Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2016/6096 E. , 2016/4532 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/6096
Karar No : 2016/4532
Davacı :
Vekili :
Davalı :
Davanın özeti : Öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen ”Sigorta Prim Teşviklerinden Geriye Yönelik Yararlanma Talepleri” konulu 18.03.2015 tarihli 2015/10 sayılı Genelge’nin iptali; daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2108829 sayılı yazısı ile davacı Derneğin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesine istinaden sigorta teşvik priminden yararlanma talebinin reddini içeren işlemin iptali istenilmektedir.
Düşüncesi : 2577 sayılı Kanun’un 3 ve 5. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin aynı Kanunun 15. maddesi uyarınca reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce 2577 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava; öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen ”Sigorta Prim Teşviklerinden Geriye Yönelik Yararlanma Talepleri” konulu 18.03.2015 tarihli 2015/10 sayılı genelgenin iptali; daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2108829 sayılı yazısı ile davacı Derneğin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesine istinaden sigorta teşvik priminden yararlanma talebinin reddini içeren işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3. maddesinde, dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve aynı Kanunun 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 15/1-d maddesinde de, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti halinde, yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddedileceği hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 3. maddesinde dava dilekçelerinde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği belirtilmiş; 5. maddesi 1. fıkrasında, her bir idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş; aynı Kanun’un 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği; 15. maddesinin 1/d bendinde ise, 3. ve 5. maddelere uygun bulunmayan dilekçelerin otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanarak otuz gün içinde yeniden dava açılmak üzere reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Davanın, davalı idarenin 11.04.2016 tarih ve 2108829 sayılı işlemi ile davacı Derneğin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesine istinaden sigorta teşvik priminden yararlanma talebinin 2015/10 sayılı Genelge uyarınca reddini içeren işleminin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden;
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmü yer almıştır.
Bu durumda, yukarıda anılan 5510 sayılı Kanun uyarınca, 5510 sayılı Kanun’un uygulanmasından kaynaklı uyuşmazlıkların İş Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca davalı idarenin 11.04.2016 tarih ve 2108829 sayılı işlemi ile davacı Derneğin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesine istinaden sigorta teşvik priminden yararlanma talebinin 2015/10 sayılı Genelge uyarınca reddini içeren işleminin iptali istemiyle açılan dava yetkili iş mahkemesinde görüleceğinden, bu işlemlerin idari yargıda dava konusu edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Davanın, 18.03.2015 tarih ve 177 sayılı “Sigorta prim teşviklerinden geriye yönelik yararlanma talepleri” konulu 2015/10 seri nolu Genelge’nin iptali istemine ilişkin kısmına gelince;
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde ise, kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılacak davalarda, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan Kanun maddelerine göre, 5510 sayılı Kanunun veya bu Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlerin uygulanması sonucunda tesis edilen bireysel işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu; sözü edilen Kanunun uygulanmasını göstermek için çıkarılan düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların ise, görüm ve çözümünde Danıştay’ın görevli olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Belirtilen durum karşısında, adli ve idari olmak üzere iki ayrı yargı düzeninde görülmesi gereken bu davanın tek dilekçede birleştirilerek görülmesine olanak bulunmadığından ayrı yargı düzenlerinde ayrı dilekçelerle dava açılması gerekmektedir.
Öte yandan, bir genel düzenleyici işleme karşı açılan iptal davasında, idari işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenlemenin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenlemenin bütünüyle birlikte belirli maddelere yönelik olarak iptal isteminde bulunulabileceği ya da sadece belirli maddelerin iptalinin istenebileceği açıktır. Ancak, her durumda iptali istenilen madde veya maddelerin davacının menfaatini nasıl etkilediği konusunun açıkça ortaya konulması gerekmektedir.
Davacı tarafından, 18.03.2015 tarih ve 177 sayılı “Sigorta prim teşviklerinden geriye yönelik yararlanma talepleri” konulu 2015/10 seri nolu Genelge’nin tamamının iptali istenilirken, dilekçe içeriğinde Genelge’nin tamamının iptalini gerektirecek hukuki sebeplerin menfaat ilgisi kurulmak suretiyle gösterilmediği anlaşılmaktadır.
Bu haliyle, dava dilekçesi 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun biçimde düzenlenmediğinden, dava konusu Genelge’nin, menfaat ilgisi kurulmak suretiyle hukuka aykırılık sebepleriyle birlikte tamamının mı yoksa belirli maddelerinin mi iptali istenildiğinin, eğer maddelerin iptali isteniliyorsa, hangi maddelerin iptali istenildiğinin açıkça belirtilerek dava açılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle davacının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-d maddesi uyarınca bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde 3. ve 5. maddeye uygun şekilde, 18.3.2015 tarih ve 177 sayılı “Sigorta prim teşviklerinden geriye yönelik yararlanma talepleri” konulu 2015/10 seri nolu Genelge’nin iptali istemiyle ayrı, davalı idarenin 11.04.2016 tarih ve 2108829 sayılı işlemi ile davacı Derneğin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun geçici 10. maddesine istinaden sigorta teşvik priminden yararlanma talebinin 2015/10 sayılı Genelge uyarınca reddini içeren işlem işleminin iptali istemiyle ayrı dilekçelerle dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 2577 sayılı Kanun’un 15/5. maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun duyurulmasına, artan posta ücretinin ve dava dilekçesi örneği ile eklerinin istemi halinde davacıya iadesine, 11/08/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.