Danıştay Kararı 15. Daire 2016/6965 E. 2017/7122 K. 30.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/6965 E.  ,  2017/7122 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/6965
Karar No : 2017/7122

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekilleri :

İstemin Özeti : Davacının, … Devlet hastanesinde 29.04.2006 tarihinde yapılan enjeksiyon sonrasında oluştuğu belirtilen zararlarına karşılık, olayda davalı idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek … TL maddi ve … TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin 15/05/2014 tarih ve E:2013/4157, K:2014/3746 sayılı bozma kararına uyularak, tarafından tanzim olunan 18.12.2009 ve 23.07.2010 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; davacının sağ ayağında meydana gelen güçsüzlüğün 29.04.2006 tarihinde yapılan enjeksiyon sonucu ortaya çıktığı, davacıdaki hasarın enjeksiyon nöropatisi ile uyumlu olduğu, ancak enjeksiyonun yanlış yere yapıldığını gösterir bir bulguya rastlanılmadığı, bu durumun komplikasyon olarak kabul edildiği, davalı idarece yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu belirtilmiş ve bu rapor hükme esas alınarak davacının maddi ve manvi tazminat istemlerinin reddi yolunda verilen kararın, davacı tarafından hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine,… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava konusu olayda, davacıya rahatsızlığı nedeniyle başvurduğu … Devlet Hastanesi’nde iğne enjekte edilmiştir. Yapılan enjeksiyondan sonra davacıda enjeksiyon nöropatisi arazı gelişmiştir.
Dosya kapsamında ndan alınan bilirkişi raporlarında da, davacıda meydana gelen arazın uygulanan iğne sonucu gelişen enjeksiyon nöropatisi olduğu teyit edilmiş ancak tıbbi belgelerde enjeksiyonun yanlış yere yapıldığına ilişkin bir kaydın bulunmadığı, enjeksiyonun doğru yere yapılmış olması halinde de önlenemez ve öngörülemez bazı tıbbi nedenlerle nöropatinin gelişebileceği, nöropatinin enjeksiyon uygulamalarının beklenebilir komplikasyonu olduğu belirtilerek idareye yönelik hizmet kusuru tespit edilmediği belirtilmiştir.
Her ne kadar Adli Tıp Raporunda, davacıda oluşan arazın bir komlikasyon olduğu, bu nedenle idareye herhangi bir kusur atfedilemeyeceği belirtilmiş ve bu doğrultuda İdare Mahkemesince de davanın reddi yönünde karar verilmiş ise de; davacıda oluşan arazın uygulanan enjeksiyon sonucu geliştiği, yapılan enjeksiyondan önce herhangi bir sakatlığı bulunmayan davacının bu enjeksiyon sonucu sakatlandığı açık olduğundan, sunulan sağlık hizmetine kusur atfedilememesi nedeniyle davacıdan uğradığı zarara katlanmasını beklemeye hukuken imkan bulunmamaktadır.
Bu nedenle kusur sorumluluğu ilkesi çerçevesinde tazmin edilemeyen davacının zararlarının yine idare hukukunun temel ilkelerinden birisi olan kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmin edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kabulu ile mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.