Danıştay Kararı 15. Daire 2016/5706 E. 2018/7899 K. 27.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/5706 E.  ,  2018/7899 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5706
Karar No : 2018/7899

Davacı :
Vekili :

Davalılar : 1
Vekili :
2-
Vekilleri :

Davanın Özeti : Toplam yedi özel hastanenin sahibi ve işleteni olan davacı şirket tarafından, 18.01.2016 tarih ve 29597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 14. maddesinin (b) ve (c) bentleri ve 15. maddesi ile, 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin eki Ek-2/B ve Ek-2/C’de yer alan 616780, 616790, 602200, 616550, P616780, P616790, P602200, P616550 kod numaralı işlemlerin bedelinin, yalnızca üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında veya ’na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağına ilişkin getirilen açıklamaların, düzenlemeler nedeni ile ikinci basamak sağlık kuruluşlarına madde kapsamında yapılacak işlemler için artık ödeme yapılmayacağı, bu durumu haklı kılacak tıbbi veya hukuki bir gerekçenin idarece sunulmadığı ve bu haliyle düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmadığı; özel hastanelerin Kuruma faturalandırma hakları ortadan kalktığından hastaların bu bedeli kendilerinin karşılaması gerekeceği, bu durumun da hasta kaybına sebep olacağı; dava konusu işlemlerin Kurumca karşılanmaması nedeniyle bu işlemlere taleplerin azalacağı, ödeme yapılacağına güvenerek maliyet analizleri ve yatırımlar yaptıkları, bu durumun ciddi mali kayıplara yol açacağı, hastanenin kapatılması sonucunu doğurabileceği, haklı beklentilerinin korunması gerektiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

…’nın Savunmasının Özeti : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Hakkında Kanunun 63. maddesinde, Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türleri, miktarları, kullanım süreleri ve ödeme usül ve esaslarının nın görüşü alınmak suretiyle belirleneceği öngörülmüş ise de Bakanlığın bu yetkisinin görüş bildirmekten ibaret hazırlık işlemi olduğu, nihai yetkinin Kurumuna ait olduğu, bu nedenle hasım mevkiinden çıkarılmaları ve uyuşmazlığın münhasıran Kurumu husumetiyle çözümlenmesi gerektiği; konuya ilişkin olarak, Hastanesi ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin uzman görüşlerinde özetle, anılan işlemlerin tanı aşamasından uygulama aşamasına kadar multidisipliner yaklaşım gerektirdiği, mevcut tıbbi literatüre göre bu cerrahi girişimler için endikasyon konması esnasında Kulak Burun Boğaz, radyoloji ve bazen de Nükleer Tıp uzmanları ile beraber değerlendirme gerektirdiği, hatta literatürde tümör (kanser) nedeniyle gözyaşı tıkanıklığı olan ve doğru tanı konmadan dakriyosistorinostomi uygulanan olgulardan söz edildiği, ayrıca, özellikle endoskopik ve endonazal dakriyosistorinostomi işlemleri sırasında yanlışlıkla beyin zarlarının delinerek beyin omirilik sıvısının kaybı, oftalmik arter yaralanması ile gözde körlük gelişimi gibi olgular bildirildiği, tüm bu tıbbi literatür bilgilerinin, bu olgularda preoperatif multidisipliner yaklaşımın önemini ve bu olguların tedavisinin 3. basamak sağlık kurumları tarafından yapılmasının önemini ortaya koyduğunun beyan edildiği savunulmaktadır.

…. ‘nun Savunmasının Özeti : 5510 sayılı Yasada aranan prosedür işletilerek söz konusu düzenlemenin yapıldığı, sağlık hizmeti sunucularınca imzalanan Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularında Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 6.2.1 maddesi ve 12.1 maddesi uyarınca sağlık hizmeti sunucusunun mevzuata uyma ve Kurumca yapılan değişikliklere uyma görevi bulunduğu, söz konusu işlemlerin son yıllarda özel sağlık kuruluşlarında çokça yapılması nedeniyle hasta mağduriyeti oluşmadan Kurum zararı önüne geçilmesi için açıklama kısmındaki ibarelerin düzenlendiği, düzenlemenin bu haliyle kamu yararı ve hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemelerin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; 18.01.2016 tarih ve 29597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 14. maddesinin (b) ve (c) bentlerinin ve 15. maddesinin (b) bendi ile Ek-2B ve Ek-2C’de yer alan P616780, P616790, P602200, P616550 kod numaralı işlem ve malzemelerin yalnızca 3. basamak sağlık kuruluşlarında yapılması halinde bedelin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağına dair açıklamaların iptali istemiyle açılmıştır.
