Danıştay Kararı 15. Daire 2016/5790 E. 2016/4825 K. 11.10.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/5790 E.  ,  2016/4825 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5790
Karar No : 2016/4825

Temyiz Eden (Davacılar) :
Vekili:
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava, davacılara ait 8 araçla kurulacak olan kooperatife … İli … Beldesi ile …. Caddesi-… Petrol-… Hastanesi-…ı-…Meydanı güzergahında yolcu taşımacılığı yapmak üzere güzergah izni verilmesi ve ticari plakaların tahsis edilmesine ilişkin İl Trafik Komisyonu’nun 19.10.2010 tarih ve 2010/109 sayılı kararının, yapılan itirazlar üzerine iptal edilmesine ilişkin Mardin İl Trafik Komisyonu’nun 24.01.2011 tarih ve 2011/52 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; dava konusu karara esas alınan 10.01.2011 tarihli alt komisyon raporunda; “Mardin Belediye Başkanlığı tarafından, Mardin SİT alanı içerisinde yapılan “Tarihi Dönüşüm Projesi” çerçevesinde şehir merkezine giriş araç sayısının düşürülmesi ve otopark sorununun giderilmesi noktasında çalışmaların devam ettiği, bu kapsamda davacılara izin verilen güzergahın özellikle Cumhuriyet Meydanında trafik akışını aksatacağı, belediye mücavir alan içerisinde kalan 13 Mart Caddesi güzergahı ile Diyarbakırkapı – Cumhuriyet Meydanı arasındaki güzergahların yerinde değerlendirilmesi ve bunların güzergah izninden çıkarılmasının talep edildiği, ayrıca taşıma izni verilen kooperatifin Mardin Belediye sınırları içerisinde şehiriçi taşımacılık yapan kooperatifin de izlediği Fatih Petrol – Belediye kavşağı – Çocuk Hastanesi önü – Diyarbakırkapı – Cumhuriyet Meydanı güzergahında yolcu alması durumunda her iki kooperatif arasında sıkıntı yaşanacağı” hususlarına yer ver verildiği; bunlara ek olarak Yalım Belediye Başkanlığı’nın dosya içerisinde mevcut 15.12.2010 tarih ve 840 sayılı yazısında da ; belediyeye ait 2 adet otobüsün bulunduğu, beldenin yol kapasitesi ve yolcu azlığından dolayı 2 adet otobüs yerine sadece 1 adet otobüsün fiilen çalıştığı ve minibüs kooperatifi kurulmasına ihtiyaç olmadığının belirtildiği, anılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacılara güzergah izni verilmesi ve ticari plaka tahsis edilmesine ilişkin 19.10.2010 tarih ve 2010/109 sayılı kararın iptali yolunda tesis edilen 24.01.2011 tarih ve 2011/52 sayılı kararda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından; İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu’nun 12. maddesinde, il ve ilçe trafik komisyonlarının kuruluş ve görevleri belirlenmiş; bu kapsamda, il sınırları içinde mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak, karayolu taşımacılığına ait mevzuat hükümleri saklı kalmak üzere, trafik düzeni ve güvenliği yönünden belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları, çalıştırılabileceği yerler ile güzergahlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek söz konusu komisyonların görevleri arasında sayılmıştır.
Diğer yandan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek, büyükşehir belediyelerinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmış, “Ulaşım Hizmetleri” başlıklı 9. maddesinde, anılan görevlerin Ulaşım Koordinasyon Merkezi eliyle yürütüleceği ve maddenin son fıkrasında da ise; büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir.
