci işletmeler topluluğu” olarak tanımlandığı, dolayısıyla bu merkezlere gelen her kişiden neticesi satım akdi ile sonuçlanan işlemlerin yapılmasının beklenemeyeceği gibi bu kişilerin müşteri kavramı içinde değerlendirilmesi için satım akdinin koşul olarak kabul edilemeyeceği, günümüz koşullarında farklı alanlarda hizmet veren işletmelerden müteşekkil alışveriş merkezlerine gelen kişilerin müşteri olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
08/03/1995 gün ve 22221 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28/11/2013 gün ve 28835 sayılı 6502 sayılı Kanunun 86. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve 87. maddesi ile de bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava konusu işleme dayanak olan, 4077 sayılı Kanun’un “Fiyat Etiketi” başlıklı 12. maddesinin 4. fıkrasında; ” Fiyatı; Bakanlar Kurulu, kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları tarafından belirlenen mal veya hizmetlerin, belirlenen bu fiyatın üzerinde bir fiyatla satışa sunulması yasaktır” hükmü yer almış; aynı Kanunun “Ceza Hükümleri” başlıklı 25. maddesinin ikinci fıkrasında ise 12. maddesindeki yükümlülüklerden her birine aykırı hareket edenlere ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verileceği, 25. maddenin 11. fıkrasında da ” Yukarıdaki fıkralarda belirtilen para cezaları, fiilin bir yıl içerisinde tekrarı halinde iki misli olarak uygulanır” hükmüne yer verilmiş iken;
4077 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6502 sayılı Kanun’da fiyat etiketi ile ilgili düzenleme getiren 54. maddesinde “Fiyat Etiketi” başlığı altında ;
“(1) Perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde tüketicinin ödeyeceği tüm vergiler dâhil satış fiyatı ve birim fiyatını gösteren, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması; etiket konulması mümkün olmayan hâllerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur. Hizmetlerin tarife ve fiyatlarını gösteren listeler de bu madde hükmüne göre düzenlenerek asılır.
(4) Bakanlık, belediyeler ve ilgili odalar, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidirler.
(5) Etiket, tarife ve fiyat listeleri, indirimli satışlara ilişkin süre ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Ceza hükümleri” başlıklı 77. maddesinin 1. fıkrasında ise, 54. madde hükümlerine aykırılık halinde, aykırılığı tespit edilen her bir işlem veya sözleşme için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası uygulanır, şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre; 28/05/2014 tarihinden önce 4077 sayılı Kanunun ticari reklam ve ilanlarla ilgili hükümlerine aykırı hareket edenlere uygulanacak müeyyide 2013 tarihi itibariyle uygulanacak idari para cezalarına ilişkin 31.12.2012 tarihli Tebliğ (TGM 2012/1) gereği 291- TL idari para cezası iken; 6502 sayılı Kanunda 2015 tarihi itibariyle uygulanacak idari para cezalarına ilişkin 27.12.2014 tarihli Tebliğ (TGM 2014/1) gereği 220-TL olarak belirlenmiştir. Yine 4077 sayılı Kanun’un 12. maddesindeki aykırılığın yıl içerisinde tekrarı halinde cezanın iki misli olarak uygulanacağı hüküm altına alınmış iken, 6502 sayılı Kanun’da tekerrüre ilişkin bir hüküm getirilmemiştir.
Bu durumda gerek davacıya verilen idari para cezasının miktarı mülga 4077 sayılı Kanunda düzenlendiği haline kıyasla düştüğünden gerekse yeni Kanun’da tekerrüre ilişkin hüküm konulmadığından davacının lehine bir durum ortaya çıkmaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; Kanun’un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı hükmü yer almıştır.
Aynı Kanun’un 5. maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinde ise, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanacağı ve infaz olunacağı belirtilmiştir.
Kabahatler Kanunu’nun anılan hükümlerinin gözardı edilerek karar verilmesi mümkün olmadığı gibi, bir çeşit hukuk güvenliği sağlayan ve günümüz temel ceza hukuku ilkelerinden biri olan lehe kanun uygulamasından davacının mahrum edilmesinin de düşünülemeyeceği açıktır.
Bu halde, 4077 sayılı Kanunun 12. maddesine aykırılığı davalı idarece tespit edilen davacıya uygulanan idari yaptırımın yerinde olduğu ancak, davacıya verilen idari para cezasının 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 54. maddesine aykırılık halinde müeyyideyi düzenleyen 77. maddesinin 1. fıkrasının davacı lehine uygulanması gerektiğinden dava konusu işlemde ve temyize konu mahkeme kararında bu yönüyle hukuka uygunluk görülmemiştir.
Sonuç olarak; belirtilen gerekçeyle temyiz istemine konu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekmekteyse de farklı bir gerekçeyle işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararı sonucu itibariyle hukuka uygun bulunmaktadır.
Ancak, davacıya uygulanan idari para cezası yaptırımının yerinde olduğu hususunda bir tereddüt bulunmadığından, söz konusu iptal kararının lehe kanun hükmü ile getirilen miktar ile sınırlı olacağı ve idari para cezasının lehe hükümlere göre hesaplanan ceza düşüldükten sonra artan kısmının iptal edildiği şeklinde anlaşılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının dava konusu işlemlerin iptaline ve 7.857,00 TL’nin davacıya ödenmesine ilişkin kısmının belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.