Danıştay Kararı 15. Daire 2016/8033 E. 2018/5527 K. 31.05.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/8033 E.  ,  2018/5527 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8033
Karar No : 2018/5527

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av.
İstemin Özeti : Gümrük müşaviri olarak görev yapan davacıya, kendisine tahsis edilen … sistemi kullanıcı kod ve şifresinin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği gerekçesiyle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun geçici 6/2-c maddesi ve aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca “bir yıl süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma” cezası verilmesine ilişkin Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 22.01.2015 tarih ve 2015/21 sayılı kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; gümrük işlemlerinin elektronik ortamda yürütüldüğü BİLGE sisteminde davacıya ait kullanıcı kodu ve şifresinin başkalarına verildiği, bu kişiler tarafından da davacının kullanıcı kodu ve şifresinin kullanılarak sahte beyanname düzenlendiği ve vergi kaybına sebebiyet verildiğinden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen 18/02/2016 tarih ve E:2015/1545; K:2016/548 sayılı kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava, Gümrük Müşaviri olarak görev yapan davacının, kişiye özel ve gizli olan BİLGE kullanıcı kodu ve şifresinin bilgisi dışında üçüncü kişilerce kullanılmasında, kullanıcı kodu ve şifresini dikkatli muhafaza etmemesi ve bunun sonucu olarak da üçüncü kişilerce kullanılmasına sebebiyet verdiğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Geçici 6/2-c maddesi ve aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir yıl süre ile geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Gümrük Müsteşarlığı Merkez Disiplin Kurulu’nun 22.01.2015 tarih ve 2015/21 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Disiplin suçu ile uygulanan yaptırım arasında adil bir denge bulunması gerektiği disiplin hukukunun bilinen ilkeleri arasındadır. Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 2. fıkrasında da, bentler hâlinde sayılan disiplin cezalarından birinin uygulanmasına karar verilirken durumun niteliğinin ve ağırlık derecesinin göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir.
Dava konusu olayda; davacının imzası ile işlem gören ithalat beyannamesi Ek’inde yer alan KKFDF dekontlarının sahte olduğu, söz konusu dekontlara ilişkin meblağların ilgili firmadan tahsil edilmesine rağmen anılan sahte dekontlar aracılığıyla zimmete geçirildiği, sahte dekont düzenleme işinin ………. Gümrük Müşavirliği Ltd.Şti.’nin gerçek sahibi olan … tarafından gerçekleştirildiği, davacının bu olayla ilgisi olmamasına rağmen gümrük işlemlerinin elektronik ortamda yürütüldüğü BİLGE sistemi kullancı kod ve şifrelerini başkalarına verdiği ve bu kişiler tarafından da davacının kullanıcı kodu ve şifresi kullanılarak sahte beyanname düzenlendiği ve vergi kaybına neden olduğu gerekçesi ile dava konusu disiplin cezasının verildiği, davacının bahse konu usulsüz işlemlere bilerek ve isteyerek katıldığına ilişkin kullanıcı kod ve şifresinin kullanılması dışında herhangi bir iletişim tespiti, ifade, vb. bulguya rastlanılmadığı, davacının daha önce almış olduğu bir disiplin cezasının da bulunmaması karşısında; eylemi kendi kullanımına tahsis edilen ve güvenliği kendisi tarafından sağlanan BİLGE kullanıcı kod ve şifresinin başkaları tarafından kullanımına engel olacak gerekli dikkat ve özeni göstermemekten ibaret olan davacıya Geçici 6. maddenin 3. fıkrasının ikinci paragrafına göre geçici olarak meslekî faaliyetten alıkoyma cezası verilmiş olup, bu hâliyle disiplin suçu ile ceza arasında adil bir dengenin bulunduğundan ve cezanın durumun niteliğine ve ağırlık derecesine uygunluğundan söz edilemez.
Bu kapsamda; durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre davacının eylemine uyan Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 3. fıkrasının ilk paragrafına göre cezalandırılması gerekirken, aynı fıkranın ikinci paragrafına göre tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka ve disiplin hukuku ilkelerine uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen gerekçelerle temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.