Danıştay Kararı 15. Daire 2016/6612 E. 2017/7389 K. 07.12.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/6612 E.  ,  2017/7389 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/6612
Karar No : 2017/7389

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; gereği görüşüldü:
Dava, davacının silah taşıma ruhsatı verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin 28.05.2015 tarih ve 62683 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… 3. İdare Mahkemesi’nce; Kanun’un 7/7. maddesinde ateşli silahla işlenen suçlardan hüküm giymiş olanlara, affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceğinin düzenlendiği, davacının 6136 sayılı Kanuna muhalefet etme suçu nedeniyle mahkumiyetinin bulunduğu, mahkumiyetin ertelenmesinin veya vaki olmamış sayılmasına karar verilmesinin anılan mevzuat uyarınca işleme esas alınmasına engel olmayacağı, bu nedenle 6136 sayılı Kanuna muhalefet etme suçundan mahkumiyeti bulunan davacıya silah taşıma ruhsat verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7. maddesinde, ateşli silahları kimlerin taşıyabileceği beş bent halinde belirlenmiş, maddenin altıncı fıkrasında; silah taşımaya yetki veren kimlik kartları ile belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esasların Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği, yedinci fıkrasında ise, ateşli silahlarla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hapis cezasına mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma ve bulundurma izni verilmeyeceği, hükme bağlanmıştır.
6136 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan 91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin Silah Ruhsatı Verilmesini Engelleyen Haller başlıklı 16. maddesinde;
“Aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez, verilmiş ruhsatlar iptal edilir. (…)
a) Ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar,
b) Ruhsatlı silahıyla suç işleyenler veya silahın muhafazasındaki ihmal ve kusuru neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesine veya intihar ya da intihara teşebbüs edilmesine neden olanlar, (…)
Yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (f), (g), (h), (ı), (i) ve (ö) bentleri kapsamına girenler, affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile kendilerine hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez. Bu fıkra hükmü 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesi hükümlerine göre suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmaz.
Bu maddede belirtilen mahkumiyet kesinleşmiş mahkumiyettir.
Bu madde hükümlerinin uygulanmasında, mahkemelerce verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı ceza esas alınır.” hükmüne, 17. maddesinin birinci fıkrasında ise; “Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16. maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 95. maddesi ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’nun 6. maddesi uyarınca, ağır veya hafif para cezası ya da bir yıla kadar ağır hapis veya iki yıla kadar hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezaların Mahkemece ertelenebileceği, beş sene içinde kişi hakkında başka bir mahkumiyet kararı verilmediği takdirde, mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılacağı, düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan 10 ay hapis cezası mahkumiyetinin bulunduğu, idarece anılan mahkumiyet gerekçe gösterilerek 6136 sayılı Kanunun 7/7. maddesi kapsamında bulunduğundan bahisle davacının silah taşıma ruhsatı talebinin reddi yolundaki dava konusu işlemin tesis edildiği, söz konusu Ceza Mahkemesi kararı incelendiğinde, verilen on aylık hapis cezasının 647 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, davacının adli sicil kayıtları incelendiğinde ise, erteleme kararından sonra başlayan beş yıllık denetim süresi içerisinde başkaca bir mahkumiyet kararı verilmediği, dolayısıyla ertelenmiş mahkumiyetin Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 95. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sayıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda metnine yer verilen mevzuatın birlikte incelenmesinden; 6136 sayılı Kanunun 7/7. maddesi ile Yönetmeliğin 16. maddesi uyarınca 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan mahkumiyeti bulunanlara silah ruhsatı verilmeyeceği/verilmiş silah ruhsatlarının iptal edileceği hususu açık olmakla birlikte; Mülga 765 ve 647 sayılı Kanunlar uyarınca erteleme kararı verildikten sonra beş yıllık süre içerisinde suç işlenmemesi halinde mahkumiyet kararı esasen vaki olmamış sayılacağından, diğer bir deyişle hukuk aleminde hiç doğmamış sayılacağından, hukuken mevcut olmayan bu kararların Kanun’un 7. ve Yönetmeliğin 16. maddesi kapsamında ruhsat almaya engel haller arasında sayılarak silah ruhsatı işlemlerine esas alınmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta; davacının dava konusu işleme esas alınan mahkumiyeti Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/2. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sayıldığından, hukuken mevcut olmayan mahkumiyet kararı esas alınarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu durumda; dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.