Danıştay Kararı 15. Daire 2017/1097 E. 2018/2008 K. 21.02.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2017/1097 E.  ,  2018/2008 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/1097
Karar No : 2018/2008

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekili :

Davanın Özeti : Davalı Kurumun İlaç ve Eczacılık Daire Başkanlığı’nın, 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun’un 2. maddesi uyarınca, kurumdan ayrılan eczacıların 3 yıl süreyle kurum ile sözleşme yapamayacaklarına ilişkin 08.09.2006 tarih ve 51449 sayılı Genelge’nin; eczacıların Kurum ile yaptıkları sözleşmenin, Türk Eczacılar Birliği ile Kurum arasında yapılan protokol hükümleri uyarınca, sigortalıların ilaçlarını temin etmeye yönelik olduğu, protokol maddeleri uyarınca kanuni iskontoyu yapmayı kabul eden her eczacı ile sözleşme yapıldığı, ihale veya kurumdan iş alma gibi bir durumun bulunmadığı, eczacıların durumunun, 2531 sayılı Kanunun uygulama kapsamına girmediği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Usul yönünden davanın süresinde açılmadığı, davacının davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığı; esas yönünden ise 2531 sayılı Kanuna göre, kurumlarından ayrılan kamu görevlilerinin kurumlarındaki görev ve faaliyet alanları ile ilgili konularda herhangi bir iş yapmaları ve görev almalarının çeşitli sakıncaları bulunduğu, görevlerinden ayrılan personelin, ayrıldıkları kuruluşa karşı girişecekleri işlerde arkadaşları üzerinde etkinliğini önlemek ve çıkar sağlamalarına mani olmak amacıyla, kurumlarına karşı görev almalarının yasaklandığı, eczacılar ile ilgili olarak özel kanunlarında istisnai bir hüküm getirilmediğinden, yasaklamaya tabi oldukları, yapılan düzenlemenin 2531 sayılı Kanun hükümlerine uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Bozma kararı doğrultusunda dava konusu Genelge’nin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; Sosyal Güvenlik Kurumu (Sosyal Sigortalar Kurumu) bünyesinde çalışmakta iken Kurumdan ayrılan eczacıların 3 yıl süreyle Kurumla sözleşme yapmalarını yasaklayan 08/09/2006 günlü, 51449 sayılı Genelgenin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onuncu Dairesi’nin 02/12/2008 günlü, E:2006/6775,K:2008/8728 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 13/05/2013 gün ve E:2009/1387, K:2013/1866 sayılı kararı ile bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. Maddesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarına karşı ısrar hakkı tanımamıştır.
Bu durumda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 13/05/2013 gün ve E:2009/1387, K:2013/1866 sayılı kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu Genelgenin iptali gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Genelgenin iptali gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13/05/2013 tarih ve E:2009/1387, K:2013/1866 sayılı bozma kararı üzerine gereği görüşüldü:
Dava; Sosyal Güvenlik Kurumu (Sosyal Sigortalar Kurumu) bünyesinde çalışmakta iken Kurumdan ayrılan eczacıların 3 yıl süreyle Kurumla sözleşme yapmalarını yasaklayan 08.09.2006 tarih ve 51449 sayılı Genelge’nin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onuncu Dairesi’nin 02/12/2008 tarih ve E:2006/6775,K:2008/8728 sayılı kararında; 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanların, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamayacakları, taahhüde giremeyecekleri, komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacakları hükmüne yer verildiği; anılan Kanunun gerekçesinde, kurumlarından ayrılan kamu görevlilerinin, kurumlarındaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili herhangi bir iş yapmaları ve görev almalarının çeşitli sakıncalar oluşturduğu ifadesine yer verilerek, Kanun’un amacının, görevden ayrılan personelin ayrıldıkları kuruluşa karşı girişecekleri işlerde, eski memuriyet arkadaşları üzerinde manevi de olsa etkinliklerini önlemek, çıkar sağlamalarını engellemek olduğunun belirtildiği; Kanun hükmü ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, görevinden ayrılmış olan kamu görevlilerinin görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda kurumlarına karşı görev ve iş almalarını önlemenin amaç edinildiği ve dava konusu Genelge’de, Kanun ile aynı yönde, Kurumdan ayrılan eczacıların Kuruma karşı üç yıl süreyle görev alamayacaklarına ilişkin düzenlemenin yer aldığı, 2531 sayılı Kanun’un 2. maddesinin uygulanması niteliğinde olan ve bu konuda açıklayıcı bilgiler içeren dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği; davacının temyiz istemini inceleyen İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 13/05/2013 tarih ve E:2009/1387, K:2013/1866 sayılı kararıyla anılan Daire kararının bozulmasına karar verildiği, davalı idarenin karar düzeltme isteminin 07/12/2016 tarih ve E:2014/485, K:2016/3331 sayılı kararı ile reddedildiği görülmektedir.
