Danıştay Kararı 15. Daire 2016/5375 E. 2018/7120 K. 23.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/5375 E.  ,  2018/7120 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5375
Karar No : 2018/7120

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar : 1 …
2- …
Vekili : …
Davanın Özeti : 30/04/2016 tarih ve 29699 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına dair Tebliğ’in 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinin ve 11. maddesi ile değiştirilen 4.4.1 numaralı maddesinin iptali istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından, davacı sendikanın dava konusu düzenleme ile ilgili olarak, kişisel, meşru ve güncel bir menfeatinin bulunmadığı, bu nedenle dava açma ehliyetinin bulunmadığı, Kurumca bedeli ödenecek ilaç listelerinin, 5510 sayılı yasanın 63/1(f) ve 63/2 maddeleri uyarınca “Tıbbi ve Ekonomik Değerlendirme Komisyonu” ile “Ödeme Komisyonu” tarafından alınan kararlara göre belirlendiği, bedellerinin ödenmesi uygun görülen ilaçların ise EK/4-A “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi”ne eklendiği, tarafından ruhsatlandırılmış ilaçların “Kısa Ürün Bilgisi”nde tanımlanmış bilgiler esas alınmak sureti ile Sağlık Uygulama Tebliği’nde yayımlanarak geri ödemelerinin sağlanabildiği, bu sürecin ise zaman gerektirdiği, son dönemlerde, kısa ürün bilgilerinde değişiklik yapılmış veya yeni endikasyon almış ilaç bedellerinin tarafından geri ödemesinde yaşanan veya yaşanması muhtemel sıkıntıların aşılması ve hastaların tedavilerinin aksamadan devam edebilmesi, mağduriyetlerin önlenebilmesi için dava konusu düzenlemenin yapıldığı, 5510 sayılı yasanın 73.maddesi uyarınca, sağlık hizmetlerinin Kurum ile sağlık hizmet sunucuları arasında imzalanan sözleşmeler yolu ile sağlandığı, bu kapsamda eczanelerle sözleşmesi bulunan Kurumun ilaç firmaları ve ecza depoları ile herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığı, düzenleme ile belirlenen iskonto oranlarının Kuruma tanınan yetki kapsamında belirlendiği ve düzenlemenin geri ödemesi yapılacak ilaçlara uygulanacak indirim oranları konusunda bilgilendirme amacı taşıdığı, aralarında ticari ilişki bulunan ilaç firması, ecza deposu ve eczanelerin birbirileri arasında yapacakları ödemeler konusunda Kurumca herhangi bir düzenleme yapılmasının mümkün olmadığı,
Davalı tarafından, dava konusu düzenleme ile ilgili olarak Başkanlığının görüş istemi üzerine Bakanlıklarınca öneri ve tekliflerinin bildirildiği, ancak dava konusu düzenlemede Bakanlıklarınca bildirilen teklif ve önerilerin kullanılmadığı, bakılan davada …’ nın hasım mevkiinden çıkartılması gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; 30/04/2016 tarih ve 29699 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 9. maddesi ile değiştirilen Sağlık Uygulama Tebliğinin 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinin ve 11. maddesi ile değiştirilen 4.4.1 numaralı maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 1. maddesinde, ”Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.” hükmü yer almıştır.
Anılan Kanun’un “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi” başlıklı 63. maddesinde, Kurum tarafından finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ile bu hizmetlerin süresine dair usül ve esaslara yer verilmiş, son fıkrasında da, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsayacağı, Kurumun, bu amaçla komisyonlar kurabileceği, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabileceği, Komisyonların çalışma usul ve esaslarının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile nın görüşü alınarak Kurumca belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Yasa’nın “Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi” başlıklı 72. maddesinde ise, 65. madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yetkili olduğu, Komisyonun, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabileceği, 63. madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
30.04.2016 günlü ve 29699 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 9. maddesi ile değiştirilen Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.1.4. numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinde, Ek-4/A listesinde yer alan ve SUT’ ta endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilacın, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden sonra nca sonradan ilacın ülkemizdeki ruhsatlı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklenmesi halinde; ilacın eklenen yeni endikasyonda kullanımının nca hasta bazında verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkün olduğuna işaret edilmiş, 11. maddesi ile değiştirilen 4.4.1 numaralı maddesinde ise ilaçlara uygulanacak indirim oranlarına yönelik düzenleme yapılmıştır.
