Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2016/7464 E. , 2016/4536 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7464
Karar No : 2016/4536
Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1-
2-
3-
Davanın Özeti : Davalı tarafından 12.04.2014 tarih ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik’te değişiklik yapan 28.03.2016 tarih ve 29667 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin bazı maddeleri ile davalı idarece tesis edilen işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali istenmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5.maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise otuz gün içinde 3. ve 5.maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya ünvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği belirtilmiştir.
İptal davalarında iptali istenilen işlem ya da işlemlerin sayı, tarih, tebliğ tarihi belirtilmek ve menfaat bağı kurulmak suretiyle işlemin tamamının mı, yoksa belli kısımlarının mı iptalinin istenildiğinin hukuka aykırılık sebepleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
Birçok konuda düzenleme içeren ve çok sayıda maddeden oluşan bir düzenleyici işlemin tümünün iptali, ancak yetki veya şekil yönünden hukuka aykırılık sebebiyle istenebilecek olup, yargı yerince, dava konusu düzenlemeyi yapan idarenin yetkili bulunması ve işlemde şekil yönünden hukuka aykırılık bulunmaması halinde, tek tek maddelerin incelenmesine geçileceğinden, incelenecek her maddeye veya düzenlemeye yönelik olarak menfaat ilgisinin ve hukuka aykırılık sebeplerinin gösterilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle bir düzenleyici işlemin tümüne yönelik yetki veya şekil yönünden hukuka aykırılık iddialarıyla birlikte düzenlemenin bir kısmının veya tamamının aynı anda dava konusu edilebilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak bu
durumda, yukarıda da açıklandığı üzere, dilekçede istemin açık, tereddüt yaratmayacak şekilde belirtilmiş olması, her bir madde veya kısım ile menfaat ilgisi kurulmak ve hukuka aykırılık sebeplerinin ortaya konulması gerekmektedir.
Dava dilekçesinde; konu kısmında 28.03.2016 tarih ve 29667 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6.maddesine istinaden ‘nın 30.06.2016 tarih ve 84807 sayılı işlemi ile ‘nün 15.07.2016 tarih ve 2935 sayılı işleminin tebliğ edildiği, davalı idareler tarafından Yönetmelik uyarınca tesis edilen işlem ile işlemin dayanağı Yönetmeliğin 8.maddesinin; sonuç kısmında ise tebliğ edilen işlem ile işleme dayanak Yönetmeliğin hukuka aykırı olduğu ifade edilerek Yönetmeliğin ve anılan İl Sağlık Müdürlüğü işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, hangi Yönetmelik maddelerinin ve işlemlerin yürütmesinin durdurulmasının ve/veya iptalinin istendiğinin, hukuka aykırılık sebepleri ile birlikte açık, anlaşılır, tereddüde mahal bırakmayacak şekilde dava dilekçesinde gösterilmediği görülmektedir.
Bu haliyle, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun biçimde düzenlenmediği sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 15/1-d maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde 3. maddeye uygun şekilde düzenlenmek ve noksanı tamamlanmak suretiyle, harç yatırılmaksızın yeniden dava açmakta serbest olmak üzere dava dilekçesinin reddine, aynı Kanunun 15/5. maddesi hükmüne göre yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde, davanın reddedileceğinin davacıya bildirilmesine, 17/08/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.