Danıştay Kararı 15. Daire 2017/1968 E. 2018/5417 K. 30.05.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2017/1968 E.  ,  2018/5417 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/1968
Karar No : 2018/5417

Davacılar :
Vekilleri :
Davalı :
Vekilleri :
İstemin Özeti : Davalı idarenin … gov.tr uzantılı internet adresinde yayımlanarak yürürlüğe giren, Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’nun 5. maddesinin; 2., 3., 4., 5. ve 6. fıkralarının, 6. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin ve 8. maddesinin iptali istenilmektedir.
Davanın Özeti : Düzenlemenin amacının ilacın hızlı ve güvenilir şekilde temin edilerek hastalara ulaştırılması, tedavilerinde herhangi bir gecikme yaşanmaması, söz konusu ilaçların bilimsel veriler doğrultusunda tıbbi, etik, hukuki ve akılcı kullanımının sağlanması olduğu, dava konusu kılavuz yayımlanmadan önceki süreçte 19/06/2006 tarihinde akdedilen “Şahsi Tedavi İçin Yurtdışından İlaç Teminine İlişkin Protokol” gereği yurtdışından ilaç temini ve hastalara ulaştırılması hizmetinin …..i tarafından yerine getirildiği, hizmette yaşanan aksaklıklar sebebiyle Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmeliğin 4/1-c ve 10/1 maddelerinde 31/07/2015 tarihli ve 29431 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişiklik yapıldığı, yapılan bu değişiklik ile ecza depolarının şahsi tedavi amacıyla yurt dışından ilaç temin etmesine olanak sağlandığı, bu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay 15. Daire’nin 25/12/2015 tarihli ve E.2015/6926 sayılı kararı ile ilgili düzenlemelerin yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği, ayrıca Danıştay 15. Daire’nin E:2015/7530 sayılı dosyasında da Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’nun ecza depolarına bu alanda yetki veren hükümlerinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği, … i aracılığıyla gerçekleştirilen yurtdışından ilaç temin faaliyetinde yaşanan aksaklıklar üzerine Ekonomik Koordinasyon Kurulu kararıyla ilaç temini işlemlerinin … i’nin yanı sıra Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülmesi için düzenlemelerin yapıldığı, … i’ne ecza deposu kurmaksızın iktisadi işletme aracılığıyla yurtdışından ilaç ithal etme hakkı tanınmış ise de, 19/06/2006 tarihinde akdedilen “Şahsi Tedavi İçin Yurtdışından İlaç Teminine İlişkin Protokol”ün 1. maddesi ile temin faaliyetinin iyi dağıtım uygulamalarına uygun şekilde yerine getirileceği düzenlenerek bu hususun temininin sağlandığı, 5502 sayılı yasanın 3. maddesinde, hizmet sunduğu gerçek ve tüzel kişileri hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirmek, haklarının kullanılmasını ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini kolaylaştırmak faaliyetleri Sosyal Güvenlik Kurumu’nun amaç ve görevleri arasında sayıldığı, … i tarafından yurtdışından ilaç temininde yaşanan aksaklıkların giderilmesi amacıyla ecza depolarına yurt dışından ilaç temin yetkisi verildiği Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’na karşı açılan davalarda Danıştay Onbeşinci Dairesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararları üzerine yine ilaç temin sorununun çözülmesi ve hastaların ilaca ulaşımının kolaylaştırılması amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki İbn-i Sina Ecza Deposuna yurt dışından ilaç yetkisi verildiği, …..i aracılığıyla gerçekleştirilen ilaç temin faaliyetinin kamu üzerinde oluşturduğu ekomomik yükün artması üzerine, Ekonomik Koordinasyon Kurulu kararıyla yurt dışından ilaç temin işlemlerinin …..i yerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılmasının planlandığı belirtilerek kılavuzun dava konusu bölümlerinin mevzuata ve kamu yararına uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemenin dayanak mevzuat hükümleri ile kamu yararı ve hukuka uygun olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, Davalı idarenin …..gov.tr uzantılı internet adresinde yayımlanarak yürürlüğe giren, Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’nun 5. maddesinin; 2,3 4,5 ve 6. fıkralarının, 6. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin ve 8. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; dördüncü fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği; hükmüne yer verilmiş, 135. maddesinde de; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleri olduğu düzenlemesi yer almıştır.
