Danıştay Kararı 15. Daire 2016/9851 E. 2018/5116 K. 22.05.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/9851 E.  ,  2018/5116 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9851
Karar No : 2018/5116

Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1
2-
Vekili :
3-
Vekili :
Davanın Özeti : Davacının … marka, … seri numaralı silahına ait 2011/128 sayılı silah taşıma ruhsatının yenilenmesi istemiyle yaptığı başvurusu üzerine ruhsat almaya engel devam eden ceza yargılaması bulunduğundan bahisle ruhsat yenileme işlemlerinin durdurulmasına ve silahının emanete alınmasına ilişkin olarak tesis edilen 21.06.2016 tarih ve 6929 sayılı işleminin ve işlemin dayanağı olan 91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 4. fıkrasının iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : 6136 sayılı Kanun’un 7. maddesi hükmüyle, hiç bir şekilde silah taşıma ve bulundurma izni alamayacaklar belirlendikten sonra silah vesikası verilmesini engelleyen diğer hususların da yönetmelikte düzenlenmesinin öngörüldüğü, Bakanlar Kurulu’na verilen yetki çerçevesinde düzenlenen Yönetmelik hükmünün ve buna dayalı işlemin mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerekeceği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Davacı tarafından; … marka, … seri numaralı silahına ait 2011/128 sayılı silah taşıma ruhsatının yenilenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddi ile silahının emanete alınmasına ilişkin 21.06.2016 tarih ve 6929 sayılı işleminin ve işlemin dayanağı olan 91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 4. fıkrasının iptali istemiyle dava açılmıştır.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7. maddesinde, ateşli silahları kimlerin taşıyacakları belirlenmiş, beşinci bendinde, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak Yönetmelikte belirlenecek esaslara göre Valiler tarafından verilecek izin vesikasını alanların da ateşli silahları taşıyabilecekleri veya mesken ya da işyerinde bulundurabilecekleri açıklanmış, maddenin devamında silah taşımaya yetki veren kimlik kartları ile belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esasların Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükmü yer almıştır. Aynı maddenin 23.01.2008 tarih ve 5728 sayılı Yasa’nın 154. maddesi ile değişik son fıkrasında ise ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan veya bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı 6 aydan fazla hapis cezasına mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.
6136 sayılı Yasa’nın yukarıda anılan hükmüyle, ateşli silahla suç işleyenlerin ve taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum olanların affa uğramış olsalar bile hiçbir surette silah taşıma ve bulundurma izni alamayacakları kurala bağlanmış ve silah vesikası verilmesini engelleyen diğer hususların yönetmelikte düzenlenmesi öngörülmüş; bu haliyle de kesinlikle izin verilemeyecekler saptanarak, diğer engel hallerin yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.
91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in davaya konu edilen 16. maddesinde; silah ruhsatı verilmesini engelleyen durumlar maddeler halinde sayılmış, bu kapsamda maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde, taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, kara para aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlara ateşli silah taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, verilmiş ruhsatların iptal edileceği aynı maddenin ikinci fıkrasında; yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d),… bentleri kapsamına girenlere affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, bu fıkra hükmünün 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmayacağı, dördüncü fıkrasında ise; bu madde kapsamında sayılan fiilerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemlerinin, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulacağı ve yargılama sonucuna kadar silahın ilgili birimce emanete alınacağı düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının silah taşıma ruhsatının yenilenmesi talebiyle idareye başvurduğu, bu başvurusu üzerine yapılan incelemede, ”Manevi veya Mali Haklara Tecavüz, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma, Hukuki Alacağı Tahsil Etmek Amacıyla Yağma Yapmak, Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı” suçları nedeniyle hakkında hakkında düzenlenen iddianamelere dayalı yargılamalarının devam ettiğinin belirlendiği, söz konusu yargılamalar nedeniyle ruhsat yenileme işlemi durdurulmak suretiyle bahse konu silahın emanete alındığı anlaşılmıştır.
6136 sayılı Yasa’nın 7. maddesi ile silah ruhsatı verilmesini engelleyen hususların yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar Kuruluna verilen yetki çerçevesinde, kamu güvenliğinin ve asayişin korunması, ruhsatı bulunan veya ruhsat verilecek kişinin suç işleme şüphesinden uzak olmasının gözetilmesi amacıyla yapılan dava konusu düzenlemerde ve bu düzenlemelere uygun olarak tesis edilen işlemde 6136 sayılı Yasa hükümlerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, silah taşıma ve bulundurma ruhsatı almanın herkese tanınmış temel bir hak ve özgürlük olarak kabulüne de imkan bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacının … marka, … seri numaralı silahına ait 2011/128 sayılı silah taşıma ruhsatının yenilenmesi istemiyle yaptığı başvurusu üzerine ruhsat almaya engel devam eden ceza yargılaması bulunduğundan bahisle ruhsat yenileme işlemlerinin durdurulmasına ve silahının emanete alınmasına ilişkin olarak tesis edilen 21.06.2016 tarih ve 6929 sayılı işleminin ve işlemin dayanağı olan 91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 4. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7. maddesinde, ateşli silahları kimlerin taşıyacakları beş bent halinde belirlenmiş, beşinci bendinde, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak Yönetmelikte belirlenecek esaslara göre Valiler tarafından verilecek izin vesikasını alanların da ateşli silahları taşıyabilecekleri veya mesken ya da işyerinde bulundurabilecekleri açıklanmış, maddenin devamında silah taşımaya yetki veren kimlik kartları ile belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esasların Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükmü getirilmiş, son fıkrasında da ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile hiç bir suretle ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.