İptali istenen söz konusu düzenlemeler ile Sağlık Uygulama Tebliğinin Hizmet Başı İşlem Puan Listesi olan EK-2/B listesi ile Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesi olan EK-2/C listesinde yer alan bazı işlemlerin açıklama ve işlem puanlarında değişikliğe gidilmiş, davaya konu 14. maddenin b ve c fıkralarıyla, SUT EK-2/B listesinde yer alan 616780, 616790, 602200, 616550 kodlu işlemlerde; 15. maddeyle de SUT EK-2/C listesinde yer alan P602200, P616550, P616780, P616790 kodlu işlemlerde açıklama ve işlem puanı değişikliği yapılmıştır.
Davacı tarafından, dava konusu 14. maddenin (b) ve (c) fıkralarında ve 15. maddede yapılan açıklamaya ilişkin değişiklik dava konusu edilmiş ve bu düzenlemeler nedeni ile ikinci basamak sağlık kuruluşlarına madde kapsamında yapılacak işlemler için artık ödeme yapılmayacağı, bu durumu haklı kılacak tıbbi veya hukuki bir gerekçenin idarece sunulmadığı ve bu haliyle düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmüştür.
Dava konusu edinilen maddelerde, bazı göz hastalıkları nedeniyle yapılacak cerrahi müdahalelere ilişkin işlem kodları, işlem adları, işlem puanları ve işlemlere ilişkin açıklamalar yer almaktadır. Davacı tarafından yalnızca dava konusu maddelerin işlemlere ilişkin açıklama kısımlarında yer alan anılan işlem ve malzemelerin yalnızca üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları veya na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde bedelin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağına ilişkin kısmı dava konusu edilmektedir.
Söz konusu açıklamalar; 616780, 616790, 602200, 616550, P602200, P616550, P616780, P616790 kodlu işlemler için “Üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları veya na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde ödenir.” şeklindedir.
5510 sayılı Kanun’un, “Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi” başlıklı 72. maddesinde, “65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Yasa’ya dayanarak çıkarılan Genel Sağlık Sigortası Uygulamaları Yönetmeliğinin “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin belirlenmesi” başlıklı 8. maddesinde, “Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentleri gereği finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri, nca tıbben sağlık hizmeti olarak kabul edilen sağlık hizmetleri esas alınarak Kurumca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, Komisyonun bu belirlemeyi yaparken sınırsız bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Kanunen dikkate alması gereken ve yukarıda sayılan, sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi ile Yönetmelikte belirtilen, nca tıbben sağlık hizmeti olarak kabul edilen sağlık hizmetleri esas alınarak düzenleme yapacaktır. Nitekim finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin belirlendiği 5510 sayılı Kanun’un 63. maddesinde, Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili kılınarak sağlık hizmetlerine ilişkin belirlemenin salt Kurum tarafından yapılmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Olayda, dava konusu düzenleme ile daha önce özel ikinci basamak sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde bedeli Kurumca ödenen 616780, 616790, 602200, 616550, P602200, P616550, P616780, P616790 kodlu işlemlerin ancak üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları veya na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde bedelinin ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarece, yukarıda aktarılan esaslara ilişkin ve bu düzenlemenin gerekliliğini ortaya koyacak somut tıbbi ya da hukuki bir gerekçe sunulmadığı, salt oluştuğu ileri sürülen kurum zararı dikkate alınarak işlemin tesis edildiği görülmektedir.
Bu itibarla, 616780, 616790, 602200, 616550, P602200, P616550, P616780, P616790 kodlu işlemlerin ancak üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları veya na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde bedellerinin Kurumca ödeneceği yolundaki düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemelerin iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenilip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü, ‘nın husumet itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi:
Dava, 18.01.2016 tarih ve 29597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 14. maddesinin (b) ve (c) bentleri ve 15. maddesi ile, 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin eki Ek-2/B ve Ek-2/C’de yer alan 616780, 616790, 602200, 616550, P616780, P616790, P602200, P616550 kod numaralı işlemlerin bedelinin, yalnızca üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında veya ’na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağına ilişkin getirilen açıklamaların, davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle, iptali istemiyle açılmıştır.