2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Bu Kanun, genel bütçeye dahil daire, kurum ve kuruluşlar ile katma bütçeli idarelerde, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan fonlarda, belediyelerde, özel idarelerde 12 Mart 1964 gün ve 440 sayılı ve 12 Mayıs 1964 gün ve 468 sayılı Kanunlar kapsamına giren kuruluşlarda, sermayesinin yarısından fazlası ayrı ayrı veya birlikte Hazinece veya yukarıdaki daire, idare, kurum ve kuruluşlarca karşılanan yerlerde aylık, ücret veya ödenek almak suretiyle görev yapmış olanlar hakkında uygulanır.” hükmüne yer verilmiş; 2. maddesinde, birinci madde kapsamına giren yerlerdeki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanların, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamayacakları, taahhüde giremeyecekleri, komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacakları hükme bağlanmıştır.
2531 sayılı Kanun’un görüşülmesi sırasında düzenlenen Milli Güvenlik Konseyi İçişleri Komisyonu Raporunda(1/233) yer alan Kanun gerekçesinde; kurumlarından ayrılan kamu görevlilerinin, kurumlarındaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda herhangi bir iş yapmaları ve görev almalarının çeşitli sakıncalar oluşturduğu; yasanın amacının, görevden ayrılan personelin ayrıldıkları kuruluşa karşı girişecekleri işlerde, eski memuriyet arkadaşları üzerinde manevi de olsa etkinliklerini önlemek, çıkar sağlamalarını engellemek olduğu belirtilmiştir.
Kanun hükmü ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; yasaklamanın koşullarından birisinin, görevinden ayrılmış olan kamu görevlilerinin, görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda ayrıldıkları kurumlara “karşı” görev ve iş almaları olduğu açıktır. Dolayısıyla, ilgili kuruma “karşı” nitelikte sayılamayacak bir görev ve işin yasak kapsamında değerlendirilmemesi gereklidir. Öte yandan, yasaklama kararı verilirken görevinden ayrılan kamu görevlisinin çıkar sağlayacak bir etkinliği göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, eczanelerin, Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında yapılan protokolde yer alan kurallar uyarınca Kuruma yaptıkları başvuru üzerine kabul ettikleri sözleşmeleri imzalamak suretiyle sigortalı hastaların ilaçlarını temin ettikleri ve ücretini Kurumdan tahsil ettikleri, bir başka ifadeyle, eczanelerin Kurum ile koşul ve standartları önceden belirlenmiş tek tip sözleşmeler imzaladıkları anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Kurumdan ayrılan ve serbest çalışan eczacıların sigortalı hastaların ilaçlarını temin etmek amacıyla Kurumla imzaladıkları tek tip sözleşmeler, Kuruma “karşı” bir görev ve iş veya taahhüde girme olarak nitelendirilemeyeceğinden, Genelge ile getirilen yasaklama, 2531 sayılı Kanuna uygun bulunmamaktadır.
Kaldı ki; 2531 sayılı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 3. maddesine 26/04/2007 günlü, 5635 sayılı Kanun ile eklenen fıkrada, “Uzman tabipler, tıpta uzmanlık tüzüğüne göre uzman olanlar, tabipler, diş tabipleri ve eczacılar kendi nam ve hesabına yaptıkları mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak kurum ve kuruluşlarla tip sözleşmeler yapabilirler.” hükmüne yer verilmek suretiyle, eczacıların daha önce görev yaptıkları Kurumla tip sözleşmeler yapmasına yasa düzeyinde imkan tanınmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu 08.09.2006 tarih ve 51449 sayılı Genelge’nin İPTALİNE, aşağıda dökümü gösterilen …-TL yargılama gideri ile davacı vekilinin 02.12.2008 tarihinde yapılan duruşmaya katılmadığı görüldüğünden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL duruşmasız vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 21/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.