Danıştay Kararı 15. Daire 2016/9673 E. 2018/3756 K. 10.04.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/9673 E.  ,  2018/3756 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9673
Karar No : 2018/3756

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekilleri : , – Aynı Yerde
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Dava; davacının ikamet ettiği … İli, Merkez İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvuru sonrasında, davacı vekili tarafından idareye verilen dilekçe ile zararın gerçekleştiği yer olarak sehven yazıldığı belirtilen … Köyü’nün, … Köyü olarak düzeltilerek ona göre değerlendirme yapılmasına ilişkin başvurusunun reddine ilişkin … Valiliği 5 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun 13/03/2015 tarih, 62375447-492-2854 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 05/03/2015 tarihli dilekçe ile, 52834 sayılı dosya üzerinden yaptığı başvuruda zararın gerçekleştiği yer olarak sehven yazıldığı belirtilen … Köyü’nün, … Köyü olarak düzeltilerek ona göre değerlendirme yapılmasını talep ettiği ve davacının … Köyü’nde mal varlığı olduğuna ilişkin tapu kaydını dilekçeye eklediği, söz konusu dilekçeye cevaben dava konusu 5 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun 13/03/2015 tarih, 62375447-492-2854 sayılı Komisyon Başkanı imzalı işlemi ile, davacının aynı konuya ilişkin daha önce 22/09/2014 tarihinde dilekçe verdiği, 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu tarafından 01/10/2014 tarih, 5431 sayılı yazıyla “…Başvuru dosyalarınızda belirtilen zarar yerinin değiştirilmesi veya zararların başka köy üzerinden değerlendirilmesi ile ilgili yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacak olup, müracaatçıların başvuru yeri ile ilgili herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. İlgili vatandaşlarımıza ait başvurular dilekçelerinde belirtilen zarar yeri olan … Köyü üzerinden değerlendirilecektir.” şeklinde karar verildiği, anılan kararın 15/10/2014 tarihinde davacı vekiline teslim edildiği belirtilerek tapu kaydının iade edildiği anlaşılmıştır.
Olayda, davacı vekilinin 5233 sayılı yasa kapsamında zararlarının karşılanması istemiyle başvuru yapılırken sehven … Köyü’nün belirtildiği, davacının mal varlığının farklı bir köyde olduğunun anlaşılması üzerine belirlenen … Köyü’ne göre zararlarının karşılanması istemiyle verdiği ilk dilekçeye ilişkin olarak verilen kararın 15/10/2014 tarihinde davacıya teslim edildiği, davacı vekilinin bu işleme karşı dava açmadığı, daha sonra konusu ve tarafları aynı olan aynı nitelikte ikinci bir başvuru yaparak bu yönde davalı idare tarafından bilgi verici nitelikte olan işleme karşı dava açıldığı, davacı vekili tarafından her iki başvurunun niteliği aynı olduğundan ilk başvurusu üzerine tesis edilen işlem ile davalı idarenin bu yöndeki iradesinin öğrenildiğinin kabulü gerekmekte olup, bu işleme karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekirken bu süre geçtikten sonra aynı nitelikte ikinci bir başvuru yaparak bu başvuruya verilen cevabi işleme karşı açılan davada süre aşımı bulunduğundan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Ancak 5233 sayılı Yasa kapsamında, 52834 sayılı dosya üzerinden yapılan başvuruya ait 29/05/2008 tarihli dilekçe, zararın gerçekleştiği yer olarak sehven yazıldığı belirtilen … Köyü’nün, … Köyü olarak düzeltilerek ona göre değerlendirme yapılmasına ilişkin 22/09/2014 tarihinde verildiği iddia edilen ilk dilekçe ile bu dilekçeye cevaben 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunca verilen 01/10/2014 tarih, … sayılı kararı ile söz konusu kararın davacı vekiline tebliğ edilip edilmediğine ilişkin belgeler ve idareye ait işlem dosyası dava dosyası içinde yer almamaktadır.
