Danıştay Kararı 15. Daire 2016/9656 E. 2018/7149 K. 23.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/9656 E.  ,  2018/7149 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9656
Karar No : 2018/7149

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekili :
Davanın Özeti : 28.9.2008 gün ve 27011 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanunun 8’nci Maddesinin Yedinci Fıkrasının Uygulanması Hakkındaki Tebliğin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 11’inci maddesi ile 21.4.2010 tarih ve 27559 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğle eklenen 23/A maddesinin iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 5510 sayılı Kanunun 8. maddesinin 7. fıkrası ve 100. maddesi ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 13. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak çıkarılan Tebliğ hükümlerinde, hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Düşüncesi : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8. maddesinin 7. fıkrasında Kamu idareleri ile bankalar için yükümlülük getirildiğinden, davacı derneğin anılan Kanun hükmü kapsamına girmediği açıktır.
Özel hukuk tüzel kişisi olan, davacı derneğin her tüzel kişi gibi, 5510 sayılı Kanun’un 100 üncü maddesine göre münferit olarak bilgi ve belge istenebileceği açıktır. Ancak, davacı şirketin “kamu kurum ve kuruluşları” kapsamında olmaması nedeniyle, yaptığı işlemlerin taraflarıyla ilgili sürekli bilgi verme yükümlülükleri bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; 28.9.2008 gün ve 27011 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanunun 8’nci Maddesinin Yedinci Fıkrasının Uygulanması Hakkındaki Tebliğin bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 11’inci maddesi ile 21.4.2010 tarih ve 27559 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tebliğle eklenen 23/A maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8. maddesinin 7. fıkrasında; “ Kamu idareleri ile bankalar, Kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, Kurumca belirlenecek işlemlere, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.” hükmü yer almakta olup, maddenin son fıkrasında ise sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği, bildirgenin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiş; yine 5510 sayılı Yasanın 100. maddesinde, bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8’inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince bankalar ve kamu idareleri ile diğer kuruluşların, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe istinaden işlem yaptığı kişilerin kimlik bilgilerinin Kuruma bildirilmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan ve 28.9.2008 gün ve 27011 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan dava konusu Tebliğin 2’nci maddesinde, bu Tebliğin 5510 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında bankalar, kamu idareleri ve diğer kuruluşlar ile sigortalıları kapsadığı belirtilmiş, Tebliğin dayanağı olarak da, 5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin yedinci fıkrası ve 100 üncü maddesi ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 13’üncü maddesinin ikinci fıkrası gösterilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 8 ve 100’üncü maddelerinde, bu maddelerin uygulanmasıyla ilgili usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiş olduğundan, tebliğle düzenleme yapılmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki; aynı düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 23.1.2015 gün ve 2015/250 sayılı kararıyla, düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.
Açıklanan nedenle, 28.9.2008 gün ve 27011 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanunun 8’nci Maddesinin Yedinci Fıkrasının Uygulanması Hakkındaki Tebliğin bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 11’inci maddesi ile 21.4.2010 tarih ve 27559 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tebliğle eklenen 23/A maddesinin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Daire Başkanlığınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava; 28.9.2008 gün ve 27011 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanunun 8’nci Maddesinin Yedinci Fıkrasının Uygulanması Hakkındaki Tebliğin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 11’inci maddesi ile 21.4.2010 tarih ve 27559 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğle eklenen 23/A maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8. maddesinin 7. fıkrasında; “Kamu idareleri ile bankalar, Kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, Kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.” kuralı yer almakta olup, maddenin son fıkrasında ise sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği, bildirgenin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8. maddesinin 7. fıkrası gereğince bankalar ve kamu idareleri ile diğer kuruluşların, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe istinaden işlem yaptığı kişilerin kimlik bilgilerinin Kuruma bildirilmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan ve 28.9.2008 tarih ve 27011 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğin 2. maddesinde, bu Tebliğin, 5510 sayılı Kanunun 8. maddesinin 7. fıkrası kapsamında bankalar, kamu idareleri ve diğer kuruluşlar ile sigortalıları kapsadığı belirtilmiş, Tebliğin dayanağı yasal düzenlemeler olarak da, 5510 sayılı Kanunun 8. maddesinin 7. fıkrası ve 100. maddesi ile 28/8/2008 tarihli ve 26981 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 13. maddesinin ikinci fıkrası gösterilmiştir.
Tebliğin dava konusu edilen 23/A maddesinde, internet servis sağlayıcılarınca; internet aboneliği için başvuru formlarında gerçek kişiler için “meslek” (işyeri unvanı ve adresi ile birlikte), tüzel kişilikler için ise “işyeri unvanı ve adres” bilgileri eklenerek Kuruma verileceği belirtilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8. maddesinde “Kamu idareleri ile bankalar” için yükümlülük getirildiğinden, özel hukuk tüzel kişisi olan davacı derneğin anılan Yasa hükmü kapsamına girmediği açıktır. Nitekim davalı idare savunmasında da, özel hukuk tüzel kişilerinin kamu idareleri kapsamında bulunmaması nedeniyle Tebliğde “Diğer Kuruluşlar” başlığı altında düzenlendiği belirtilmektedir.
5510 Sayılı Yasanın 8 inci Maddesinin Yedinci Fıkrasının Uygulanması Hakkında Tebliğde anılan Yasanın 100. maddesi de dayanak alındığından, davacı derneğin 100. madde kapsamında bulunup bulunmadığının da irdelenmesi gerekmektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 100. maddesinde; “5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler doğrudan, münferit olarak bilgi ve belge istenmesi hariç olmak üzere kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ise Kurumla yapılacak protokoller çerçevesinde, Devletin güvenliği ve temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğuracak hâller ile özel hayat ve aile hayatının gizliliği ve savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla özel kanunlardaki yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaksızın gizli dahi olsa Kurum tarafından kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması, 6183 sayılı Kanuna göre Kurum alacaklarının takip ve tahsili ile bu Kanun kapsamında verilen diğer görevler ile sınırlı olmak üzere istenecek her türlü bilgi ve belgeyi sürekli ve/veya belli aralıklarla vermeye, bilgilerin elektronik ortamda görüntülenmesini sağlamaya, görüntülenen bu bilgilerin güvenliğini sağlamaya, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü belge ile vermek zorunda oldukları bilgilere ilişkin mikrofiş, mikrofilm, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm sistem ve şifreleri incelemek için ibraz etmeye mecburdurlar. Bu maddenin uygulanması ile ilgili usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” kuralı yer almaktadır.
Özel hukuk tüzel kişisi olan davacı dernekten, her tüzel kişi gibi, 5510 sayılı Yasanın 100. maddesine göre münferit olarak bilgi ve belge istenebileceği açıktır. Ancak, özel hukuk tüzel kişisi olması nedeniyle davacı derneğin Sosyal Güvenlik Kurumuna sürekli bilgi verme yükümlülüğü bulunmadığından, bu yönüyle de dava konusu Tebliğ hükmünde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu 28.9.2008 tarih 27011 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin Yedinci Fıkrasının Uygulanması Hakkında Tebliğ’e, 21.4.2010 tarih ve 27559 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğle eklenen 23/A maddesinin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ….-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara bildirilmesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.