Dolayısıyla, 5216 sayılı Kanun’un anılan hükmüyle, büyükşehir belediye sınırları dahilinde her türlü servis ve toplu taşıma araçlarının sayılarını, bilet ücret ve tarifeleri ve güzergahlarını belirleme yetkisi, trafik komisyonlarından büyükşehir belediyeleri bünyesinde kurulan Ulaşım Koordinasyon Merkezlerine intikal etmiştir. 6360 sayılı Kanun ile de 29.03.2014 tarihi itibariyle Mardin İli’nde büyükşehir belediyesi kurulmuştur.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılar tarafından, … İli … Beldesi ile şehir merkezi arasında yolcu taşımacılığı yapmak üzere güzergah izni ve ticari plaka verilmesi istemiyle İl Trafik Komisyonuna 23.09.2010 tarihli başvuru yapıldığı, İl Trafik Komisyonu Başkanlığı’nın 19.10.2010 tarih ve 2010/109 sayılı kararı ile davacılara Yalım Beldesi ile 13 Mart Caddesi – Fatih Petrol – Çocuk Hastanesi – Diyarbakırkapı – Cumhuriyet Meydanı güzergahında 8 araçla yolcu taşımacılığı yapmak üzere güzergah izni verilmesine ve …’den başlamak üzere ticari plakaların tahsis edilmesine karar verildiği, davacılara izin verilmesine ilişkin anılan karara dava açma süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine detaylı araştırma yapılması amacıyla konunun alt komisyona havale edildiği, alt komisyonun 10.01.2011 tarihli raporu sonrasında konunun tekrar komisyonda görüşüldüğü ve davacılara güzergah izni verilmesi ve ticari plaka tahsisi yolundaki ilk kararın iptal edilmesine ilişkin dava konusu 24.01.2011 tarih ve 2011/52 sayılı kararın alındığı anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin, öğreti ve uygulamada, iki unsuru bulunduğundan bahsedilmektedir. Bu unsurlardan birinin idari faaliyetlerin belirliliği (düzenli idare) ilkesi”, diğerinin ise “hukuki güvenlik ilkesi” olduğu kabul edilmektedir. Düzenli idare ilkesiyle, idarenin faaliyetlerinin belli ölçüde tayin edilebilir ve önceden öngörülebilir olması, idarenin sürekli uygulamaları ile hukuki istikrarı tesis etmesi gereği anlatılmaktadır.
Bir hukuk devletinde bireylerin kendilerine uygulanacak hukuk kurallarının neler olduğunu önceden bilmesi ve kendi davranışlarını ona göre ayarlayabilme imkanına sahip olması şeklinde özetlenebilecek hukuki güvenlik ilkesi de, hukuk devletinin gereklerinden biri olarak kabul edilmekte ve idari yargı içtihatlarında vurgulanmaktadır.
İdari faaliyetlerin amacı kamu yararının sağlanmasıdır. Bu nedenle, idare, idari işlemlerin hangi sebebe ve hukuki nedenlere dayalı olarak tesis edildiğini ve hangi amaca yönelik olduğunu açıklamalıdır. Aynı zamanda, gösterilen sebep ve amacın gerekli ve yeterli inceleme, araştırma ve somut nedenlere dayanması gereklidir.
Uyuşmazlıkta; davacılar tarafından, 2918 sayılı Kanun’un anılan maddeleri uyarınca işlem tarihi itibariyle yetkili makam olan İl Trafik Komisyonu’na yolcu taşımacılığı yapmak üzere kurulacak kooperatife güzergah izni verilmesi ve ticari plakaların tahsis edilmesi istemiyle başvuru yapıldığı, başvuru üzerine Valilik tarafından konu hakkında Yalım Belediye Başkanlığından görüş istendiği ve belediyenin 30.09.2010 tarihli yazısında; “kooperatif kurulmasında ve çalışmasında herhangi bir sakınca bulunmadığı” yolunda olumlu görüş bildirildiği, Komisyonun 19.10.2010 tarihli toplantısında da aralarında -daha sonra verilen iznin geri alınmasını isteyen- Mardin Şoförler ve Otomobilciler Odası temsilcisinin de bulunduğu üyeler tarafından oybirliği ile davacılara kararda belirtilen güzergahta taşımacılık yapılmasına yönelik güzergah izni verilmesine ve ticari plaka tahsisine karar verildiği, dosya içerisisinde bulunan kooperatif kuruluş evrakları ile davacılar adına kayıtlı minibüs tipi araçların ruhsatlarının incelenmesinden; davacılar tarafından anılan karar üzerine iki ay içerisinde kurmayı taahhüt ettikleri kooperatifin kuruluş işlemlerini tamamladıkları ve taşımacılıkta kullanılmak üzere minibüs satın aldıkları anlaşılmıştır.
