Danıştay Kararı 15. Daire 2016/5453 E. 2018/8459 K. 25.12.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/5453 E.  ,  2018/8459 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5453
Karar No : 2018/8459

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz istemine konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … Köyü’nde ikamet etmekte iken 11/08/1990 tarihinde harman yerinden köylülerle birlikte köye dönerken yola döşenen mayına basması sonucunda yaralandığını ve sol ayağının bu olay sebebiyle sakat kaldığını öne süren davacının, 5233 sayılı Kanun kapsamında uğradığını ileri sürdüğü zararların tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu’nun 20/04/2010 tarih ve 2010/2-6010 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin bozma kararına uyularak, yapılan inceleme ve araştırma sonucu, davacının yaralandığı ve sakat kaldığı iddia edilen olaya ilişkin sağlık kurulu raporunun bulunmaması, davacının ibraz ettiği raporun olaydan 19 yıl sonra 12/11/2009 tarihli … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan rapor olması, 11/08/1990 tarihli davacıya ait kesin tıbbi kanaat raporunda, hayati tehlikesinin olmadığı ve 1 hafta içerisinde iyileşeceği, 15 gün mutadı iştigal olacağının ifade edilmesi ve bu itibarla sakatlanma nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen ve tazmini istenilen zararın yola döşenen mayının patlaması sonucu meydana geldiğinin kanıtlanamaması karşısında, davalı idarenin mevzuatın yüklediği araştırma sorumluluğunu yerine getirdiği hususu da göz önüne alındığında, davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu; 2. maddesinde, bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; 7. maddesinin (b) bendinde; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararların, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmıştır.
Dosyanın ve olaya ilişkin ‘nın Soruşturma No: … sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden;
Jandarma görevlilerince düzenlenen 12/08/1990 tarihli olay yeri tespit tutanağında özetle; 11/08/1990 tarihinde saat 08.45’te … Köyü girişinde davacı ile …’ın yaralanması ile neticelenen tuzaklama olayının meydana geldiği, yapılan incelemede mayının … Köy girişine 500 metre uzaklıkta yolun virajlı olduğu yere yerleştirilmiş olduğunun gözlendiği, davacı ile …’ın Dikboğaz Köyü’nden temin edilen sivil minibüs ile … Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği belirtilmiştir.
Olayda yaralanan …’ın 11/08/1990 tarihli ifade tutanağında özetle; … Köyü’nde geçici köy korucusu olarak görev yaptığı, 11/08/1990 tarihinde harmanıyla ilgilenmek üzere harman yerine gittiği, ‘in (davacı) de kendisi ile birlikte geldiği, harman yerinden köye dönerken kendisinin, ‘in 1 metre kadar ilerisinde yürümekte iken ‘in sol ayağı ile yola döşenmiş bir mayına bastığı, mayına basınca patlama olduğu, ‘in sol ayağından ağır şekilde yaralandığı, mayın parçaları ile kendisinin de sağ omzunun arkasından yaralandığı, minübüs ile kendisini … Devlet Hastanesi’ne bıraktıkları, ‘i muayene ve tedavi için …’e götürdükleri,
Olayla ilgili ….nin 12/08/1990 tarihli ifade tutanağında özetle; ‘in ayağından çok kan kaybettiği, poşiyi çıkarıp ayağını sıkıca bağladığı, … Köyü’nden gelen minübüs ile yaralıları …teki hastaneye gönderdikleri,
….nin 12/08/1990 tarihli ifade tutanağında özetle; ‘in sadece ayağından, …’ın ise elinden ve omzundan yaralandığı, ‘in ayağının sarılı olduğu, minübüs ile yaralıları …’e gönderdikleri,
…nün 12/08/1990 tarihli ifade tutanağında özetle; kendisi, eşi …, ve …’ın harman yerinden dönerken büyük bir ses duyduğu, ‘in sol ayağından,…’ın ise elinden yaralandığı,
….nün 12/08/1990 tarihli ifade tutanağında özetle, kendisi, eşi …., ve…’ın harman yerinden köye dönerken büyük bir patlama sesi duyduğu, ‘in ayağını bağlamaları için poşisini çıkarıp oraya bıraktığı,
…Köyü Muhtarı …nin 15/10/1990 tarihli ifade tutanağında özetle; 11/08/1990 tarihinde köylerinde meydana gelen tuzaklamanın patlaması sonucu … ve ‘in yaralandığı, tuzaklama neticesinde ‘in ayağının şimdi olduğu gibi sakat kaldığı, ‘in yürüyemediği,
‘in 15/10/1990 tarihli ifadesinde özetle; olay günü harman yerinden köye dönerken mayına bastığı belirtilmiştir.