nca bedeli ödenen, ancak Sağlık Uygulama Tebliğinde endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilacın, tarafından yeni bir endikasyon için kullanılmasına onay verilmesi halinde; bu yeni endikasyon için ilacın bedelinin ödenebilmesi, Sağlık Uygulama Tebliğinde ilacın söz konusu yeni endikasyonda kullanılmasının öngörülmesini gerektirmekte, bedeli ödenecek ilaçların listesi ise Tıbbi ve Ekonomik Değerlendirme Komisyonu ve Ödeme Komisyonu tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirmeler sonucunda alınan kararlar ile belirlenmektedir.
Bu durumda, ödeme listesinde yer almakla birlikte Sağlık Uygulama Tebliğinde endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilaca tarafından yeni bir endikasyon için onay verilmesi halinde; söz konusu ilacın bu yeni endikasyon için bedelinin ödenebilmesi nun ilgili komisyonlarında inceleme yapılmasını ve karar alınmasını gerektirmekte olup; bu süreçte yeni endikasyona dayalı olarak ilacı reçete edilen hastaların muhtemel mağduriyetlerini önleme amacı taşıdığı görüldüğünden Sağlık Uygulama Tebliğinin 4.1.4. maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinde hukuka ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Tebliğ’in dava konusu 4.4.1 numaralı maddesi incelendiğinde ise, söz konusu maddede ilaçlara uygulanacak indirim oranlarının düzenlendiği, davacı tarafından, düzenlemede ilaç firmalarının belirtilen iskontoları uygulamaması durumunda uygulanacak bir yaptırım öngörülmediği, bu durumun eczacıların maddi zararına sebebiyet verdiği, stok zararlarının giderilmesi konusunda da düzenleme yapılmadığının öne sürüldüğü anlaşılmış olup; aralarında ticari bir ilişki bulunduğu dikkate alındığında ilaç firmaları, ecza depoları ve eczanelerin birbirlerine yapacakları ödemeler konusunda idarece düzenleme yapılmamış olmasında mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; davalı ‘nın husumet itirazı ile davalı Başkanlığı’nın ehliyet itirazı yerinde görülmeyerek, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildi dosyadaki belgeler incelendi gereği görüşüldü:
Dava, 30/04/2016 tarih ve 29699 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına dair Tebliğ’in 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinin ve 11. maddesi ile değiştirilen 4.4.1 numaralı maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına dair Tebliğ’in 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinde; Ek-4/A listesinde yer alan ve SUT’ ta endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilacın, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden sonra ‘nca sonradan ilacın ülkemizdeki ruhsatlı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklenmesi halinde; ilacın eklenen yeni endikasyonda kullanımının ‘nca hasta bazında verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkün olduğuna işaret edilmiş, anılan Tebliğin 11. maddesi ile değiştirilen 4.4.1 numaralı maddesinde ise ilaçlara uygulanacak indirim oranlarına yönelik düzenleme yapılmıştır.