663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. Maddesinin 2. Fıkrasının (a) bendinde; “Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi,” (d) bendinde de, Sağlık hizmetlerinde kullanılan ilaçlar, özel ürünler, ulusal ve uluslararası kontrole tâbi maddeler, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, kozmetikler ve tıbbî cihazların güvenli ve kaliteli bir şekilde piyasada bulunması, halka ulaştırılması ve fiyatlarının belirlenmesi Bakanlığın görevleri arasında sayılmış; aynı KHK’nın 27. maddesinde, Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak ilaçlar, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, ulusal ve uluslararası kontrole tabi maddeler, tıbbî cihazlar, vücut dışı tıbbî tanı cihazları, geleneksel bitkisel tıbbî ürünler, kozmetik ürünler, homeopatik tıbbî ürünler ve özel amaçlı diyet gıdalar hakkında düzenleme yapmakla görevli, Bakanlığa bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu kurulduğu belirtilmiş, ayrıca ”Görev alanına giren ürünlerin ruhsatlandırılması, üretimi, depolanması, satışı, ithalatı, ihracatı, piyasaya arzı, dağıtımı, hizmete sunulması, toplatılması ve kullanımları ile ilgili kural ve standartları belirlemek, bu faaliyetleri yürütecek kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere izin vermek, ruhsatlandırmak, denetlemek ve gerektiğinde yaptırım uygulamak, laboratuvar analizlerini yapmak veya yaptırmak.”, ”Hayati önemi haiz ilaç, tıbbî cihaz ve ürünlerin piyasada sürekli bulunabilmesi için gerekli tedbirleri almak.” Kurumun görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel kanununun 3. Maddesinin ( k) bendinde,” Koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde kullanılan ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddelerin üretiminin ve kalitesinin teşvik ve temini esas olup, her türlü müstahzar, terkip, madde, malzeme, farmakope mamülleri, kozmetikler ve bunların üretiminde kullanılan ham ve yardımcı maddelerin ithal, ihraç, üretim,dağıtım ve tüketiminin, amaç dışı kullanılmak suretiyle fizik ve psişik bağımlılık yapan veya yapma ihtimali bulunan madde, ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddeler ile diğer terkiplerin kontroluna, murakabesine ve bunların yurt içinde ve yurt dışında ücret karşılığı kalite kontrollerini yaptırmaya, özel mevzuata göre ruhsatlandırma, izin ve fiyat verme işlerini yürütmeye Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almıştır.
1262 sayılı Kanununun 1. maddesinin 2. fıkrasında; ”Tabip reçetesiyle verilmesi meşrut olanlar ancak reçete mukabilinde ve diğerleri reçetesiz olarak münhasıran eczanelerle ecza ticarethanelerinde kanunu mahsusuna tevfikan satılır.” hükmüne, 3. maddesinde, ”Dahilde imal olunan ispençiyari ve tıbbi müstahzarların ticarete çıkarılmasından ve hariçte yapılanların memlekete ithalinden evvel Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletinden müsaade alınması meşruttur.” hükmüne; 8. maddesinde, ”Ecnebi memleketlerden getirilen müstahzarlar için müsaade talebi ancak Türkiye dahilinde sanat icrasına mezun eczane ve ecza ticarethaneleri sahipleri veya işbu müstahzarları imal eden fabrika va laboratuvarların Türkiye’de oturan vekilleri tarafından vakı olduğu takdirde kabul olunur. Bu gibi müstahzarlar için dahili müstahzarlar gibi müsaade istihsali zımnında istida ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine müracaat edilir…..” hükmüne; 19. maddesinin 2. fıkrasında; ”Memleket dışında yapılmış müstahzarları ruhsatsız olarak ticaret amacıyla ithal etmek veya bunların özelliklerini bilerek satmak veya satışa arz etmek veya sattırmak kaçakçılıktır. Bu fıkrada yazılı suçları işleyenler hakkında Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri tatbik olunur.” hükmüne; Ek 7. maddesinde de; ”Tetkik veya tecrübe edilmek veya şahsi tedavide kullanılmak ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince kabul edilecek miktarı aşmamak üzere ruhsatnameyi haiz olmıyan müstahzarlarla bunlardan ticarete çıkarılmamak şartiyle resmi müesseseler veya amme menfaatlerine hadim hayır cemiyetleri namına gelecek olanların dışardan memlekete ithaline Sıhhat Vekaletince müsaade edilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