5502 sayılı, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihteki adıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun, yine aynı tarihte yürürlükte olan 1. maddesinde; bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere Sosyal Güvenlik Kurumunun kurulduğu belirtilmiş, mülga 3. maddesinde; Kurumun amacı açıklanmış ve devamında görevleri sayılmış, maddenin (a) fıkrasında, ulusal kalkınma strateji ve politikaları ile yıllık uygulama programlarını dikkate alarak sosyal güvenlik politikalarını uygulamak, bu politikaların geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak görevleri arasında sayılmıştır.
Yine belirtilen 5502 sayılı Kanunun mülga 41. maddesinde ise Kurumun, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlerin uygulanmasına ilişkin hususları duyurmak amacıyla tebliğ çıkarmaya yetkili olduğu, Kurum dışındaki gerçek ve tüzel kişileri ilgilendiren tebliğlerin Resmî Gazete’de yayımlanacağı düzenlenmiştir.
Bu düzenleme uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumunca sağlık yardımları karşılanan kişilerin, sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine ait ücretler ile tedavi yardımlarının verilmesine ilişkin usul ve esasların belirtildiği sağlık uygulama tebliğleri yayımlanmaktadır.
18.01.2016 tarih ve 29597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile, 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin eki, Hizmet Başı İşlem Puan Listesi olan Ek-2/B ve Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesi olan Ek-2/C’de yer alan bazı işlemlerin açıklama ve işlem puanlarında değişiklik yapılmıştır.
Buna göre, davaya konu 14. maddenin b ve c fıkralarıyla, SUT EK-2/B listesinde yer alan 616780, 616790, 602200, 616550 kodlu işlemlerin, 15. maddeyle de SUT EK-2/C listesinde yer alan P602200, P616550, P616780, P616790 kodlu işlemlerin bedelinin, yalnızca üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında veya ’na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağına ilişkin açıklama getirilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun, “Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi” başlıklı 72. maddesinde, “65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Bu Kanuna dayanarak çıkarılan Genel Sağlık Sigortası Uygulamaları Yönetmeliğinin “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin belirlenmesi” başlıklı 8. maddesinde, “Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentleri gereği finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri, nca tıbben sağlık hizmeti olarak kabul edilen sağlık hizmetleri esas alınarak Kurumca belirlenir.” denilmektedir.
Buna göre, Komisyonun bu belirlemeyi yaparken sınırsız bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Komisyon, kanunen dikkate alması gereken ve yukarıda sayılan, sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi ile Yönetmelikte belirtilen, nca tıbben sağlık hizmeti olarak kabul edilen sağlık hizmetleri esas alınarak düzenleme yapacaktır. Nitekim finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin belirlendiği 5510 sayılı Kanunun 63. maddesinde Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili kılınarak, sağlık hizmetlerine ilişkin belirlemenin salt Kurum tarafından yapılmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Olayda, daha önce ikinci basamak özel sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde bedeli Kurumca ödenen 616780, 616790, 602200, 616550, P602200, P616550, P616780, P616790 kodlu işlemlerin dava konusu düzenleme ile ancak üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları veya na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde bedelinin ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Her işlemi hukuka uygunluk karinesinden faydalanan idarelerin tesis ettikleri işlemlerde nihai amacın kamu yararı olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarece, yukarıda aktarılan esaslara ilişkin ve bu düzenlemenin gerekliliğini ortaya koyacak somut tıbbi ya da hukuki bir gerekçe sunulmadan salt oluştuğu ileri sürülen kurum zararı dikkate alınarak işlemin tesis edildiği görülmektedir.
Bu itibarla, 616780, 616790, 602200, 616550, P602200, P616550, P616780, P616790 kodlu işlemlerin ancak üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları veya na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde bedellerinin Kurumca ödeneceği yolundaki düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Kaldı ki mevzuata aykırı hareket eden ikinci basamak sağlık kuruluşlarından olan özel hastanelere, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve ilgili mevzuatta öngörülen yaptırımların uygulanabilmesi mümkündür.
