Danıştay Kararı 15. Daire 2017/144 E. 2017/2126 K. 27.04.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2017/144 E.  ,  2017/2126 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/144
Karar No : 2017/2126

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekilleri :
İstemin Özeti :….İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:…sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının davacı hakkında hükmedilen maddi tazminat kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılar murisinin yolcu olarak bulunduğu motosikletin 04/05/2003 tarihinde Hamam Köyü ile Beytüşşebap İlçesi arasındaki yol bağlantısının sağlanması amacıyla yaptırılan Hamam Köprüsünden aşağı düşmesiyle meydana gelen kazada hayatını kaybetmesi sonucunda davalı idarenin gerekli önlemleri almaması sebebiyle hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı iddia edilen davacı eş ve çocuklar için toplam 70.000,00.-TL maddi, 130.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince; Danıştay Sekizinci Dairesinin 08/05/2014 gün ve E: 2013/2891, K: 2014/3722 sayılı bozma kararına uyularak tarafların kusur oranının tespiti için davacıların murisi ile aynı kazada ölen kişinin murislerinin açtığı dava olan … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyası üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu Bilirkişi tarafından hazırlanan 11/10/2013 tarihli raporda, araç sürücüsü birinci derecede %70 oranında, davalı idarenin ise %30 oranında ikinci derecede kusurlu olduğu belirtilmiş, davacıların uğradıkları destekten yoksun kalma zararının hesaplanabilmesi için mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve Av. tarafından hazırlanan 26/05/2015 tarihli raporda, kusur oranı dikkate alınarak davacıların toplam maddî zararı 50.832,11-TL olarak hesaplanmış, teknik ve bilimsel içeriğiyle söz konusu raporların hükme esas alınmayı gerektirir niteliği haiz olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 41.234,10-TL, çocuklar için 114,76-TL, … için 524,65-TL, … için 868,21-TL, … için 1.122,57-TL,… için 3.483,91-TL ve …için 3.483,91-TL olmak üzere toplam 50.832,11-TL maddî, eş için 10.000,00-TL, çocukların her biri için de 5.000,00-TL olmak üzere toplam 45.000,00-TL manevî tazminatın idareye başvuru tarihi olan 15/09/2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmektedir.
Temyiz edilen mahkeme kararının davacı eş hakkında verilen maddi tazminat miktarı kısmı dışındaki kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığından davalı idarenin bu kısımlara yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Mahkeme kararının davacı eş hakkında verilen maddi tazminat miktarı kısmına gelince;
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun’un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. ” cümlesi eklenmiştir.
Mahkemenin ara kararı gereğince davacıların dosyaya sunduğu 24/05/2007 tarihli dilekçede davacı eş için 17.000,00 TL maddi tazminat talep edilmiş, yapılan yargılama sonucunda mahkemece alınan 26/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda davacıların maddi tazminat miktarları hesaplanmış olup bilirkişi raporunda davacı eş için 41.234,10-TL tazminat talep edilebileceği tespit edilmiştir.
Yukarıda bahsedilen kanun maddesi ile tam yargı davalarında 30/04/2013 tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere nihai karar verilinceye kadar dava dilekçesinde belirtilen miktarın artırılmasına olanak tanınmasına rağmen dosya kapsamında davacı eş ‘ın 24/05/2007 tarihli dilekçesinde talep ettiği maddi tazminat miktarını artırdığına dair ıslah dilekçesi bulunmamaktadır.
Bu itibarla; nihai karar verilinceye kadar miktar artırım imkanı bulunduğu ve davacı tarafın talebi olması durumunda mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususun dikkate alınması gerektiği de açıktır.
Buna göre “taleple bağlılık ilkesi” dikkate alınarak davacı eş ‘ın maddi tazminat yönünden taleple bağlı kalınması gerekirken talep edilen miktarı aşarak mahkemece alınan bilirkişi raporunda hesaplanan miktar üzerinden hüküm kurulmasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:….; K:… sayılı kararının davacı hakkında verilen maddi tazminat miktarına ilişkin kısmının BOZULMASINA, kararın diğer kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.