984 sayılı Ecza Ticarethaneleriyle Sanat ve Ziraat İşlerinde Kullanılan Zehirli ve Müessir Kimyevi Maddelerin Satıldığı Dükkanlara Mahsus Kanun’un 1. maddesinde ”Tıbbi eczalar ve kimyevi maddelerin toptan satışına mahsus ecza ticarethaneleri açmak için Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletinin müsaadesi lazımdır.” şeklinde, 11. maddesinde de, ”Ecza ticarethanelerinden yalnız eczanelere ve ilaç üreticilerine toptan veya perakende ecza ve mevaddı kimyeviye satılabilir. Ecza ticarethanelerinde reçete yapılması memnu olduğu gibi tuvalet eşyasiyle kauçuk mamulat veya tıbba ve kimyaya ait alat ve edevat müstesna olmak üzere toptan ve perakende olarak ecza ve kimyevi maddelerin ve tıbbi müstahzaratın eşhasa satılması dahi memnudur. Sanat ve ziraatte kullanılan zehirli ve müessir kimyevi maddeler toptan ve perakende olarak hususi ahkamına tevfikan satılabilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Ülkemizde ruhsatlandırılmamış ve/veya ruhsatlandırıldığı hâlde çeşitli sebeplerle piyasada bulunmayan beşeri tıbbi ürünlerin, hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere yurt dışından reçete bazında veya acil durumlarda toplu temini ile söz konusu ürünlerin bilimsel veriler doğrultusunda tıbbi, etik, hukukî ve akılcı kullanımını sağlamak ve bu süreçteki usûl ve esasları belirlemek amacıyla 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 27 nci, 40 ıncı maddeleri, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanununun Ek 7 nci maddesine ve Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.3 üncü maddesine dayalı olarak Yurt Dışından İlaç Temini Ve Kullanımı Kılavuzu hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Anılan Kılavuzun 5 . Maddesinin dava konusu edilen 2. fıkrasında,” ancak ülkemizde ruhsatlandırılmamış ve/veya ruhsatlandırıldığı hâlde çeşitli sebeplerle piyasada bulunmayan ürünler, ülkemizdeki tedavi seçeneklerinin tümünü kullanmış veya kullanmasına engel durumu olan hastalar için hastalıklarının teşhis ve tedavisinde kullanılmasını gerektiren istisnai durumlarda TEB ve/veya SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından yurt dışından temin edilebilir. Bu ürünler TEB ve SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından sadece aşağıda tanımlanmış sıraya uyularak temin edilebilir: a) FDA/EMA tarafından ruhsatlandırılmış ve piyasaya verilmiş olan veya PIC/s üyesi ülkelerde üretilen, ruhsatlandırılan ve piyasaya verilmiş olan beşeri tıbbi ürün temin edilmelidir. b) (a) bendinde tanımlanan ülkelerde bulunamadığı veya temin edilemediği TEB ve/veya SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından Kuruma iletilen ürünlerin, (a) bendinde tanımlanan ülkeler dışında bir ülkede üretilen ve kullanılan ticari isimleri Yurt Dışı İlaç Listesine ilgili bilimsel komisyon görüşü alınarak Kurum Başkanı onayı ile eklenebilir. c) (a) bendinde tanımlanan bir ürün bulunmasına rağmen, Ülkemizde ruhsatlandırılmak amacıyla Kurumumuza başvurusu olan, aynı etkin maddeyi içeren aynı farmasötik formda diğer bir ürün, İyi Üretim Uygulamaları (GMP) denetimi yapılarak uygunluk sertifikası alması koşulu ile ve ilgili ürün ruhsatının kesildiği tarihten itibaren en geç 6 (altı) ay içerisinde Ülkemiz piyasasına verileceğine dair ilgili firmadan taahhüt alınması koşulu ile kamu mali avantajı sağlanması durumunda Yurt Dışı İlaç Listesine Kurum Başkanı onayı ile eklenebilir.” hükmü; 3. fıkrasında, “FDA/EMA tarafından ruhsatlandırılmamış olan beşeri tıbbi ürünlerin ticari isimlerinin Yurt Dışı İlaç Listesi’ne eklenmesi maksadıyla TEB ve/veya SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından Kuruma yapılacak olan başvuru sırasında aşağıda belirtilen belgeler sunulmalıdır: a) İlgili beşeri tıbbi ürüne ait CPP (Certificate of Pharmaceutical Product) belgesi, b) Ürün bilgileri (güvenlik bilgileri dahil) ve kullanıldığı ülke bilgilerini içeren üretici firmadan alınmış yazı veya kurumsal e-posta. c) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen belgelerin TEB ve SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından temin edilemediğinin kanıtlarıylaKuruma iletildiği durumlarda ürün bilgilerine (güvenlik bilgileri dahil) ilişkin yurt dışı tedarikçi depodan alınmış yazı veya kurumsal e-posta.” hükmü; 4. Fıkrasında, ” İkinci fıkra kapsamında yurt dışından temin