Danıştay Kararı 15. Daire 2016/8186 E. 2018/7398 K. 07.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/8186 E.  ,  2018/7398 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8186
Karar No : 2018/7398

Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1-
Vekilleri :
2-
Vekili :
Davanın Özeti : 14/07/2016 tarihli ve 29770 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 16. maddesinin (b) bendinin ve 25/08/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak Yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 13. maddesinin, dava konusu düzenlemeler nedeniyle kan şekeri ölçüm cihazlarının davalı Kurumca karşılanmayacak olmasının, Anayasanın sosyal devlet ilkesine, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına ve sosyal güvenlik hakkına, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 3., 22. ve 25. maddelerine aykırı olduğu; şeker hastalarının kullanımına mahsus, hayati öneme sahip kan şekeri ölçüm cihazlarının ödeme listesinden çıkarılmasının, Tebliğin dayanak Kanunu olan 5510 sayılı Kanunun “Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri.” şeklindeki 63. maddesinin f bendine aykırı olduğu; dava konusu tebliğden önce, 01.04.2016 tarihinde SGK ile Türk Eczacıları Birliği arasında imzalanarak yürürlüğe giren ve halen uygulanmakta olan “SGK Kapsamındaki Kişilerin TEB Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol’ün 7.11. maddesinde “Protokol hükümlerinin ancak tarafların mutabakatı ile değiştirilebileceği”, 3.2.15.5., 3.3.1. ve 4.1. maddelerinde ise şeker ölçüm cihazı ihtiva eden e-reçetelerin nasıl faturalandırılacağının düzenlendiği, dolayısıyla taraflar arasında SGK kapsamındaki kişilerin kan şekeri ölçüm cihazlarının sözleşmeli eczanelerden teminine ilişkin bir mutabakat olduğu, Kurumun TEB ile yeni bir mutabakat sağlamadan tek taraflı iradesiyle şeker ölçüm cihazlarının ödenmeyeceğine karar vermesinin hukuken mümkün olmadığı; Kurum tarafından karşılanan şeker ölçüm çubuklarının cihaz olmadan bir anlamının olmayacağı, Kurumun bu düzenlemeyle sadece tasarruf etmeyi amaçladığı, kamu yararı amacı taşımadığı iddialarıyla iptali istenilmektedir.
….’nın Savunmasının Özeti : 5510 sayılı kanunun 72. maddesinde belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunda Bakanlığın bir oy hakkının bulunduğu, işlemin tesisi hususunda nihai yetkinin na ait olduğu, dava konusu düzenlemelere ilişkin herhangi bir görüşün ’na gönderilmediği, dolayısıyla davanın münhasıran Başkanlığı husumetiyle görülmesi gerektiği savunulmaktadır.
…’nun Savunmasının Özeti : Diyabet tedavisi gören sigortalıların ihtiyacı striplerin kullanımı için gerekli olan cihazlar hususunda, hasta tedavisi için başvurduğu ilgili sağlık hizmet sunucusunda eğitimini alıp reçete edilmesini müteakip cihazların strip satan firmalar tarafından hastane nezdinde bedelsiz teslim edildiği, yine aynı şekilde ilgili firmalar tarafından eczanelere de ücretsiz verildiği halde, bu cihazların bazı eczanelerce ücret karşılığı satışının yapıldığı bildirildiğinden “…” SUT kodlu “Kan Şekeri Ölçüm Cihazının” yürürlükten kaldırıldığı, Kamu kaynaklarının etkin kullanımı, mali açıdan sürdürülebilir sosyal güvenlik sistemi oluşturmak ilkeleri göz önünde bulundurularak, sigortalıların sağlık hizmeti ihtiyacını karşılayan aynı zamanda kamu zararı oluşmasına neden olmayacak düzeyde fiyat belirlenerek uygulamaya düzenleme getirildiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, 14/07/2016 tarihli ve 29770 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 16. maddesinin b bendinin ve 25/08/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 13. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 1. maddesinde, ”Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.” hükmü yer almıştır.
Anılan Kanun’un “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi” başlıklı 63. maddesinde, Kurum tarafından finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ile bu hizmetlerin süresine dair usül ve esaslara yer verilmiş, son fıkrasında da, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsayacağı, Kurumun, bu amaçla komisyonlar kurabileceği, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabileceği, Komisyonların çalışma usul ve esaslarının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile nın görüşü alınarak Kurumca belirleneceği hükme bağlanmış, “Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi” başlıklı 72. maddesinde ise, 65. madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yetkili olduğu, Komisyonun, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabileceği, 63. madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Anayasanın 2. maddesinde, Devletimizin nitelikleri sayılmış ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış; 5. maddesinde, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak Devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.
Yine Anayasanın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip
olduğu belirtilmiş; “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde, Devletin; herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği öngörülmüş; “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60. maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı kuralına yer verilmiş, “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65. maddesinde de “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Sözü edilen Anayasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, tüm yurttaşların yaşama haklarının, Devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülüğü kapsamı içinde koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen “yaşama hakkı” yalnızca yaşamını sürdürmek anlamında değil “sağlıklı yaşama hakkı”na sahip olmak anlamındadır ve kişilerin sağlıklı olma hakkı kamusal korumaya tabidir.
Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, bir ekonomik ve sosyal hak olup, bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle Devlete belli yükümlülükler getirmektedir.
