Danıştay Kararı 15. Daire 2016/8644 E. 2016/5778 K. 30.11.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/8644 E.  ,  2016/5778 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8644
Karar No : 2016/5778

Temyiz Eden (Davacılar) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…., K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : 2918 sayılı Yasa uyarınca, uyuşmazlığın çözümü İdari Yargı’nın görevinde olduğundan, davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; 5/8/2014 tarihinde davacılar yakını …’in, bisikletiyle Konya İli, Meram İlçesi, Çığır Sokağı kavşağında bulunan hemzemin geçitten geçtiği esnada bariyerlerin açık olması nedeniyle demir yollarına ait aracın çarpması sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle uğranılan 100.000,00-TL manevi, 3.000,00 TL maddi zararın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 6099 sayılı Yasa ile değişik 110. maddesi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Konunun açıklığa kavuşturulabilmesi için öncelikle ilgili mevzuatın incelenmesi gerekmektedir:
2918 sayılı Yasanın 11.1.2011 tarihli ve 6099 sayılı Yasanın 14. maddesi ile değişik “Görevli ve Yetkili Mahkeme” başlıklı 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiş olduğundan; kaza yerinin hemzemin geçit olup olmaması görevli yargı yerini belirlemek açısından önem arz etmektedir.
03.01.1996 tarih ve 22512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hemzemin Geçitlerin Korunması Bakımı Ve Yönetimi İle Geçit Bekçilerinin Görevlerine Ait Yönetmelik’in 3. maddesinde; “Hemzemin Geçit: Karayolunun, Demiryolunu ray seviyesinden herhangi bir açıda geçtiği yer” olarak tanımlanmış, 4. maddesinde hemzemin geçitte uyulması gereken mesafeler, boşluk ölçüm ve asfalt uzunlukları, bulunması gereken tabelalar ve bakımının hangi şekilde yapılacağı düzenlenmiş, devamı maddelerde ise hemzemin geçitlerin çeşitlerinden ve uyulması gereken kriterlerden bahsedilmiştir.
03.07.2013 tarihli, 28696 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Demiryolu Hemzemin Geçitlerinde Alınacak Tedbirler Ve Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik’te ise; demiryolu hemzemin geçitlerinin çeşitleri ve bunlara ait koruma sistemlerinin yapımına, bakımına, işletilmesine ve işaretlemesine ilişkin standartlar, usul ve esaslar yeniden belirlenerek mevcut hemzemin geçitlerin yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içinde uygun hale getirilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
28.10.1984 tarihli ve 18559 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve olay tarihi itibariyle yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü ana statüsünün TCDD’nin faaliyet alanlarını gösteren 4. maddesinde “Konveksiyonel, hızlı ve yüksek hızlı yeni demiryolları inşaa etmek, Devletçe kendisine verilen demiryollarını, liman, rıhtım ve iskeleleri işletmek, genişletmek ve yenilemek, bunları tamamlayıcı faaliyetlerde bulunmak, Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Kalkınma Planı ve yıllık programlar çerçevesinde müesseselerini, bağlı ortaklıklarını ve iştiraklerini yönlendirmek ve bunlar arasındaki koordinasyon ve işbirliğini sağlamak, Kanun, Tüzük ve bunların uygulanmasına ilişkin yönetmelikler ile kendisine verilen diğer görevleri yerine getirmek” hükmü yer almaktadır.
233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü ile özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, bir kamu işletmesinin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmemektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; dava dilekçesinde davacılar yakını ….’in, bisikletiyle Konya İli, Meram İlçesi, Çığır Sokağı kavşağında bulunan hemzemin geçitten geçtiği esnada bariyerlerin açık olduğu belirtilmiş ise de, kaza tespit tutanağında kazanın meydana geldiği yerin araç trafiği geçişi için demir bariyerlerle araç girmeyecek şekilde kapatılmış hemzemin geçit olduğu, ancak tel örgü ile kapatılmadığı için bisiklet kullananların ve yayaların geçiş yaptığı, davacının da bisikleti ile bu yoldan geçmek isterken solunu kontrol etmeden demiryolunu geçmek isterken Konya istikametine seyreden trene çarptığı belirtilmiştir.
Bahse konu yerde plan gereği oluşturulan bir araç yolu olmadığı gibi yaya yolu dahi bulunmamaktadır. Yolların demiryolu ile kesiştiği yerde vatandaş tarafından açıldığı iddia edilen kontrolsüz geçidin, bu nedenlerle “hemzemin geçit” olarak kabulü mümkün görülmemektedir.
Olayda; zararı doğuran kazanın trene biniş, iniş veya trenle yolculuk sırasında ya da mevzuatta tanımlandığı şekliyle hemzemin geçitte meydana gelmediğinin anlaşılması karşısında; taraflar arasında yolcu taşıma sözleşmesi hükümlerinden veya 2918 sayılı Kanunun uygulanmasını gerektiren bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilmesi de mümkün olmamaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın çözümlenmesinin TCDD İşletmesinin görevinde olan kamu hizmetini yürütmek amacıyla kurmuş olduğu demiryolu hattı boyunca aldığı önlemler yönünden kusurunun ya da gayri resmi de olsa fiilen mevcut olan kontrolsüz geçitte TCDD’nin ve/veya belediyenin sorumluluğunu gerektirecek başka bir nedenin bulunup bulunmadığının belirlenmesine bağlı bulunduğu; bu belirleme ise, yukarıda açıklanan Anayasa ve yasa hükümleri çerçevesinde idari yargı yerlerince yapılabilecek nitelikte olduğundan; buna göre davanın görüm ve çözümü idare mahkemelerine aittir.
Bu durumda, idare mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, görev yönünden davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.