edilen beşeri tıbbi ürünlerin üretim yerlerinin Kurum tarafından yapılan GMP denetimine ve ilaçların kalite kontrolüne yönelik analizsüreçlerine dolayısıyla ruhsatlandırma ve kalite kontrol süreçlerine tabi olmadığı hastanın hekimi tarafından hastalara anlatılmalıdır. Hekimi tarafından bilgilendirildiğine dair hastadan veya kanuni temsilcisinden rızasını belirten “Bilgilendirilmiş Hasta Olur Formu” (Ek-3) alınmalıdır.” hükmü, 5. fıkrasında, ” TEB ve/veya SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından temin edilebilecek ticari ilaç isminin bu maddenin ikinci fıkrasındaki kurallara göre belirlenmesi ve yurt dışından Ek-7 de belirtilen kurallara uygun olarak temin edilerek talep eden hekime/hastaya ulaştırılması gereklidir.” hükmü, 6. fıkrasında, ” TEB ve SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu bu kapsamda temin ettikleri beşeri tıbbi ürünlerin, temininden hastaya ulaşımına kadargeçen süreçlerin iyi dağıtım uygulamalarına göre gerçekleştirilmesinden sorumludur.” hükmü yer almış; 6. maddesinin 2. Fıkrasının iptali istenilen (b) bendinde, “Kurum tarafından ithaline izin verilen etkin maddenin hangi ticarî isimle ithal edilebileceğine yönelik piyasa araştırması TEB ve/veya SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından yapılır. TEB ve/veya SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından 5 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına uygun olarak belirlenen ve gerekli belgeler ile birlikte Kuruma resmi olarak iletilen beşeri tıbbi ürün isimleri Kurum tarafından Yurt Dışı İlaç Listesi “Tedarik Edilebilen İlaç Listesi” sekmesine (Ek-1) bilgi amaçlı olarak eklenir. “hükmüne yer verilmiş; dava konusu edilen 8. Maddesinde de,” (1) Yurt dışı ilaç listesinde (Ek-1) bulunan tüm beşeri tıbbi ürünler, TEB ve/veya SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından ithal edilebilir. (2) TEB ve SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu, Yurt Dışı İlaç Listesi “Tedarik Edilebilen İlaç Listesi” sekmesinde (Ek-1) bulunan ürünleri stoklarında bulundurabilir. (3) Yurt dışı ilaç listesi “Aktif Etkin Madde Listesi” sekmesinde bulunan etkin maddeyi içeren beşeri tıbbi ürünler ithal edilirken Kurum Bitkisel Destek ve İleri Tedavi Tıbbi Ürünleri Dairesinden ”İthalat Denetimi Tebliği” gereği Kontrol belgelerinin onaylarının alınması zorunludur. (4) TEB ve SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu ithal ettikleri beşeri tıbbi ürünün kalite ve güvenliliğine ilişkin belgeleri 5 (beş) yıl süreyle saklamak zorundadır. (5) TEB ve SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu ithal ettikleri beşeri tıbbi ürün ticari isimlerini, bu ürünlerin kutu sayılarını ve kamuya açık kutu ücretlerini her üç ayda bir excel formatında e-posta ve resmi yazı yoluyla Kuruma iletir.” kuralı yer almıştır.
Yukarıda sayılan mevzuat hükümlerine göre davalı idare tarafından müstahzarların şahsi tedavi amacıyla resmi müesseselerce ithal edilmesine izin verilebileceği açık olup, bu düzenlemeyle de şahsi tedavide kullanılan ve Türkiye’de ruhsatı bulunmayan veya ithal edilemeyen ilaçların, …..i yanında Kılavuzda belirtilen SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından yurt dışından temini ile ilgili usul ve esaslar belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu düzenlemeden önce şahsi tedavide kullanılan ve Türkiye’de ruhsatı bulunmayan veya ithal edilemeyen ilaçların yurt dışından temini …..i aracılığıyla yapılmakta iken; bu konuda …..inin yetersiz kaldığı, hastanın ilacının zamanında, en uygun fiyatla temin edilemediği ve bu nedenle hastanın mağdur olduğu yönünde davalı idarece yapıldığı öne sürülen tespitler üzerine dava konusu Kılavuzdan önceki (18.7.2014 tarihinde davalı kurumun internet sitesinde yayınlanan) kılavuzda, şahsi tedavide kullanılan ve Türkiye’de ruhsatı bulunmayan veya ithal edilemeyen ilaçların, kılavuzda ismen sayılan ecza depoları tarafından da yurt dışından temin edilebileceği belirtilmiş; sözkonusu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davalarda Danıştay 15. Dairesinin vermiş olduğu yürütmenin durdurulması kararları üzerine, bu davaya konu düzenlemeyle tedarikçi olarak TEB yanında sadece SGK bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposuna yer verilmiştir.