Davacı tarafından; ülkemizde ilaçların ‘ndan izin alınarak satışa sunulduğu, ilaçların hangi endikasyon için onaylı oldukları hususunun ise ilacın kısa ürün bilgisinde yer aldığı, onaylanan endikasyonu doğrultusunda kullanılması halinde ilaç bedelinin tarafından ödendiği, Sağlık Uygulama Tebliği eki EK-4/A “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesinde” yer alan ve Sağlık Uygulama Tebliği’nde endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan ilaçlara ‘nca yeni bir endikasyon eklenmesi halinde ise, bu ilacın eklenen yeni endikasyonda kullanılabilmesinin ancak ‘nca hasta bazında verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkün olabileceği ve bu durumda söz konusu ilacın bedelinin tarafından karşılanacağı, aksi halde reçetede yazdığı için eczacı tarafından hastaya verilen ilaç bedelinin ödenmeyeceği, bunun da eczacıları zarara uğratacağı, bu tür ilaçlarda tarafından ilaç bedelinin karşılanması için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan onay alınması gerektiği, bu sürecin ise zaman alacağı, iznin gecikmesi veya verilmemesi durumunda tedavinin engellenmiş olacağı, ülkemizde ilaçları ruhsatlandırma konusunda yasa ile yetkili kılınan ‘nca ilacın onaylı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklenmesine rağmen, geri ödeme kurumu olan tarafından bunun kabul edilmeyerek Endikasyon Dışı İlaç Kullanım İzni aranmasının hukuki bir dayanağının bulunmadığı, düzenlemenin kamu yararına aykırı olduğu, dava konusu düzenleme ile ilaçlarda uygulanacak iskonto (indirim) oranlarının belirlendiği ancak ilaç firmalarının söz konusu iskontoları uygulamaması halinde ne gibi bir yaptırım uygulanacağı veya eczacıların stok zararlarının nasıl karşılanacağına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı, ilaç firmaları açısından hiçbir yaptırım içermeyen düzenlemenin eczacılar açısından ekonomik zararlara neden olacağı iddia edilmektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 1. maddesine göre bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.
5510 sayılı Kanunun “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi” başlıklı 63. maddesinde; Kurum tarafından finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ile bu hizmetlerin süresine dair usül ve esaslara yer verilmiş, son fıkrasında da, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsayacağı, Kurumun, bu amaçla komisyonlar kurabileceği, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabileceği, Komisyonların çalışma usul ve esaslarının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile nın görüşü alınarak Kurumca belirleneceği,
“Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi” başlıklı 72. maddesinde; 63. madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkili olduğu,
“Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi” başlıklı 73. maddesinde ise; bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hükme bağlanmıştır.
Sağlık yardımları Kurumca karşılanan hak sahiplerinin, birer sağlık hizmeti sunucusu olan eczanelerden temin edecekleri ilaçlarla ilgili olarak eczanelerle yapılacak sözleşmeye ilişkin usul ve esaslar ile karşılıklı hak ve yükümlülükler, dava konusu ” Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol ile belirlenmiştir.
1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ile 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu uyarınca koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde kullanılan ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddelerin üretiminin ve kalitesinin teşvik ve teminin esas olduğu, her türlü müstahzar, terkip, madde, malzeme, farmakope mamülleri, kozmetikler ve bunların üretiminde kullanılan ham ve yardımcı maddelerin ithal, ihraç, üretim, dağıtım ve tüketiminin amaç dışı kullanılmak suretiyle fizik ve psişik bağımlılık yapan veya yapma ihtimali bulunan madde, ilaç, aşı serum ve benzeri biyolojik maddelerin ruhsatlandırma, izin ve fiyat verme işlerini yürütmeye yetkili kılınmıştır.
663 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 inci maddesinin (d) bendinde; ”Sağlık hizmetlerinde kullanılan ilaçlar, özel ürünler, ulusal ve uluslararası kontrole tâbi maddeler, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, kozmetikler ve tıbbî cihazların güvenli ve kaliteli bir şekilde piyasada bulunması, halka ulaştırılması ve fiyatlarının belirlenmesi” konusu ‘nın görevleri arasında sayılmış; ayn maddenin 4 üncü fıkrasında ise “İlaç fiyatlarının belirlenmesine ilişkin usûl ve esaslar Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
10/07/2015 tarih ve 29412 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair 2015/7752 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1. maddesinde; nın, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu gereğince beşeri ilaçların tüketiciye uygun şartlarda ulaşmasını temin etmek için gerekli tedbirleri alarak azami fiyatları belirleyeceği, ruhsat ya da başvuru sahiplerinin bu Karara uygun olarak talep ettikleri fiyatların tarafından onaylanarak geçerlilik tarihiyle birlikte ilan edileceği belirtilmiştir. Karar’ın 6. maddesinde ise perakende satış fiyatı belirlenirken uygulanacak depocu ve eczacı kâr oranları belirlenmiştir.