Anılan belgeler incelenemediğinden, davacının daha önce zararın gerçekleştiği yer olarak sehven yazıldığı belirtilen … Köyü’nün, … Köyü olarak düzeltilerek ona göre değerlendirme yapılmasına ilişkin daha önce yapılmış başvurusu olup olmadığı, varsa talebinin daha önce Komisyon tarafından değerlendirilip değerlendirilemediği; Komisyon kararının usulüne uygun alınıp alınmadığı, kararın usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, davanın süresinde açılıp açılmadığı tespit edilememiştir.
Bir davada uyuşmazlığın esasının incelenebilmesi için diğer koşullar yanında, davanın yasada öngörülen süre içerisinde açılmış olması gerekmektedir. Davacı vekili tarafından, cevaba cevap dilekçesinde söz konusu kararın kendisine tebliğ edilmediği iddia edildiğinden, uyuşmazlığın bu yönünün çözümü için yukarıda anılan belgelerin incelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; dava dosyasında, belirtilen eksiklikler giderildikten sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet olmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının ikamet ettiği … İli, Merkez İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının zarara uğraması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvuru sonrasında, davacı vekili tarafından idareye verilen dilekçe ile zararın gerçekleştiği yer olarak sehven yazıldığı belirtilen … Köyü’nün, … Köyü olarak düzeltilerek ona göre değerlendirme yapılmasına ilişkin başvurusunun reddine ilişkin … Valiliği 5 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun 13/03/2015 tarih, 62375447-492-2854 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacı adına 29/05/2008 tarihinde … Köyü ve mezralarına ilişkin başvuru yapıldığı, bunun üzerine Zarar Tespit Komisyonu tarafından davacıya ait … nolu müracaat işlem dosyası oluşturulduğu, söz konusu müracaat işlem dosyasının iş ve işlemlerinin devam ettiği, davacı vekilince idareye verilen dilekçe ile ilk başvuruda sehven yazılan … Köyü’nün … Köyü olarak değiştirilmesinin istendiği, 01/10/2014 tarihinde davacının yaptığı başvurunun reddedildiği, altı yıl sonra ilk başvurunun sehven yapılması nedeniyle … Köyü adına yapılan başvurunun … Köyü olarak değerlendirilerek zararın tespit edilmesi yönünde başvuruda bulunulmuş ise de Yasa ile öngörülen başvuru süresi en geç 31/05/2008 tarihi olup, başvuru süresi geçtikten sonra talepte yapılan değişikliğin değerlendirilmesine olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar Yasa kapsamı dışında tutulmuş, Valilikler nezdinde oluşturulacak komisyonların oluşumunu belirleyen 4. maddesinde; “Zarar tespit komisyonları illerde; bu Kanun kapsamında yapılacak başvurular üzerine on gün içinde kurulur. Komisyon, bir başkan ve altı üyeden oluşur. Valinin görevlendireceği vali yardımcısı komisyonun başkanı; maliye, bayındırlık ve iskân, tarım ve köyişleri, sağlık, sanayi ve ticaret konularında uzman ve o ilde görev yapan kamu görevlilerinden vali tarafından belirlenecek birer kişi ile baro yönetim kurulunca baroya kayıtlı olanlar arasından görevlendirilecek bir avukat komisyonun üyesidir. Komisyonun başkan ve üyeleri her yıl ocak ayının ilk haftasında yeniden belirlenir. Eski üyeler yeniden görevlendirilebilirler. İş yoğunluğuna göre aynı ilde birden fazla komisyon kurulabilir.” kuralı düzenlenmiş, bu Komisyonların görevlerini belirleyen 5. maddesinde; zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu halinde Yasa kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek ve kamu kurum ve kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkılarını araştırmak bu görevler arasında sayılmış; aynı Yasa’nın 7. maddesinde ise; a)hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararlar, bu Yasa’ya göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmıştır.
