Danıştay Kararı 15. Daire 2016/7827 E. 2017/1115 K. 09.03.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/7827 E.  ,  2017/1115 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7827
Karar No : 2017/1115

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekilleri :
İstemin Özeti : ….İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu idari para cezasına konu 541 Adet tüketici işleminin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun 21.04.2014 tarih ve 2014/DK-SDD/218-7 sayılı kararıyla da cezalandırılmış olması nedeniyle mükerrer cezalandırılma yapıldığı iddiası üzerine Mahkemece yapılan inceleme neticesinde; sadece 105 tüketici işlemi bakımından isim benzerliği bulunduğunun tespit edildiği, 436 adet tüketici işlemi için ise böyle bir benzerliğin tespit edilemediği anlaşılmıştır. Bu nedenle İdare Mahkemesi kararının, 105 adet tüketici işlemi bakımından mükerrer cezalandırma yapılıp yapılmadığının kesin ve şüpheden uzak olarak somut delillerle ortaya konulamaması nedeniyle iptali kısmının onanması, 436 adet tüketici işlemi bakımından iptaline dair kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından Mart 2011 – Mayıs 2013 tarihlerini kapsayan dönemde abonelik fesih işlemlerinin süresinde gerçekleştirilmemesi nedeniyle davacı şirkete verilmiş idari para cezası bulunmasına karşın, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Aralık 2011-Mart 2014 tarihlerini kapsayan dönemde yapılan denetimde 574 sözleşmeye ilişkin abonelik hizmeti iptal talebinin ilgili mevzuatta belirlenen süre içerisinde gerçekleştirilmemesi nedeniyle, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 52. maddesine aykırılık teşkil ettiği iddiasıyla aynı Kanun’un 77 ve 78. maddeleri gereğince, zamanaşımı süreleri de gözetilerek, davacı şirkete 108.200-TL idari para cezası verilmesine ilişkin İl Ticaret Müdürlüğü’nün 07.05.2015 tarih ve 4390 sayılı işleminin mükerrer cezalandırma teşkil etmesi ve dava konusu idari para cezasının aykırılığın gerçekleştiği iddia olunan tarihte yürürlükte bulunmayan 6502 sayılı Kanun ve Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği uyarınca verilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından abonelik fesih işleminin süresinde gerçekleştirilmemesi nedeniyle davacı şirkete verilen idari para cezasına konu 574 aykırılık nedeniyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından da aynı gerekçe ile davacı şirkete tekrar idari para cezası verilmiş bulunduğundan mükerrer cezalandırma yapıldığına ilişkin iddianın, sözkonusu 574 kişilik listede yer alan tüketicilerden 105 tanesinin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu listesinde ismen yer aldığı, ancak bunların aynı kişiler olup olmadığının tam olarak tespit edilememesi nedeniyle 574 aykırılık bakımından mükerrer ceza kesilip kesilmediğinin idare tarafından tek tek tüm aykırılıklar bazında somut olarak şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulamadığı ve ispatlanamadığından dava konusu işlemle mükerrer ceza kesildiği sonucuna varıldığından kesilen para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
28/11/2013 tarih ve 28835 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07/11/2013 tarih ve 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un 86. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 11/A-2 maddesinde, satıcının tüketicinin aboneliğe son verme isteğini, yazılı bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yerine getirmekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 52. maddesinin beşinci fıkrasında ise, satıcı veya sağlayıcının, tüketicinin aboneliğe son verme isteğini yönetmelikle belirlenen süreler içinde yerine getirmekle yükümlü olduğu, Aboneliğin belirlenen süreler içinde sona erdirilmediği durumlarda, bu sürelerin bitiminden itibaren mal veya hizmetten yararlanılmış olsa dahi, tüketiciden herhangi bir bedel talep edilemeyeceği, satıcı veya sağlayıcının, fesih bildiriminin hüküm ifade etmesinden itibaren on beş gün içinde tüketici tarafından ödenmiş olan ücretin geri kalan kısmını kesinti yapmaksızın iade etmekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.
6502 sayılı Kanun’un 52 ve 84. maddelerine dayanılarak çıkarılan ve 24/01/2015 tarih ve 29246 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliğinin 24. maddesinin birinci fıkrasında ise, diğer mevzuatta tüketici lehine olan süreler saklı kalmak kaydıyla, satıcı veya sağlayıcının, tüketicinin fesih talebini, bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç yedi gün içerisinde yerine getirmekle yükümlü oldukları düzenlemesine yer verilmiştir.
