Danıştay Kararı 15. Daire 2016/9581 E. 2016/5332 K. 10.11.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/9581 E.  ,  2016/5332 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9581
Karar No : 2016/5332

Davacı :
Vekili :

Davalılar :

Davanın Özeti : Davacı tarafından; 18/03/2015 tarih ve 177 sayılı “Sigorta prim teşviklerinden geriye yönelik yararlanma talepleri” konulu 2015/10 No’lu Sosyal Güvenlik Kurumu Genelgesinin ve bu Genelgeye dayalı olarak … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından tesis edilen 30/05/2016 günlü, 642 sayılı işlemin iptali istenilmektedir.

Düşüncesi : 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin aynı Kanunun 15. maddesi uyarınca reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce 2577 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3. maddesinde, dilekçelerin, aynı Kanunun 5. maddesine uygun olup olmadığı yönünden inceleneceği belirtilmiş; “Aynı Dilekçe ile Dava Açılabilecek Haller” başlığını taşıyan 5. maddesinde, her bir idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi ya da hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçeyle de dava açılabileceği kurala bağlanmış; 15/1-d maddesinde de, dilekçenin 5. maddeye uygun olmadığının tespiti halinde, yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği hükmü yer almıştır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde ise, kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılacak davalarda, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, ”Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde, ‘bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan Kanun maddelerine göre, 5510 sayılı Kanunun veya bu Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlerin uygulanması sonucunda tesis edilen bireysel işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu; sözü edilen Kanunun uygulanmasını göstermek için çıkarılan düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların ise, görüm ve çözümünde Danıştay’ın görevli olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.

Bu durumda, uyuşmazlığın, davalı idarenin 30.05.2016 tarih ve 7.707.642 sayılı işleminin iptali isteminden kaynaklanan kısmı, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi uyarınca İş Mahkemesinin; sözü edilen Kanunun uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılan 18.3.2015 tarih ve 177 sayılı “Sigorta prim teşviklerinden geriye yönelik yararlanma talepleri” konulu 2015/10 seri nolu Genelge’nin 2. maddesinde yer alan “bundan böyle aylık prim ve hizmet belgelerini tercih edilen sigorta primi teşvikine ilişkin kanun numarası seçmek suretiyle düzenleyip teşvikten yararlanıldıktan sonra, sigorta primi teşvikinin değiştirilmesi yönündeki talepler işleme alınmayacaktır” ibaresinin iptali istemine ilişkin kısmı ise, Danıştay’ın görevinde bulunmaktadır.
Dolayısıyla, adli ve idari yargı olmak üzere iki ayrı yargı düzeni içinde görülecek olan bu iki ayrı işleme karşı tek dilekçeyle dava açılmasına hukuki olanak bulunmamakta olup; her iki işleme karşı ayrı yargı düzenlerinde ayrı dilekçelerle dava açılması gerekmektedir.
Bu nedenle, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanunun 5. maddesine uygun düzenlenmediği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafından, yukarıda aktarılan şekilde 5. maddeye uygun olarak yenilenecek dilekçe ile yeniden dava açılması ve bu dilekçede, düzenleyici işlemin iptali istenilen kısım veya kısımlarının hukuka aykırılık sebepleriyle birlikte, menfaat bağı kurulmak suretiyle hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-d maddesi uyarınca bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde 5. maddeye uygun şekilde, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak ayrı ayrı dilekçelerle dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 2577 sayılı Kanun’un 15/5. maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacıya duyurulmasına, kullanılmayan … TL karar harcı ile artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 10/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.