20/10/2004 gün ve 25619 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin, Komisyonun çalışma yöntemini düzenleyen 10. maddesinde; Komisyonun ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi, belge ve yardım isteyebileceği gibi, adli ve askeri teşkilat ile kolluk kuvvetleri dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebileceği, Komisyonun, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabileceği veya bunlardan görüş alabileceği, Komisyon tarafından görevlendirilen kamu görevlilerinin öncelikli olarak Komisyon tarafından verilen görevleri yerine getirecekleri belirtilmiş, 11. maddesinde de; Komisyonun gerek görmesi halinde keşif yapabileceği, Komisyon başkanının, belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine yazılı olarak bildireceği, başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitlerinin keşif mahallinde hazır bulunacağı, muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunmasının temin edileceği, 29. maddesinde ise; bu Yönetmeliğe göre yapılacak tebligatlar hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ancak yapılacak tebligatın memur vasıtasıyla yapılmasının esas olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle Kanun kapsamında karşılanabilecek nitelikte maddi zarara uğradığını iddia eden kişilerin bu zararlarının tazmini amacıyla başvurmaları halinde kurulacak Zarar Tespit Komisyonlarının, bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde miktarının ne olduğunu tespit etmek amacıyla ilgili yerlerden her türlü bilgi ve belge istemek, bilirkişi görevlendirmek ve gerektiğinde keşif yapmak gibi kapsamlı bir araştırma-inceleme görevi ve yetkisi ile donatıldığı anlaşılmaktadır.
Şu halde, Zarar Tespit Komisyonları tarafından, Kanun kapsamında tazmini gereken bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek amacıyla; malvarlığında meydana gelen zararlarda; kişinin terör veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerden dolayı zarar gören mal varlığı bulunup bulunmadığı, şayet böyle bir malvarlığı var ise niteliği ve kapsamı gibi hususların, Kanun ve Yönetmelik tarafından gerekli araştırma ve incelemeleri yapmak üzere kendisine tanınan vasıtalardan da yararlanmak suretiyle tespit edilmesi ve Kanun kapsamında tazmini gereken gerçek zarar miktarının ortaya konulması gerekmektedir.
Davacının, dava konusu işleme esas alınan başvurusu 05.03.2015 tarihli ve … kayıt numaralı dilekçesidir. Bu dilekçede, davacının … kayıt numarası ile işlem gören mal varlığına ulaşamama konulu başvuru dosyasındaki başvuru yerinin … Merkez … Köyü olmasına karşın sehven … köyü olarak yazıldığını, oysa ki … Köyünde bulunan mal varlığı zararlarının idarece … kayıt numaralı başvuru dosyasında karşılandığını, nüfus kayıtlarından da anlaşılacağı üzere ikametgahının … Köyü olduğunu, … Köyündeki zararının ispatına yönelik olarak da … ada, …. no’lu parseldeki tapu kaydını ekte sunduğunu belirtmekte ve yanlışlığın her iki köyün komşu köyler olması, kendisinin okuma yazma bilmemesinden kaynaklandığını ileri sürmektedir. Davalı idarenin savunmasından anlaşıldığına göre davacının 52834 kayıt numaralı tazminat başvuru dosyasına ilişkin olarak komisyonca henüz bir karar verilmemiştir.
Bu durumda davacının …. kayıt numarası ile işlem gören mal varlığına ulaşamama konulu başvuru dosyasındaki hatanın düzeltilmesine yönelik talebinin yeni bir başvuru niteliği taşımadığından, idare mahkemesi kararının, 5233 sayılı Yasa ile öngörülen başvuru süresinin 31/05/2008 tarihinde sona erdiği, bu süre geçtikten sonra yapılan değişiklik talebinin değerlendirilmesine olanak bulunmadığı şeklindeki gerekçesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan … Köyü’ne ilişkin Dairemizde bulunan diğer dava dosyaları incelendiğinde, … Köyü’nün terör olayları nedeniyle boşalan yerleşim yerleri arasında olduğu görülmektedir.
Bu durumda, davacı tarafından …. no’lu dosyada … Köyü yerine sehven … Köyü olarak başvuru yapıldığı, … Köyünde bulunan mal varlığı zararlarının esasen …. kayıt numaralı başvuru dosyasında karşılandığı iddia edildiğinden, idare mahkemesince, … ve … numaralı dosyaların getirtilerek, … numaralı başvuru dosyasının konusunun ne olduğu, her iki dosyanın da davacının … Köyünde bulunan mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararlarına yönelik mi olduğu, ikametgahı … Köyü olan davacının bu köyde bulunan mal varlığı zararlarına yönelik başkaca her hangi bir başvurusu bulunup bulunmadığı, bu köye ilişkin ilgiliye tazminat ödenip ödenmediği hususları araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın reddine karar veren idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.