‘nın Soruşturma No: …, Karar No:… sayılı kararı ile, 11/08/1990 tarihinde … ve ‘in … İlçesi, … Köyü köy girişinde terör örgütü mensuplarınca daha önceden yerleştirildiği değerlendirilen mayına basarak yaralandıkları, bu olayı gerçekleştiren şüpheli veya şüphelilerin yapılan tüm araştırmalara rağmen kimliklerinin tespitinin mümkün olmadığı, şüpheli veya şüpheliler hakkında üzerlerine atılı suçtan dolayı dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacının anılan yaralanma olayı nedeni ile uğradığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu’nun 20/04/2010 tarih ve 2010/2-6010 sayılı işlemiyle, olayın meydana geldiği gün yaralanan şahsın tedavi amacıyla sevk edilebileceği tüm sağlık kuruluşlarına yazı yazıldığı, ancak alınan tüm cevabi yazılardan şahsın kayıtlarına rastlanılmadığının belirtildiği, başvurucu tarafından … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan engelli sağlık kurulu raporunun 12/11/2009 tarihli olduğu, rapor tarihi ile olay tarihi arasında geçen sürenin 19 yıldan daha uzun bir süre olduğu, başvurucunun aradan geçen süre zarfında başka bir nedenle yaralanmış olabileceği, raporda belirtilen özür ile olay arasında bir nedensellik bağı kurulmasına olanak bulunmadığı, bilgi ve eksikliğinden bahisle reddine karar verilmiştir.
… İlçe Hastanesi Baştabipliği’nin 06/04/2010 tarih ve 383 sayılı yazısında, yapılan araştırma sonucu davacının hastane kayıtlarına rastlanılmadığı,
… Devlet Hastanesi Baştabipliği’nin 06/04/2010 tarih ve 1357 sayılı yazısında davacı ile ilgili 11/08/1990 tarihine ait herhangi bir kayda rastlanılmadığı,
… Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği’nin 17/02/2010 tarih ve 43 sayılı yazısında, arşiv ve acil defter kayıtlarında davacının kaydına rastlanılmadığı,
… Devlet Hastanesi Baştabipliği’nin 09/02/2010 tarih ve 1234 sayılı yazısında, davacının 11/08/1990 yılında herhangi bir kaydına rastlanılmadığı,
… Devlet Hastanesi’nin 25/05/2015 tarih ve 3022 sayılı yazısında, hastane arşivinde ve bilgisayar sisteminde 2005 yılı öncesine ait herhangi bir dosya ya da tıbbi evrak bulunmadığından davacıya ait kayıt, giriş olup olmadığının kesin olarak bilinemediği, … İlçe Devlet Hastanesi Başhekimliği’nin 03/06/2015 tarih ve 388 sayılı yazısında, 11/08/1990 tarihi öncesi ve sonrasında arşivde yapılan incelemelerde davacı adına herhangi bir kayıt ve belgeye ulaşılamadığı belirtilmiştir.
… Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 12/11/2009 tarih ve 5610/812 sayılı Engelli Sağlık Kurulu Raporunda, engele ilişkin klinik bulgular, radyolojik tetkikler ve laboratuvar bilgileri kısmında kırık sekeli, sol alt 0,5 cm kısa, sol cruriste 0,5 cm atrofi ve aksayarak yürüdüğü belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının 11/08/1990 tarihinde … İli, … İlçesi, … Köyü girişinde mayına basarak yaralandığı ve olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu hususunda tartışma bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, anılan yaralanma olayına ilişkin davacının tedavi gördüğü hastane kayıtlarına ulaşılamaması nedeniyle davacının uğradığı zararın tespit edilememesinden kaynaklanmaktadır. Olay tarihi ve ertesi günü alınan tanık ifade tutanaklarında davacının sol ayağından yaralandığı belirtilmektedir. Davacı tarafından da mayına basma sonucu sol ayağında meydana gelen sakatlanma nedeniyle uğradığı zararın tazmini talep edilmektedir. Davacı tarafından sunulan 12/11/2009 tarih ve 5610/812 sayılı Engelli Sağlık Kurulu Raporunda sol alt extremitede atrofik kısa, aksayarak yürüdüğünün belirtildiği görülmektedir. Davacı tarafından olaydan sonra … Devlet Hastanesi ve … Üniversitesi Tıp Fakültesinde tedavi gördüğü belirtilmekte olup, dosyada bulunan ifade tutanaklarında da davacının olaydan sonra tedavi amacıyla … Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü belirtilmektedir. … Devlet Hastanesi tarafından dosyaya sunulan 25/05/2015 tarih ve 3022 sayılı yazıda, 2005 yılı öncesine ilişkin hastane arşivinde ve bilgisayar sisteminde herhangi bir dosya ya da tıbbi evrak bulunmadığından, davacıya ait kayıt, giriş olup olmadığının kesin olarak bilinemeyeceği belirtilmekte olup, bu durum davacının olay nedeniyle … Devlet Hastanesinde tedavi görmediği sonucunu doğurmamaktadır. Davalı idare tarafından da davacının sol ayağında meydana gelen sakatlığın başka bir nedenden kaynaklandığına ilişkin hukuken kabul edilebilir bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Bu nedenlerle, 12/11/2009 tarih ve 5610/812 sayılı Engelli Sağlık Kurulu Raporunda belirtilen davacının sol ayağındaki sakatlığın 11/08/1990 tarihli olaydan kaynaklandığı ve davacının zararının 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Durum böyle olunca, davacının talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, Mahkemece, 11/08/1990 tarihli davacıya ait kesin tıbbi kanaat raporunda, hayati tehlikesinin olmadığı ve 1 hafta içerisinde iyileşeceği, 15 gün mutadı iştigal olacağının ifade edildiği belirtilmekte ise de, anılan raporun davacıya ait olmadığı, davacı ile birlikte aynı olayda yaralanan …’a ait olduğu görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, .. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:..; K:.. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.