Danıştay Kararı 15. Daire 2016/7036 E. 2017/7420 K. 12.12.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/7036 E.  ,  2017/7420 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7036
Karar No : 2017/7420

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Mahkeme kararının, trafikten men işleminin iptaline ilişkin kısmının onanması, idari para cezasına ilişkin kısmının ehliyet yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıya ait … plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. maddesi uyarınca geçici olarak trafikten men edilmesine ilişkin 01.10.2012 tarihli işlem ile araç sürücüsü …’a idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 45371 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce, davacı şirkete ait aracın ilgili belediyeden izin ya da ruhsat alınmaksızın ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapıldığı sabit olduğundan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen … tarih ve … sayılı kararının temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 14.10.2015 tarih ve E:2014/9221, K:2015/6022 sayılı kararı ile davacı tarafından işlemin tesis edildiği gün servis aracı özel izin belgesi alınmış olması nedeniyle uyuşmazlık konusu servis taşımacılığının 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına girmediği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma kararına uyularak, olayda, davacı tarafından … Büyükşehir Belediyesi’nden belediye sınırları içerisinde taşımacılık yapmak üzere 2381 sayılı Servis Aracı Özel İzin Belgesi alındığı, böylece uyuşmazlık konusu servis taşımacılığının 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına girmediğinden dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından anılan İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davacıya ait aracın trafikten men edilmesine ilişkin 01.10.2012 tarihli 024040 sayılı işlemin iptaline ilişkin kısım incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “kararın bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.

Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın bu yönüyle hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Araç sürücüsü …’a idari para cezası verilmesine ilişkin 01.10.2012 tarih ve tarih ve 045371 sayılı işlemin iptaline ilişkin kısım incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, “iptal davaları”, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasakoyucu, iptal davaları için “menfaat ihlali”ni, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir. Menfaat ihlali, hak ihlali kavramından daha geniş kapsamlı olup; maddi veya manevi bir zararı bulunmasa dahi ilgiliye dava açma hakkı vermektedir. Ancak her halde menfaat ilgisinin, meşru, kişisel ve güncel olması gerekmektedir.
“Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, dinlenilebilir veya korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle, işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, diğer bir anlatımla kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir. “Güncel menfaat” ise, söz konusu işlemin kişi üzerindeki hukuki etkisinin doğmak üzere olmasını veya halihazırda devam etmesini, işlemin uygulanabilir niteliğini yitirmemesini ifade etmektedir. Dolayısıyla geleceğe yönelik muhtemel menfaat ilgisi, kişilere iptal davası açma hakkı vermemektedir.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, hukuk devletinin gerçekleştirilebilmesi bakımından idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir. Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.
Aynı şekilde, tesis edilen işlemin (genel, soyut, objektif kural koyan düzenleyici işlem niteliğinde bulunmasa dahi) tüm ülke çapında etki doğurması, ülkenin genel siyasetini veya vatandaşların genel ve ortak menfaatini ilgilendirmesi halinde, salt vatandaş olma sıfatıyla iptal davası açılabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; davacıya ait … plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-2/3 maddesi uyarınca trafikten men edilmesine ilişkin 01.10.2012 tarih ve 024040 sayılı işlem ile araç sürücüsü …’a 2.104,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 045371 sayılı işlemin iptali istemiyle davacı tarafından temyize konu iptal davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin bozma kararında ” şirket tarafından araç sürücüsüne verilen para cezasının da iptali talep edildiği görülmekle bozma kararı üzerine Mahkemece, davacının bu hususta dava açma ehliyeti olmadığı da göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği” de belirtilmiştir.

Bu durumda, dava konusu işlemlerden 045371 sayılı idari para cezası, araç sürücüsü Mehmet Kaplan’a uygulanmış olup bu para cezasının davacının; kişisel, güncel ve meşru menfaatini ihlal etmediğinden, davanın idari para cezasına ilişkin kısmının ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece idari para cezasının iptaline karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen reddi ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, trafikten men işleminin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA, temyiz isteminin kısmen kabulü ile kararın, araç sürücüsüne idari para cezası verilmesi işleminin iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.