Açıklanan nedenlerle, 18.01.2016 tarih ve 29597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 14. maddesinin (b) ve (c) bentleri ve 15. maddesi ile, 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin ekleri, Ek-2/B ve Ek-2/C’de yer alan 616780, 616790, 602200, 616550, P616780, P616790, P602200, P616550 kod numaralı işlemlerin bedelinin, yalnızca üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında veya na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeneceğine ilişkin getirilen açıklamaların İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …. TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 27/11/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :

Davacı, 18.01.2016 tarih ve 29597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 14. maddesinin (b) ve (c) bentleri ve 15. maddesi ile, 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin eki Ek-2/B ve Ek-2/C’de yer alan 616780, 616790, 602200, 616550, P616780, P616790, P602200, P616550 kod numaralı işlemlerin bedelinin, yalnızca üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında veya ’na bağlı sağlık hizmeti sunucularınca yapılması halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağına ilişkin getirilen açıklamaların iptalini istemektedir.
Davalı idarelerden ’nın savunması ekinde dosyaya sunulan Hastanesi Baştabipliği ve Hastanesi Baştabipliğinin yazıları ile ekindeki belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlığa konu tedavi işlemlerinin göz yaşı kanal tıkanıklığı tedavisi için uygulanan ve tanı aşamasından uygulama aşamasına kadar multidisipliner yaklaşım gerektiren işlemler olduğu, mevcut tıbbi literatüre göre bu cerrahi girişimler için endikasyon konması esnasında Kulak Burun Boğaz, Radyoloji ve bazen de Nükleer Tıp uzmanları ile beraber değerlendirme gerektirdiği, hatta literatürde tümör (kanser) nedeniyle gözyaşı tıkanıklığı olan ve doğru tanı konmadan dakriyosistorinostomi uygulanan olgulardan söz edildiği, ayrıca, özellikle endoskopik ve endonazal dakriyosistorinostomi işlemleri sırasında yanlışlıkla beyin zarlarının delinerek beyin omirilik sıvısının kaybı, oftalmik arter yaralanması ile gözde körlük gelişimi gibi olgular bildirildiği, tüm bu tıbbi literatür bilgilerinin, bu olgularda preoperatif multidisipliner yaklaşımın önemini ve bu olguların tedavisinin 3. basamak sağlık kurumları tarafından yapılmasının önemini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır.
Davalı idarelerden ’nın savunmasında, söz konusu göz branşı işlemlerinin 2014 ve 2015 yılları toplam sayılarının;
Dakriosistorinostomi (DSR), endonazal, özel sağlık kurumlarında yaklaşık 99.455 işlem yapılmışken ‘na bağlı ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde ve üniversite hastanelerinde yaklaşık 1841 işlem yapıldığı; endoskopik dakriyosistorinostomi, özel sağlık kurumlarında yaklaşık 1067 işlem yapılmışken ‘na bağlı ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde ve üniversite hastanelerinde yaklaşık 1051 işlem yapıldığı; görüş alanına engel yaratan psödopitoz tedavisi, özel sağlık kurumlarında yaklaşık 63.576 işlem yapılmışken ‘na bağlı ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde ve üniversite hastanelerinde yaklaşık 11.471 işlem yapıldığı,
Sağlık hizmetlerinin yaklaşık %75-80’inin kamu hastanelerinde karşılanırken özel sağlık hizmeti sunucularında sadece %20-25’inin karşılanmasına rağmen, özel sağlık hizmeti sunucularında göz branşına ait söz konusu işlem frekanslarının çok yüksek bulunduğu; bu frekansların yüksekliğinin istatistiksel gerçeklere ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ifade edilmiştir.
Bu durumda, davalı idarelerce bu düzenlemenin gerekliliği somut gerekçelerle ortaya konulmuş olduğu, mevcut tıbbi literatüre göre bu cerrahi girişimler için endikasyon konması esnasında Kulak Burun Boğaz, Radyoloji ve bazen de Nükleer Tıp uzmanları ile beraber değerlendirme gerektirdiği, Hastanesi Baştabipliği ve Hastanesi Baştabipliğinin yazılarındaki bilimsel görüşle desteklenen dava konusu düzenlemede kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.