Davacılara 19.10.2010 tarih ve 2010/109 sayılı karar ile verilen iznin temelinde, güzergahtaki arz talep dengesi yönünden; mevcut araçlarla yapılan taşımacılığın yeterli olmaması sebebinin yer aldığı görülmüş olup, idare tarafından verilen iznin iptal edilebilmesi için işlemin sebep unsurunun hatalı değerlendirildiğinin, diğer bir ifade ile güzergahtaki yolcu yoğunluğunun mevcut araçlarla karşılanabilecek düzeyde olduğunun kabul edilebilir delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Aksi durumun kabulü halinde idare dava konusu işlemle hukuka uygun işlemini iptal etmiş olur ki, bu halde somut olay kapsamında idareye güvenerek haklı beklentiye giren ve buna bağlı olarak kooperatif kurarak minibüs satın alan davacılar bakımından hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edildiği anlamına gelir.
Somut olay bu bağlamda değerlendirildiğinde;
Davalı idare tarafından konunun havale edildiği alt komisyon tarafından hazırlanan 10.01.2011 tarihli raporda; Yalım Beldesi ile şehir merkezi arasında belediyeye ait bir adet otobüsle mekik sefer yapmak suretiyle yolcu taşımacılığı yapıldığı, Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre beldenin 2009 yılında 4688 kişilik nüfusa sahip olduğu, belde halkının büyük bir çoğunluğunun iş ve günlük alışveriş için il merkezine gidip geldikleri ve özellikle sabah ve akşam saatlerinde yolcu sayısının fazla olduğunun gözlendiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yine rapor içeriğinde, Mardin Belediye Başkanlığı’nın 13.12.2010 tarihli yazısına yer verilmiş olup, anılan yazıyla; Mardin SİT alanı içerisinde yapılan “Tarihi Dönüşüm Projesi” çerçevesinde şehir merkezine giriş araç sayısının düşürülmesi ve otopark sorununun giderilmesi noktasında çalışmaların devam ettiği, davacılara verilen güzergahın özellikle Cumhuriyet Meydanında trafik akışını aksatacağı ve olumsuz etkileyeceği, belediye mücavir alan içerisinde kalan 13 Mart Caddesi güzergahı ile Diyarbakırkapı – Cumhuriyet Meydanı arasındaki güzergahların yerinde değerlendirilmesi ve bunların güzergah izninden çıkarılması yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Anılan alt komisyon raporunda yer alan; belde halkının büyük çoğunluğunun iş yerlerinin şehir merkezinde olduğu, alışveriş ve sosyal ihtiyaçlarını da şehir merkezine giderek karşıladıkları, belde nüfusunun 2009 itibariyle 4866 kişi olduğu ve anılan ihtiyaçları karşılamak üzere şehir merkezine gitmek isteyen belde halkına yalnızca bir araçla hizmetle verildiğine ilişkin tespitler göz önüne alındığında; belde ve şehir merkezi arasında yeni bir taşımacıya/kooperatife ihtiyaç bulunduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Ayrıca Mardin Belediye Başkanlığı tarafından, davacılara verilen güzergah izninin tamamen geri alınmasının istenmediği, özellikle Cumhuriyet Meydanında trafik akışının sağlanması için alternatif bir güzergahla iznin revize edilmesinin uygun olacağının belirtildiği; dolayısıyla anılan idare tarafından da davacılara izin verilmesine ilişkin ilk kararın sebep unsurunu sakatlayacak bir itirazın/durumun ileri sürülmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; ilk kararla verilen iznin temelinde yer alan güzergahtaki yolcu yoğunluğu nedeniyle oluşan yeni araç ihtiyacının, gerek ilk karar gerekse bu kararın iptali yolunda verilen dava konusu karar tarihi itibariyle var olduğu/devam ettiği anlaşıldığından, davacılara güzergah izni verilmesi ve ticari plaka tahsisi yolundaki ilk kararın iptal edilmesine ilişkin dava konusu 24.01.2011 tarih ve 2011/52 sayılı kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, her ne kadar Yalım Belediye Başkanlığı tarafından; belediyeye ait 2 adet otobüsün bulunduğu, beldenin yol kapasitesi ve yolcu azlığından 2 adet otobüs yerine sadece 1 adet otobüs çalıştığı ve minibüs kooperatifi kurulmasına ihtiyaç olmadığı iddia edilmişse de; yukarıda aktarıldığı üzere güzergahta ihtiyaç bulunduğunun dosya kapsamından anlaşılması ve davacılara izin verilmeden önce anılan belediye tarafından olumlu görüş verilmiş olması hususları dikkate alındığında bu iddialara itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.