Danıştay Kararı 15. Daire 2016/8394 E. 2017/1170 K. 14.03.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/8394 E.  ,  2017/1170 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8394
Karar No : 2017/1170

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Temyiz Eden Müdahil
(Davalı Yanında) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz istemlerinin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; Davacının 27/08/2011 tarihinde … İli, … İlçesi, … Köyü civarında meydana gelen ve %75 oranında malul kalması ile sonuçlanan trafik kazasında davalı idarenin kusurlu olduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen 284.239,12-TL maddi (ıslah sonrası) ve 20.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; Adli Tıp Kurumu’nun 14/10/2015 tarih ve 5818 sayılı raporunda, dava dışı sürücü …’in %25, ‘nün ise %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bakılan davanın ise anılan kaza sonucu davacının %75 oranında malul kalması nedeniyle, hesaplamalar neticesinde davacının maddi zararının 284.239,12-TL olduğu; davalı idarenin, yol yapımını gerçekleştiren şirketin gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirirken hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle 284.239,12-TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 7. maddesinin (a) bendine göre, yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak davalı idarenin görevi olup, 6001 sayılı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre ise davalı idare, karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmasını sağlamak, karayollarını onarmak, işletmek, işlettirmekle görevli bulunmaktadır. Davalı idarenin, karayolları üzerinde işleyen trafiği can ve mal güvenliğini sağlayacak şekilde yürütmesi ve bu hizmetin yürütülmesi sırasında hizmet kusurundan meydana gelecek zararları ödemesi yukarıda anlatılan mevzuat gereğidir.
İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kurumlardan biri hizmet kusuru olup, genel olarak hizmet kusuru bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişinde aksaklık ve bozukluk olarak ifade edilmektedir. İdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da işlemi nedeni ile uğranılan zararın giderilmesidir. Bu türden bir uyuşmazlık çözümlenirken kesin ve gerçek bir zarar oluşup oluşmadığı ve bu zararın idari hizmetin eksik ya da kusurlu işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının hesaplanan ve hükme esas alınan destekten yoksun kalma zararının tespitine ilişkin bilirkişi raporunda; … Devlet Hastanesi’nden alınan 09/10/2012 tarihli sağlık kurulu raporunda %75 olarak belirlenen vücut fonksiyon kaybı oranı üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Ancak davacının … Eğitim Araştırma Hastanesi’nden alınan 28/08/2012 tarihli raporda trafik kazasına bağlı olarak çalışma gücü kaybı oranı %57 olarak belirtilmiştir.
Uyuşmazlıkta hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatına esas olacak vücut fonksiyon kaybı ile ilgili oranların farklı çıkması durumunda Sağlık Bakanlığı’nca belirlenmiş olan hakem hastanelerden, kişinin ikamet ettiği yere en yakın bir hakem hastaneye gönderilerek fiziki muayenesi de yaptırılmak suretiyle, yukarıda belirtilen çalışma gücü kaybına ilişkin raporlardaki çelişkinin giderilmesi gerekmektedir. Alınacak yeni rapora istinaden de belirlenecek vücut fonksiyon kaybı oranına göre yeniden destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanarak bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla idare mahkemesince; ortada iki farklı çalışma gücü kaybı oranı içeren sağlık kurulu raporuna rağmen %75 vücut fonksiyon kaybı oranı belirlenen sağlık kurulu raporu esas alınarak verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz taleplerinin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.