Davacılar bu iki kurumun yasal olarak ilaç temini konusunda yetkisi olmadığı halde dava konusu kılavuzla yetkilendirilmesinin ve yetkili kuruluşlar arasında ecza depolarına yer verilmemesinin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla anılan madde hükümlerinin iptalini istemektedirler.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ile Danıştay 15. Dairesinin bir önceki Kılavuzun iptali istemiyle açılan davalarda verdiği Yürütme kararlarında yer alan gerekçeler birlikte değerlendirildiğinde; ilaç gibi hayati öneme sahip bir alanda düzenleme yapılırken , bireyin maddi ve manevi varlığının korunmasının esas alınması, hastalığın aciliyeti, makul sürede ilacın temini, en uygun maliyet, en az bürokratik işlem gibi hususların göz önünde bulundurulmasının kamusal bir zorunluluk olduğu; davalı idarece de yurt dışı ilaç listesinde sayılı hayati öneme sahip hastalıklar için acil karşılanması gereken söz konusu ilaçlara erişimin daha kolaylıkla ve hızlı sağlanması amacıyla anılan düzenlemenin yapıldığı; kendi mevzuatlarına göre ruhsatlandırılmamış bir ilacı temin etmelerinin mümkün olmaması, ruhsata bağlı ilaçların ise ecza depolarınca şahıslara satışına olanak bulunmaması nedeniyle anılan kılavuzda tedarikçiler arasında ecza depolarına yer verilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Düzenlemenin dayanak maddesinde de belirtildiği gibi beşeri tıbbi ürünlerin üretimi, niteliği, içeriği, ruhsatlandırılması, ithali, piyasaya arzı, temini ve tanıtımı ile ilgili kurallar 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 1262 sayılı Kanunu’nda düzenlenmiş olup; bu bağlamda, ilacın hızlı ve güvenilir şekilde temin edilerek hastalara ulaştırılması, tedavilerinde herhangi bir gecikme yaşanmaması, söz konusu ilaçların bilimsel veriler doğrultusunda tıbbi, etik, hukuki ve akılcı kullanımının sağlanması amacıyla, anılan yasa hükümlerinin verdiği yetki çerçevesinde, müstahzarların şahsi tedavi amacıyla resmi müesseselerce ithal edilmesine izin verilebileceğine yönelik düzenlemeler de gözönünde bulundurularak; şahsi tedavide kullanılan ve Türkiye’de ruhsatı bulunmayan veya ithal edilemeyen ilaçların, kamu kurumu niteliğindeki …..i ile Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki ecza deposunca yurt dışından teminine ve ithal edilecek etkin maddenin hangi ticari isimle ithal edileceğine yönelik piyasa araştırması yapılmasına izin veren dava konusu kılavuzun iptali istenilen hükümlerinde dayanağı mevzuat hükümlerine, kamu yararı ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, kendi mevzuatlarına göre ruhsatlandırılmamış bir ilacı temin etmelerinin mümkün olmaması, ruhsata bağlı ilaçların ise ecza depolarınca şahıslara satışına olanak bulunmaması nedeniyle anılan kılavuzda tedarikçiler arasında ayrıca ecza depolarına yer verilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davacıların öne sürdükleri iddialar dava konusu Kılavuz hükümlerini kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi yolunda karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; taraflara önceden bildirilmiş bulunan 30/05/2018 tarihinde davacılar , ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri ile davalı vekili Av….’nun geldikleri, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. 2577 sayılı yasanın 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava; davalı idarenin h… uzantılı internet adresinde yayımlanarak yürürlüğe giren, Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’nun 5. maddesinin; 2,3,4,5 ve 6. fıkralarının, 6. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin ve 8. maddesinin iptali istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, ülkemizde ruhsatlandırılmamış ve/veya ruhsatlandırıldığı hâlde çeşitli sebeplerle piyasada bulunmayan beşeri tıbbi ürünlerin, hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere yurt dışından reçete bazında veya acil durumlarda toplu temini ile söz konusu ürünlerin bilimsel veriler doğrultusunda tıbbi, etik, hukukî ve akılcı kullanımını sağlamak ve bu süreçteki usûl ve esasları belirlemek amacıyla 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 27. ve, 40. maddeleri, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanununun Ek-7. maddesine ve Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.3. maddesine istinaden hazırlanan Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Bahse konu kılavuzun iptali istenen 5. maddesinin 2, 3, 4, 5 ve 6. fıkralarında; ülkemizde ruhsatlandırılmamış ve/veya ruhsatlandırıldığı hâlde çeşitli sebeplerle piyasada bulunmayan ürünlerin, ülkemizdeki tedavi seçeneklerinin tümünü kullanmış veya kullanmasına engel durumu olan hastalar için hastalıklarının teşhis ve tedavisinde kullanılmasını gerektiren istisnai durumlarda …..i ve/veya Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından, belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yurt dışından temin edilerek talep eden hekime/hastaya iyi dağıtım kurallarına uygun olarak ulaştırılacağı, 6. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; Kurum tarafından ithaline izin verilen etkin maddenin hangi ticarî isimle ithal edilebileceğine yönelik piyasa araştırmasının …..i ve/veya Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından yapılacağı, 8. maddesinde ise; Yurt dışı ilaç listesinde (Ek-1) bulunan tüm beşeri ürünlerin …..i ve/veya Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından ithal edilebileceği hususu ile buna ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Davacılar tarafından; 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 8. maddesi gereği şahsi tedavi için yurt dışından ilaç teminine yalnızca eczaneler, ecza depoları veya üretici firma temsilciliklerinin yetkili olduğu, dava konusu kılavuzun 5. ve 8. maddeleri ile, …..i’ne ve Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde kurulan İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu’na yurt dışından ilaç temini konusunda yetki verilmesinin 1262 sayılı Kanun’un 8. maddesine aykırı olduğu, 1262 sayılı Kanun’un EK-7. maddesinde yurt dışından ilaç teminine ilişkin olarak iki ayrı ithalat izninin düzenlendiği, bunlardan birincisinin tetkik veya tecrübe edilmek veya şahsi tedavide kullanılmak üzere ve yetkili idarece belirlenen miktarı aşmamak üzere temin edilecek ruhsatnamesi olmayan ilaçlar olduğu, ikincisinin ise, yine ruhsatnamesi olmayan bu ilaçlardan ticarete çıkarılmamak şartıyla resmi müesseseler ve kamu yararına hizmet eden hayır cemiyetleri adına geleceklere ilişkin olduğu,1262 sayılı Kanun’un 8. ve Ek-7 maddeleri gereği, şahsi tedavi maksadıyla yurt dışından ilaç temin edebileceklerin yalnızca eczaneler, depolar ve üretici firmaların Türkiye’deki temsilcileri olduğu, yurt dışından temin edilecek etkin maddenin hangi ticari isimle ithal edileceğine ilişkin olarak yapılacak piyasa araştırması faaliyetinin yurt dışından ilaç temin etme faaliyetinin bir parçası olduğu, yurt dışından ilaç temini konusunda yetkilendirilmeleri yasal olarak mümkün bulunmayan …..i’ne ve Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde kurulan İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’ne, kılavuzun dava konusu 6. maddesi ile yurtdışından ithaline izin verilen etkin maddenin hangi ticari isimle ithal edileceğine dair piyasa araştırması yapma konusunda yetki verilmesinin de 1262 sayılı Kanun’un 8. maddesine aykırı olduğu, her türlü ilacın hastalara temini için muhakkak ecza deposu kurulması gerektiği, ecza deposu kurulmasının aynı zamanda buraların idare tarafından denetim altında tutulması anlamına geldiği, iyi muhafaza ve iyi dağıtım koşullarının ancak ecza depoları tarafından yerine getirilebileceği, bu ilaçların özellikli ilaçlar olduklarından ticari olarak serbest satışa çıkarılmayıp depolar tarafından doğrudan hastaya ulaştırılması gerektiği, yurt dışından ilaç temininin perakende bir satış olmayıp, kendine özgü bir temin faaliyeti olduğu, özellikli olan bu ilaçlara hastaların hızlı erişiminin, denetlenebilen birden çok tedarikçi ile dağıtılması halinde mümkün olabileceği, …..i’in bir meslek örgütü olduğu, 6643 sayılı …..i Kanunu’nun 3. maddesi gereği kuruluş amacı dışında faaliyette bulunamayacağı, dava konusu kılavuz ile …..i’ne verilen bu yetkinin 6643 sayılı yasaya aykırı olduğu, 6643 sayılı yasa ile de Birliğe bu yönde bir görev ve yetki verilmediği, …..inin yurtdışından ilaç teminin için bir depo kurmadığı, (kuruluş yasası gereği kurmasının mümkün olmadığı) bu durumun halkın sağlığını tehdit ettiği, 5502 sayılı Sosyal Güvenli Kurumu Kanunu’nun 3. maddesinde Kurumun amaç ve görevlerinin düzenlendiği, bu görevler arasında şahsi tedavi için yurt dışından ilaç temininin sayılmadığı, Kuruma böyle bir yetki verilecekse bunun Kanun ile düzenlenmesi gerektiği, dava konusu klavuz ile bu yetkinin verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki ecza deposuna ruhsat verilmesinin ise, 5502 ve 984 sayılı Kanunlara aykırı olduğu iddia edilmektedir.
Davacıların iddia ve talepleri incelendiğinde; uyuşmazlığın konusunu özetle; şahsi tedavi için yurt dışından ilaç teminine yalnızca eczaneler, ecza depoları veya üretici firma temsilciliklerinin yetkili olduğu, kılavuzun dava konusu düzenlemeleri ile bu yetkinin yalnızca …..i ve Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu’na verilmesinin yasalara aykırı olduğu hususlarının oluşturduğu görülmektedir.
Bu durumda davanın çözümü bakımından öncelikle, ecza depolarının şahsi tedavi için yurt dışından ilaç temin etmelerinin yasal olarak mümkün olup olmadığı hususunun incelenmesi, devamında ise kılavuzun dava konusu kuralları ile yurt dışından ilaç temin yetkisinin …..i ve Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeki İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu’na verilmesinin mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasanın 56. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; 3. fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; 4. fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği düzenlemesi yer almıştır.