Devlet bu anayasal yükümlülüğün gereğini yerine getirmek ve herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için her türlü tedbiri almak, kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını sağlamak durumundadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler, kurumca sağlanan sağlık hizmetinden genel sağlık sigortası primi, katılım payı ve ilave ücret ödemek şartıyla yararlanmaktadır. Genel sağlık sigortası prim gelirlerinin sağlık hizmetinin finansmanında etkin bir şekilde kullanılabilmesini sağlamak amacıyla kurumca alınacak tedbirlerin veya yapılacak düzenlemelerin, hastanın sağlık hizmetine erişim hakkını engelleyecek nitelikte olmaması gerekir. Aksi yöndeki bir uygulama Anayasa ile güvence altına alınmış olan sağlıklı yaşam hakkına ve sosyal devlet ilkesine aykırı olur.
14.7.2016 tarih ve 29770 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin dava konusu 16.maddesinin (b) bendi ile Sağlık Uygulama Tebliğinin Tıbbi Sarf Malzemeler Listesinde (Ek-3/c-4) yer alan kan şekeri ölçüm cihazına ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılmış 25.08.2016 tarih ve 29812 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin dava konusu düzenlemesi ile de kan şekeri ölçüm cihazına ilişkin düzenlemeler yürürlükten kaldırılmış, bu suretle kan şekeri ölçüm cihazları kurumca bedeli ödenecek tıbbi malzemeler arasından çıkarılmıştır.
Başkanlığınca dava dosyasına sunulan savunmada, diyabet tedavisi gören sigortalılara reçete edilmesini müteakip kan şekeri ölçüm cihazlarının firmalar tarafından hastane nezdinde bedelsiz teslim edildiği ve yine aynı firmalar tarafından eczanelere de ücretsiz verildiği halde bu cihazların bazı eczanelerce ücret karşılığı satışının yapıldığı bildirildiğinden söz konusu cihazın ödeme kapsamından çıkarıldığı belirtilmektedir.
Her ne kadar kamu kaynaklarının etkin kullanımı, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi oluşturmak amacıyla düzenleme yapıldığı ileri sürülmekte ise de; kendisine cihaz reçete edilen hastaların tamamının bedelsiz olarak cihaza sahip olacaklarına ilişkin somut veri bulunmaksızın cihazın ödeme kapsamından çıkarılmasında hastanın sağlık hizmetine erişim hakkı engelleneceğinden ve maddi bir yük altına girmesi söz konusu olacağından sosyal hukuk devleti ilkesine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemelerin iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenilip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü, ‘nın husumet itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi:
Dava, 14/07/2016 tarihli ve 29770 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 16. maddesinin b bendinin ve 25/08/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak Yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Tebliğin 13. maddesinin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali istemiyle açılmıştır.
5502 sayılı, dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihteki adıyla, Kanununun, yine aynı tarihte yürürlükte olan 1. maddesinde; bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere nun kurulduğu belirtilmiş, mülga 3. maddesinde; Kurumun amacı açıklanmış ve devamında görevleri sayılmış, maddenin (a) fıkrasında, ulusal kalkınma strateji ve politikaları ile yıllık uygulama programlarını dikkate alarak sosyal güvenlik politikalarını uygulamak, bu politikaların geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak görevleri arasında sayılmıştır.
Yine belirtilen 5502 sayılı Kanunun mülga 41. maddesinde ise Kurumun, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlerin uygulanmasına ilişkin hususları duyurmak amacıyla tebliğ çıkarmaya yetkili olduğu, Kurum dışındaki gerçek ve tüzel kişileri ilgilendiren tebliğlerin Resmi Gazete’de yayımlanacağı düzenlenmiştir.
Bu düzenleme uyarınca nca sağlık yardımları karşılanan kişilerin, sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine ait ücretler ile tedavi yardımlarının verilmesine ilişkin usul ve esasların belirtildiği sağlık uygulama tebliğleri yayımlanmaktadır.
14/07/2016 tarihli ve 29770 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 16. maddesiyle, 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği’nin ekindeki “Tıbbi Sarf Malzemeler” (EK-3/C-4) listesinin “…” kodunda yer alan, Kurumca bedeli karşılanacak tıbbi malzemeler arasında sayılan “Kan Şekeri Ölçüm Cihazı” listeden çıkarılmıştır.
25/08/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Tebliğin 13. maddesiyle de, 24.03.2013 tarihli Sağlık Uygulama Tebliği’nin, “Kan şekeri ölçüm cihazlarına ait bedeller, Kurumca karşılanacaktır. Kan şekeri ölçüm cihazının yenilenme süresi 2 yıldır. Bu süreden önce temin edilen kan şekeri ölçüm cihazının bedeli Kurumca ödenmez.” şeklindeki 3.3.2 numaralı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış ve aynı fıkranın, “Kan şekeri ölçüm çubukları ve kan şekeri ölçüm cihazları sözleşmeli eczanelerden temin edilecektir.” şeklindeki (d) bendi, “Kan şekeri ölçüm çubukları sözleşmeli eczanelerden temin edilecektir.” olarak değiştirilmiştir.
‘nun, “Diyabet tedavisi gören sigortalıların ihtiyacı striplerin kullanımı için gerekli olan cihazlar hususunda, hasta tedavisi için başvurduğu ilgili sağlık hizmet sunucusunda eğitimini alıp reçete edilmesini müteakip cihazların strip satan firmalar tarafından hastane nezdinde bedelsiz teslim edildiği, yine aynı şekilde ilgili firmalar tarafından eczanelere de ücretsiz verildiği halde, bu cihazların bazı eczanelerce ücret karşılığı satışının yapıldığı bildirildiğinden” şeklindeki savunması ile şeker ölçüm cihazlarının şeker ölçüm çubuklarını satan firmalarca bedelsiz olarak verildiği, kan şekeri ölçüm çubuklarının reçete karşılığında temin edilmesinin mümkün olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı tarafından ileri sürülen iddialar, dava konusu düzenlemelerin iptalini gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ….-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 07/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.