Danıştay Kararı 15. Daire 2016/7059 E. 2017/7109 K. 30.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/7059 E.  ,  2017/7109 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7059
Karar No : 2017/7109

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
Müdahiller (Davalı Yanında) :
Vekili :

İstemin Özeti : ……………. 29-30.11.2009 tarihinde … Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ndeki doğuma ilişkin müdahele sırasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi nedeniyle sakat kalmasında ve ‘nın rahminin alınmasında davalı idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek davacılardan ………….. için … TL, için … TL olmak üzere toplam… TL maddi; için … TL, için … TL, … için … TL, … için … TL olmak üzere toplam … TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 01/10/2014 tarih ve E:2014/1391, K:2014/6760 sayılı bozma kararına uyularak, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 27/05/2011 tarihli raporda; uygulanan tedavinin tıp kurallarına uygun olduğu, olayda idareye izafe edilecek bir kusurun bulunmadığı belirtildiği, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddi yolunda verilen kararın, davacılar tarafından hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçelerindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığının sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine,… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava; bebek ……….. 29-30.11.2009 tarihinde … Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ndeki doğumuna yönelik müdahele sırasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi nedeniyle sakat kalmasında ve anne ‘nın rahminin alınmasında davalı idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek davacılardan …………için … TL, için … TL olmak üzere toplam … TL maddi; için … TL, için … TL, ……. kara için … TL, ……….için … TL olmak üzere toplam ….-TL manevi zarar olmak üzere toplam … TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemi ile açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’ce; Adli Tıp Kurumu’ nca hazırlanan rapor esas alınmak suretiyle tedavide davalı idarenin ve personelinin herhangi bir ihmal ve kusuru bulunduğunun tespitinin mümkün olmadığı, olayda idarenin herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Sözkonusu karar Dairemiz’ce Savcılıkça olaya ilişkin yapılan tahkikata ilişkin evraklar ve ihtiyaç halinde temin edilecek hasta hakkında bilgi verici tüm verilerin birlikte değerlendirilmek surutiyle Adli Tıp Genel Kurulu’ndan açıklamalı ve gerekçeli yeni bir rapor alınarak olayda hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının yeniden irdelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
… İdare Mahkemesi; Dairemizin 01.10.2014 tarih ve E: 2014/1391 tarih ve K: 2014/6760 sayılı bozma kararına uyarak; 03.12.2015 tarihli ve 31.12.2015 tarihli Ara Kararları ile yapılan araştırmalar neticesinde, dosyada karar vermeye yetecek nitelikte bilgi-belge ve “delil”in mevcut olduğu anlaşılarak; ‘nın 23.03.2011 tarih ve 2010/5078 hz. sayılı tezkeresi ile Adlî Tıp Kurumu 3. Adlî Tıp İhtisas Kurulu’nun 25.05.2011 tarih ve 4802-A sayılı raporunda; ” …… mevcut tıbbî belgelere göre normal doğum kararının doğru olduğu; çekilen NST ve ÇKS takibine göre gebenin yakından ve sıkı takip edildiğinin anlaşıldığı, ÇKS’nin düşmesi üzerine acilen sezeryane alınmasının doğru bir eylem olduğu, sezeryan ameliyatına alınmasında gecikmenin olmadığı; gelişen atoni nedeni ile önce medikal tedavinin yapılmasının kanamanın devam etmesi üzerine histeraktomi yapılmasının doğru bir eylem olduğu; zirâ atoni öngörülemez, özlenemez, atoni ağır kanama ile seyir eden hastaların ölümlelerine sebebiyet veren bünyesel ağır bir tablo olduğu, bu gibi acil durumlarda hasta veya yakınından onay alınmasının gerekmediği, cihetle doktorlar , , ebe doğuma ve doğum sonrası kişinin dedavisi ve takibini yapan tüm sağlık personelin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu oy birliği ile mütalaa olunur” şeklinde görüş belirtildiği, bu rapor da hükme esas alınarak olayda idarenin herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ilk mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan 49. maddesinde, “1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay: a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar.
2. Temyiz incelenmesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verilir.
3. Kararın bozulması halinde dosya, Danıştayca kararı veren mahkemeye gönderilir. Mahkeme, dosyayı diğer öncelikli işlere nazaran daha öncelikle inceler ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar verir.
4. Mahkeme bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilir. Israr kararının ilgili tarafından temyizi halinde, dava, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca incelenir. Danıştayın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararı bozulur; aksi halde onanır. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur.
5. Kararların kısmen onaylanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilir.” hükmü yer almıştır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemelere göre, Danıştayca verilen bozma kararları üzerine, ilk derece mahkemelerinin, bozma kararında yazılı esaslara uygun olarak karar verme ya da ilk kararlarında ısrar etme imkanları bulunmakla birlikte, Mahkeme tarafından, bozma kararına uyulması yönünde karar verildiği takdirde dosyanın, Danıştayca verilen bozma kararındaki yazılı esaslara uygun olarak incelenmek suretiyle, yeniden karar verileceği açıktır.
Bu nedenle; Dairemizin bozma kararındaki gerekçelere uyulmadan; Adli Tıp Genel Kurulu’ndan açıklamalı ve gerekçeli yeni bir rapor alınarak olayda hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı yeniden irdelenmeden yanlızca ‘nın 23.03.2011 tarih ve 2010/5078 hz. sayılı tezkeresi ile Adlî Tıp Kurumu 3. Adlî Tıp İhtisas Kurulu’nun 25.05.2011 tarih ve 4802-A sayılı raporuna dayanılarak yeniden davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık bulunmadığından mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.