663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 27. maddesinde; Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak ilaçlar, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, ulusal ve uluslararası kontrole tabi maddeler, tıbbî cihazlar, vücut dışı tıbbî tanı cihazları, geleneksel bitkisel tıbbî ürünler, kozmetik ürünler, homeopatik tıbbî ürünler ve özel amaçlı diyet gıdalar hakkında düzenleme yapmakla görevli, Bakanlığa bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde; “Görev alanına giren ürünlerin ruhsatlandırılması, üretimi, depolanması, satışı, ithalatı, ihracatı, piyasaya arzı, dağıtımı, hizmete sunulması, toplatılması ve kullanımları ile ilgili kural ve standartları belirlemek, bu faaliyetleri yürütecek kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere izin vermek, ruhsatlandırmak, denetlemek ve gerektiğinde yaptırım uygulamak, laboratuvar analizlerini yapmak veya yaptırmak”, (d) bendinde ise; “Hayati önemi haiz ilaç, tıbbî cihaz ve ürünlerin piyasada sürekli bulunabilmesi için gerekli tedbirleri almak” Kurumun görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel kanununun 3. Maddesinin (k) bendinde, “Koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde kullanılan ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddelerin üretiminin ve kalitesinin teşvik ve temini esas olup, her türlü müstahzar, terkip, madde, malzeme, farmakope mamülleri, kozmetikler ve bunların üretiminde kullanılan ham ve yardımcı maddelerin ithal, ihraç, üretim,dağıtım ve tüketiminin, amaç dışı kullanılmak suretiyle fizik ve psişik bağımlılık yapan veya yapma ihtimali bulunan madde, ilaç, aşı,serum ve benzeri biyolojik maddeler ile diğer terkiplerin kontroluna, murakabesine ve bunların yurt içinde ve yurt dışında ücret karşılığı kalite kontrollerini yaptırmaya, özel mevzuata göre ruhsatlandırma, izin ve fiyat verme işlerini yürütmeye Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, sağlık hizmetlerinin anayasa ve yasalarda belirtilen nitelikte sunulabilmesi bakımından, davalı idarenin ülkemizde temininde güçlük çekilen hayati öneme haiz ilaçların hastalara hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırılması ve bu ilaçların piyasada sürekli bulunmasını sağlayacak tedbirleri alma ve bunun için gerekli düzenlemeleri yapma görev ve yetkisinin bulunduğu kuşkusuzdur. Davalı idare tarafından yayınlanarak yürürlüğe konulan Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’nun da bu görev ve yetki kapsamında hazırlandığı anlaşılmaktadır.
1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrasında, ”Tabip reçetesiyle verilmesi meşrut olanlar ancak reçete mukabilinde ve diğerleri reçetesiz olarak münhasıran eczanelerle ecza ticarethanelerinde kanunu mahsusuna tevfikan satılır.” hükmü; 3. maddesinde, ”Dahilde imal olunan ispençiyari ve tıbbi müstahzarların ticarete çıkarılmasından ve hariçte yapılanların memlekete ithalinden evvel Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletinden müsaade alınması meşruttur.” hükmü; 8.maddesinde, ”Ecnebi memleketlerden getirilen müstahzarlar için müsaade talebi ancak Türkiye dahilinde sanat icrasına mezun eczane ve ecza ticarethaneleri sahipleri veya işbu müstahzarları imal eden fabrika va laboratuvarların Türkiye’de oturan vekilleri tarafından vakı olduğu takdirde kabul olunur. Bu gibi müstahzarlar için dahili müstahzarlar gibi müsaade istihsali zımnında istida ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine müracaat edilir.” hükmü; 19. maddesinin 2. fıkrasında; ”Memleket dışında yapılmış müstahzarları ruhsatsız olarak ticaret amacıyla ithal etmek veya bunların özelliklerini bilerek satmak veya satışa arz etmek veya sattırmak kaçakçılıktır. Bu fıkrada yazılı suçları işleyenler hakkında Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri tatbik olunur.” hükmü; Ek-7. maddesinde ise, ”Tetkik veya tecrübe edilmek veya şahsi tedavide kullanılmak ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince kabul edilecek miktarı aşmamak üzere ruhsatnameyi haiz olmıyan müstahzarlarla bunlardan ticarete çıkarılmamak şartiyle resmi müesseseler veya amme menfaatlerine hadim hayır cemiyetleri namına gelecek olanların dışardan memlekete ithaline Sıhhat Vekaletince müsaade edilebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
984 sayılı Ecza Ticarethaneleriyle Sanat ve Ziraat İşlerinde Kullanılan Zehirli ve Müessir Kimyevi Maddelerin Satıldığı Dükkanlara Mahsus Kanun’un 1. maddesinde, ”Tıbbi eczalar ve kimyevi maddelerin toptan satışına mahsus ecza ticarethaneleri açmak için Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletinin müsaadesi lazımdır.” hükmüne; 11.maddesinde ise, ”Ecza ticarethanelerinden yalnız eczanelere ve ilaç üreticilerine toptan veya perakende ecza ve mevaddı kimyeviye satılabilir. Ecza ticarethanelerinde reçete yapılması memnu olduğu gibi tuvalet eşyasiyle kauçuk mamulat veya tıbba ve kimyaya ait alat ve edevat müstesna olmak üzere toptan ve perakende olarak ecza ve kimyevi maddelerin ve tıbbi müstahzaratın eşhasa satılması dahi memnudur. Sanat