Görüleceği üzere Mülga 4077 sayılı Kanun ile 6502 sayılı Kanun, abonelik fesih işleminin (7) gün içerisinde yerine getirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Dava konusu idari para cezasına konu tüketici işlemleri 6502 sayılı kanun yürürlüğe girmeden önce gerçekleşmiş olmakla birlikte, 6502 sayılı Kanun ile abonelik fesih işlemlerinin (7) günlük sürede gerçekleştirilmemesi için öngörülen ceza miktarı, 4077 sayılı Kanun’la öngörülen ceza miktarından düşük olduğundan, dava konusu işlemde lehe kanun niteliğinde olduğu hususunda tereddüt bulunmayan 6502 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırı bir durum görülmediğinden, temyize konu mahkeme kararı bu yönüyle hukuka uygun bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket hakkında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince 24.01.2014 tarih ve 2014/03 sayılı onaya istinaden düzenlenen 01.09.2014 tarih ve 326/C/04 sayılı İnceleme Raporunda, davacı şirketin Aralık 2011 – Mart 2014 döneminde gerçekleştirdiği abonelik iptal işlemlerinden 574 adedinde 6502 sayılı Kanun’un 52. maddesine aykırı davranıldığının tespit edilmesi üzerine, zamanaşımı hususu da dikkate alınarak 541 adet sözleşme için anılan Kanun’un 77 ve 78. maddeleri gereğince İl Ticaret Müdürlüğünce dava konusu 108.200-TL idari para cezasının 07.05.2015 tarih ve 4390 sayılı işlem ile tesis edildiği anlaşılmaktadır. Tüketici şikayetleri nedeniyle davacı şirket hakkında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Sektörel Denetim Dairesi Başkanlığınca hazırlanan 01.04.2014 tarih ve 12918491-663.05/12192 sayılı inceleme raporunda, 01.12.2009-04.10.2013 tarihleri arasındaki dönemde 60.123 abonenin abonelik iptal işlemini yazılı başvuru tarihinden itibaren (7) gün içerisinde gerçekleştirmediği tespit edilen davacı şirkete Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun 21.04.2014 tarih ve 2014/DK-SDD/218-7 sayılı kararı ile 2012 yılı net satışlarının %0,28 (onbinde yirmi sekiz)’ine karşılık gelen 1.412.098,23-TL idari para cezası uygulanmasına karar verildiği ve davacı şirketin … İdare Mahkemesi’nde E:…. sayılı dosyada açılan iptal davasından feragat etmesi nedeniyle sözkonusu cezanın kesinleşmiş olduğu tespit edilmiştir. Davacı şirket tarafından dava konusu işlem ile cezaya tabi tutulan 541 adet tüketici işleminin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun anılan kararıyla da ceza verilmiş olması nedeniyle sözkonusu 541 tüketici işlemi nedeniyle mükerrer cezalandırılma yapıldığı iddia edilmekte ise de, İdare Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde sadece 105 isim için isim benzerliği bulunduğunun tespit edildiği, 436 tüketici işlemi için ise böyle bir benzerliğin tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yapılan incelemenin sektörel çaplı olması, 60.123 tüketici işlemini ilgilendirmesi nedeniyle 541 adet tüketici işleminden sadece 105 adetinde isim benzerliğine rastlanması, sadece bu 105 işlem açısından mükerrer ceza kesilip kesilmediğinin somut olarak olarak ortaya konulamadığını gösterdiğinden, 541 Adet tüketici işleminin tamamının mükerrer cezaya konu olup olmadığının anlaşılamadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin tamamının iptalinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın temyiz istemin kısmen kabulü ile….. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının 105 adet tüketici işlemi bakımından mükerrer cezalandırma yapılıp yapılmadığının kesin ve şüpheden uzak olarak somut delillerle ortaya konulamaması nedeniyle iptali kısmının ONANMASINA oybirliğiyle, 436 adet tüketici işlemi bakımından iptaline dair kısmının BOZULMASINA, bozulan kısımla ilgili yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):

İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
İdare Mahkemesi’nce verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının tamamının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.