Davacı tarafın iddiaları, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve davalı idarelerin savunmaları ile birlikte değerlendirildiğinde;
Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında bedeli Kurumca ödenecek ilaçların 5510 sayılı yasanın 63. maddesi uyarınca oluşturulan komisyonlar marifeti ile belirlenerek Ek-4/A listesine dahil edildiği, Ek-4/A listesinde yer alan ve SUT’ ta endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilacın, ülkemizde ruhsatlı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklendiğinde, eklenen endikasyon kapsamında reçete edilen ilaç bedelinin ödenmesi için Ek-4/A listesine alınması gerektiği, bunun için de yukarıda izah edildiği üzere görevli komisyonların çalışmasına ve doğal olarakta zamana ihtiyaç duyulacağı, bu süreçte eklenen endikasyon kapsamında kendisine ilaç reçete edilen hastaların ilaç bedellerinin geri ödemesinde mağduriyet yaşamaması ve tedavilerinin aksamadan devam edebilmesi için Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.1.4 numaralı maddesinin 4. fıkrasının (e) bendindeki değişiklik ile dava konusu düzenlemenin yapıldığı, bu suretle yaşanan ve/veya yaşanması muhtemel sıkıntılara çözüm bulunmaya çalışıldığı, dava konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gerekleri ve hukuka uygun olduğu,
Öte yandan, Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.4.1 numaralı maddesinde düzenlenen indirim oranlarının, 5510 sayılı Kanundan kaynaklanan ve Kurumca geri ödemesi yapılacak ilaçların n’ca belirlenen perakende satış fiyatları üzerinden ilaç üreticileri ve/veya ithalatçıları tarafından ‘na yapılan bir indirim niteliğinde olduğu, dava konusu düzenleme ile depocu veya eczacı kar oranlarının yeniden belirlenmediği, tarafından ilaç üreticileri / ithalatçıları ve/veya ecza depolarından doğrudan ilaç temini yoluna gidilmeyip ilaç temininin sözleşmeli eczaneler aracılığı ile sağlandığı, bu nedenle, ilaç üreten veya ithal eden firmalar tarafından ‘na uygulanan indirimin, ancak ilaçların eczaneler tarafından geri ödeme kapsamındaki kişilere reçete karşılığında teslim edilmesini müteakip Kuruma fatura edilmesi sureti ile yansıtılabileceği, başka bir deyişle üretici/ithalatçı firmalar tarafından yapılan bu indirimin, üretici-depocu-eczacı tedarik zincirinde alış-satış faturalarına, nihai olarak da eczanelerin ‘na kestiği faturalar üzerinden Kuruma yansıtılabildiği, mevcut ilaç tedarik zinciri dikkate alındığında kamu kurumu iskontosunun başka türlü Kurum hesaplarına yansıtılmasının mümkün olmadığı, Kurumun bedelini ödeyerek sözleşme veya protokol yoluyla sağlık hizmeti satın aldığı kişi ve kuruluşlara, hukuka uygun olmak şartıyla bir takım yükümlülükler getirebileceği, bu yükümlülüklere katlanmak istemeyen sağlık hizmeti sunucularının ise sözleşme imzalamama hakkının bulunduğu, dava konusu düzenlemenin kamu yararı, hizmet gerekleri ve hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunabileceğinin taraflara bildirilmesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.