ve ziraatte kullanılan zehirli ve müessir kimyevi maddeler toptan ve perakende olarak hususi ahkamına tevfikan satılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Her ne kadar, 31/07/2015 tarih ve 29431 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile söz konusu yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi, “Ecza deposu: 2 nci maddede belirtilen madde ve ürünlerin sadece toptan ticaretini yapmasına ve/veya şahsî tedavi amacıyla yurtdışından ilaç temin etmesine Bakanlıkça izin verilen gerçek veya tüzel kişiye ait olan iş yerini”; 3. maddesi ile de yine söz konusu yönetmeliğin “Perakende Satış Yasağı” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrası, “Ecza depolarından perakende satış yapılması yasaktır. Ancak Türkiye’de ruhsatlı olmayan veya ruhsatlı olup piyasada bulunmayan ilaçların doğrudan doğruya şahsî kullanım için yurt dışından temini bu yasağın dışındadır.” şeklinde değiştirilmiş ise de; Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesindeki, “… ve/veya şahsî tedavi amacıyla yurtdışından ilaç temin etmesine…” ibaresi ile 3. maddesinin 2. cümlesinin iptali istemiyle Dairemizin 2015/6926 sayılı esasına kayden açılan davada; Dairemizce verilen 25/12/2015 tarihli karar ile dava konusu düzenlemelerin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı yapılan itiraz başvurusu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13/06/2016 tarih ve YD Itiraz No: 2016/332 sayılı kararı ile reddedilmiş, son olarak Dairemizce verilen 23/01/2018 tarih, E:2015/6926, K:2018/351 sayılı kararı ile anılan düzenlemelerin iptaline karar verilmiştir.
6643 sayılı …..i Kanunu’nun “Birliğin kuruluşu ve vazifeleri” başlıklı 1. maddesinin 1. fıkrasında; Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını yürütmeye yetkili olup da, özel kanunlarında üye olamayacakları belirtilenler hariç, sanatlarıyla uğraşan ve meslekleriyle ilgili hizmetlerde çalışan eczacıların katılmasıyla; eczacıların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, eczacılığın genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak; eczacıların birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıyla tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde …..i kurulduğu, 4.maddesinin (j) bendinde ise; Halk sağlığı ve eczacılık mesleki ile alakalı meseleler için resmi makamlarla karşılıklı işbirliği yaparak bu makamların yardımını temine çalışmanın Birliğin vazifeleri arasında yer aldığı belirtilmiştir.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun “Kurumun amacı ve görevleri” başlıklı 3. Maddesinin 1. fıktasında; Kurumun temel amacının, sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve malî açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmek olduğu belirtilmiş ve aynı maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde ise; hizmet sunduğu gerçek ve tüzel kişileri hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirmek, haklarının kullanılmasını ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini kolaylaştırmak Kurumun görevleri arasında sayılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile idari yargı mercilerince verilen kararlar birlikte değerlendirildiğinde; ülkemizde ruhsatlandırılmış ilaçların yetkili kurumdan izin alınmak şartıyla eczane, ecza depoları ve ilaç fabrikaları tarafından yurtdışından ithal edilmelerinin mümkün olduğu, ancak bu ilaçların toptan ve/veya perakende olarak şahıslara satışının hukuken mümkün olmadığı, ülkemizde rutsatlandırılmamış ilaçların ise sadece tetkik veya tecrübe edilmek veya şahsi tedavide kullanılmak ve belirlenen miktarı aşmamak üzere şahıslarca ve ticarete çıkarılmamak şartiyle resmi müesseseler veya amme menfaatlerine hadim hayır cemiyetlerince yurt dışından teminine izin verilebileceği, bunun dışında ticari işletmelerin (ecza depolarının) ruhsalandırılmamış bir ilacı yurtdışından temin etmelerinin mümkün olmadığı ve bu konuda ecza depolarına izin verilmesine de hukuken imkan bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bunun yanında, söz konusu ilaçların kamu kurumu niteliğine haiz …..i ve/veya Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde kurulan İbn-i Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ismindeki Ecza Deposu tarafından, yurt dışından temin edilmesi ile temin edilecek etkin maddenin hangi ticari isimle ithal edileceğine yönelik piyasa araştırması yapılmasına ve bu işlemlere ilişkin bir takım usul ve esaslara yer verilen Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’nun iptali istenen 5. maddesinin; 2, 3, 4, 5 ve 6. fıkraları, 6. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ve 8. maddesinde dayanak mevzuat hükümleri ile, kamu yararına ve hukuka aykırı bir cihet tespit edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … -TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacılara iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunabileceğinin taraflara bildirilmesine, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargılama Giderleri :
Toplam Harç : … -TL
Posta Gideri : … -TL
Toplam : … TL