Danıştay Kararı 15. Daire 2016/5519 E. 2016/6119 K. 14.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/5519 E.  ,  2016/6119 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5519
Karar No : 2016/6119

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) :
Vekilleri :
İstemlerin Özeti : Davalı idareye bağlı Ş… D… Hastanesine yatırılarak tedavisine başlanan davacının, uygulanan hatalı enjeksiyon sonucunda felç olduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 125.000-TL maddi ve 50.000-TL manevi olmak üzere toplam 175.000-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle istemiyle açılan dava sonucunda, …. İdare Mahkemesi’nce, davacının sağ ayağında meydana gelen güçsüzlüğün enjeksiyon nöropatisi ile uyumlu olduğu, 24.6.2003 tarihli enjeksiyon ile illiyetinin bulunduğu, ancak enjeksiyonun yanlış yere yapıldığına dair tıbbi bir kayıt bulunmadığı, bel ve sırt ağrılarına yönelik olarak kalçadan ağrı kesici yapılmasının genel tıp kuralları içinde olduğu, enjeksiyonun doğru yere yapılsa bile nöropatiye neden olabileceği, davacıya yapıldığı bildirilen analjezik, antienflamatuar enjeksiyonu sonrası ortaya çıktığı iddia edilen tablonun enjeksiyon doğru yere yapılsa da ilacın kimyasal etkisiyle sinir köklerinin etkilenmesi neticesiyle de oluşabileceği, bu tablonun ilacın bir komplikasyonu olup gelişmesinde davalı idarenin kusuru olmadığı, enjeksiyonun hatalı olmadığının kabulü gerektiği yönündeki tespitler neticesinde; davacıda meydana gelen rahatsızlık nedeniyle davalı idareye yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı görüldüğünden davanın reddi ile duruşmaya katılan hazine avukatı nedeniyle davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yolundaki kararın;
Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 27/05/2014 tarih ve E:2013/4160, K:2014/4347 sayılı kararıyla davanın reddine ilişkin kısmının onanması vekalet ücreti yönünden bozulması üzerine bozma kararına uyularak, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünde verilen kararın, taraflarca hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup, Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi:
Düşüncesi : Temyiz istemlerin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Davalı idarenin temyiz istemi açısından;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının temyiz istemi açısından;
Dava; Ş…. D… Hastanesine yatırılarak tedavisine başlanan davacının, uygulanan hatalı enjeksiyon sonucunda felç olduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 125.000-TL maddi ve 50.000-TL manevi olmak üzere toplam 175.000-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle istemiyle açılan dava sonucunda, …. İdare Mahkemesi’nce, davacının sağ ayağında meydana gelen güçsüzlüğün enjeksiyon nöropatisi ile uyumlu olduğu, 24.6.2003 tarihli enjeksiyon ile illiyetinin bulunduğu, ancak enjeksiyonun yanlış yere yapıldığına dair tıbbi bir kayıt bulunmadığı, bel ve sırt ağrılarına yönelik olarak kalçadan ağrı kesici yapılmasının genel tıp kuralları içinde olduğu, enjeksiyonun doğru yere yapılsa bile nöropatiye neden olabileceği, davacıya yapıldığı bildirilen analjezik, antienflamatuar enjeksiyonu sonrası ortaya çıktığı iddia edilen tablonun enjeksiyon doğru yere yapılsa da ilacın kimyasal etkisiyle sinir köklerinin etkilenmesi neticesiyle de oluşabileceği, bu tablonun ilacın bir komplikasyonu olup gelişmesinde davalı idarenin kusuru olmadığı, enjeksiyonun hatalı olmadığının kabulü gerektiği yönündeki tespitler neticesinde; davacıda meydana gelen rahatsızlık nedeniyle davalı idareye yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı görüldüğünden davanın reddi yolundaki kararın; Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 27/05/2014 tarih ve E:2013/4160, K:2014/4347 sayılı kararıyla davanın reddine ilişkin kısmının onanması vekalet ücreti yönünden bozulması üzerine bozma kararına uyularak, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünde verilen bu karar, davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden davacı tarafından esas yönünden temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinde; Danıştay Dava Daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da temyiz edilebileceği, 49. maddesinde, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay’ın, görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerine uyulmamış olması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı, 54. maddesinde; Danıştay Dava Daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca kararın düzeltilmesinin istenebileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; idare mahkemesince verilen kararın Danıştayca onanması halinde ancak 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme isteminde bulunabileceği, karar düzeltme isteminde bulunulmaması ya da istemin reddi durumunda mahkeme kararının kesinleşeceği, kesinleşen nihai karara karşı ise ancak 2577 sayılı Kanunun 53. maddesinde sayılan nedenlerin varlığı halinde yargılamanın yenilenmesinin istenebileceği açıktır.
Dava konusu olayda; …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:…sayılı davanın reddi yolundaki kararının, davanın reddine ilişkin kısmının, Dairemizin 27.05.2014 günlü, E:2013/4160, K:2014/4347 sayılı kararı ile onandığı vekalet ücretine yönelik kısmının bozulduğu ve karar düzeltme aşamasından geçerek davanın reddine yönelik bu kısmının kesinleştiği anlaşılmakta olup, davacı vekilinin, 15.02.2016 tarihli ilk temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü temyiz nedenlerini yineleyerek tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle esasen kesinleşmiş olan kısma yönelik olarak, temyizen kararın bozulmasını istemesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz isteminin reddine, …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.