6136 sayılı Kanun’un yukarıda anılan hükmüyle, ateşli silahla cürüm işleyenlerle taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum olanların affa uğramış olsalar bile hiçbir surette silah taşıma ve bulundurma izni alamayacakları kurala bağlandıktan sonra, silah vesikası verilmesini engelleyen diğer hususların da yönetmelikte düzenlenmesi öngörülmüş; bu haliyle de kesinlikle izin verilemeyecekler saptanarak, diğer engel hallerin yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiştir.
91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in 3. maddesinin 1. fıkrasında taşıma ve bulundurma ruhsatlarının onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olduğu ve yenileme harcı alınmak şartıyla her beş yılda bir yenileneceği, 16.maddesinde, silah ruhsatı verilmesini engelleyen durumların neler olduğu düzenlenmiş olup, bu kapsamda maddenin (d) bendinde, taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, kara para aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlara ateşli silah taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında; yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d), (e).. bentleri kapsamına girenlere affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, bu fıkra hükmünün 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmayacağı, dördüncü fıkrasında ise; bu madde kapsamında sayılan fiilerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemlerinin, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulacağı ve yargılama sonucuna kadar silahın ilgili birimce emanete alınacağı hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının … marka, … seri numaralı silahına ait 2011/128 sayılı silah taşıma ruhsatının yenilenmesi istemiyle idareye başvurduğu, idarece silah ruhsat işlemlerine esas alınmak üzere yapılan araştırmada davacı hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından dolayı dava açıldığının ve yargılamaların devam ettiğinin tespit edildiği, bu tespit üzerine 91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 4. fıkrası uyarınca 21.06.2016 tarih ve 6929 sayılı işlemi ile talebi reddedilerek ruhsat yenileme işlemlerinin hakkındaki ceza yargılaması kesinleşinceye kadar durdurulması ve silahının emanete alınmasına yönelik karar verildiği, davacı tarafından bu işlemin ve dayanağı yönetmelik hükümlerinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in 16. maddesinin (d) bendinin ve aynı maddenin 4. fıkrasında yer alan “Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılaması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.” hükmünün iptali istemine ilişkin kısmı incelendiğinde,
Kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının korunması amacıyla temel hak ve hürriyetlerin, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak Kanunla sınırlanabileceği Anayasa kuralıyla benimsenmiş olmakla birlikte, silah taşıma ya da bulundurma ruhsatı almanın herkese tanınmış temel bir hak ve özgürlük olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Belirlenen çerçevede, silah taşıma ve bulundurmaya ilişkin yapılan düzenlemelerde konuya özgü kurallara yer verilmesinin ve dayanağı Kanun hükümlerini aşmamak üzere sınırlamalar yapılabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Diğer yandan; 6136 sayılı Kanun’un 7. maddesinde ateşli silahları kimlerin taşıyabilecekleri sayılmış olup, ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile hiç bir suretle ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilmeyeceği belirtilerek genel bir sınırlama getirilmiş ve Kanun’un 7. maddesinde sayılanlar dışında kalanlara silah ruhsatı verilebilmesi için valiliklere takdir yetkisi verilmiştir. İdarelere tanınan takdir yetkisi sınırsız olmayıp, bu yetkiyi kullanan kamu görevlileri kamu yararı ve hizmetin gereği olarak değerlendirme yapmak zorundadırlar. Ayrıca valilere tanınan takdir yetkisinin Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılacak düzenleyici işlemlerle objektif bazı esaslara bağlanması da mümkündür.
Bu durumda, Kanun’un 7. maddesiyle verilen yetkisini kullanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılan yönetmelikle bazı hususi durumlar yönünden valilerin takdir yetkisinin sınırlandırılması eşitlik ve objektiflik ilkelerinin sağlanması açısından hukuka uygun bulunmaktadır.
Kanunla kesinlikle ruhsat verilemeyecekler belirtilmekle birlikte yönetmelik hükmüyle de takdir yetkisinin sınırlarını belirleme açısından getirilen kısıtlayıcı düzenleme hukuka uygun bulunduğundan, 16. maddesinin (d) bendinde yer alan hükmün iptali istenen kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Silah taşımanın ya da bulundurmanın gerek kişinin kendisi, gerekse toplum için taşıdığı riskler göz önünde bulundurulduğunda, kamu güvenliğinin sağlanması ve kendisine ruhsat verilecek kişinin suç şüphesinden uzak olması amacıyla, yargılamaları süren dolayısıyla cezalandırılma ihtimali bulunan şahıslara yönelik olarak dava konusu Yönetmeliğin 16. maddesinin dördüncü fıkrasıyla getirilen ön tedbirde, hukukun genel ilkelerine ve 6136 sayılı Kanun hükümlerine aykırılık görülmemiştir.
Davanın, davacının silah taşıma ruhsatının yenilenmesi istemiyle yaptığı başvurusu üzerine ruhsat almaya engel devam eden ceza yargılaması bulunduğundan bahisle ruhsat yenileme işlemlerinin durdurulmasına ve silahının emanete alınmasına ilişkin 21.06.2016 tarih ve 6929 sayılı işleminin iptal istemine ilişkin kısmı incelendiğinde ise;
Davacı hakkında, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında Yönetmeliğin 16. maddesinin (d) bendi kapsamında bulunan, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından dava açıldığı ve işlem tarihi itibariyle yargılamanın devam ettiği görüldüğünden, ruhsat almaya engel devam eden ceza yargılaması bulunduğundan bahisle ruhsat yenileme işlemlerinin durdurulmasına ve silahının emanete alınmasına ilişkin olarak tesis edilen bireysel işlemde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 22/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.