Danıştay Kararı 15. Daire 2016/4895 E. 2018/7860 K. 27.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/4895 E.  ,  2018/7860 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4895
Karar No : 2018/7860

Davacı : …
Vekili : …
Davalı : …
Vekili :
Davanın Özeti : 26 Mart 2016 tarih ve 29665 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 13,14, ve 15. Fıkralarının iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davalı idare tarafından düzenlemenin 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine uygun olduğu, eczanelerin de nihai olarak bir ticari işletme oldukları ve devir halinde, borçlardan dolayı müteselsil sorumluluğun söz konusu olduğu, davanın reddi gerektiği, düzenleyici işlemin dava konusu edilen maddelerinin hukuka ve dayandığı üst normlara uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; 26 Mart 2016 tarihinde 29665 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 13,14, ve 15. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı Odanın, 5510 sayılı Yasanın 103. Maddesinin 4. Fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddiası ciddi görülmeyerek işin esası incelendi.
5510 sayılı Yasanın 103. Maddesinin 4. Fıkrasında, “Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” hükmü yer almaktadır.
Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 13,14, ve 15. Fıkrasınnda, ” SHS’nin işletme hakkının devri, kiralama da dahil olmak üzere işletmenin devri gibi sonuç doğurur. Bu kapsamda devreden ile devralanın her türlü Kurum alacakları yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluğu devam eder. Hem devredenin hem de devralanın Kurum alacakları tahsil edilmeden devralan SHS ile sözleşme/protokol yapılmaz. Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş SHS ile feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş SHS’nin devri halinde feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” hükümleri bulunmaktadır.
Dava konusu Yönetmelik hükümleri, anılan Yasa hükümlerine ve kamu yararı ilkesine uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava; 26 Mart 2016 tarihinde 29665 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 13,14, ve 15. fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin “Genel ilkeler” başlıklı 5 inci maddesinin iptali istenen fıkraları;
“(13) SHS’nin işletme hakkının devri, kiralama da dahil olmak üzere işletmenin devri gibi sonuç doğurur. Bu kapsamda devreden ile devralanın her türlü Kurum alacakları yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluğu devam eder. Hem devredenin hem de devralanın Kurum alacakları tahsil edilmeden devralan SHS ile sözleşme/protokol yapılmaz.
(14) Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş SHS ile feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz.
(15) Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş SHS’nin devri halinde feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, 6197 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında, eczanelerin devrinin bir ticari işletme devri işlemi mahiyetinde olmadığı, bu devrin bir sağlık kuruluşunun devri niteliğinde olduğu, eczane açma ve devretmenin 6197 sayılı Kanun ile sınırlandığı, düzenlemenin dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 103. maddesinin 4. fıkrasının Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 14/05/2015 tarih ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin 4. fıkrasının Anayasaya aykırı olmadığına karar verildiğinden, davacının Anayasaya aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73. maddesinde; bu Kanuna göre sağlık hizmetlerinin, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hususu düzenlenmiştir.
Kanun’un “İdari yaptırımlar ve fesih” başlıklı 103. maddesinin 1. fıkrasında; “Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.” hükmü yer almaktadır.
Aynı maddenin, 10/9/2014 tarihli 6552 sayılı Kanun’un 54. maddesi ile eklenen 4. fıkrası ise,”Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere; 5510 sayılı Kanun’un 73. maddesinde sağlık hizmet sunumunun SHS’ler ile yapılacak sözleşmelerle yürütüleceği düzenlendikten sonra, Kanun’un 103. maddesinde, belirlenen yasak fiil ve davranışlarda bulunanların sözleşme/protokollerinin feshedilebileceği ve belirlenen süre içinde tekrar sözleşme yapılmayacağı düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11. maddesinin 3. fıkrasında, ticari işletmenin, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebileceği, aksi öngörülmemişse devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiğinin kabul olunacağı belirtilmiştir.
Eczeneler, ilaç alım ve satımının yapıldığı yerler olmak itibariyle Türk Ticaret Kanununun 12. maddesi uyarınca ticari işletme mahiyetindedirler.
Türk Borçlar Kanununun 202. maddesi uyarınca, bir işletmeyi devralan, işletme devrinin alacaklılara bildirildiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Buna göre, ticari işletmeye ait borçlar ayrıca bir borcun nakli sözleşmesi yapılmadan kanun gereği devralana geçmektedir. Devralanın sorumluluğu, devreden gibi belli bir zaman dilimi ile sınırlı olmayıp söz konusu borçlar zamanaşımına uğrayana kadar devam etmektedir.
5510 sayılı Kanun’un 103. maddesinin birinci fıkrasında, Kurumca yapılan inceleme neticesinde sağlık hizmeti sunucularının,
– sağlık hizmeti sunulmadığı hâlde sağlık hizmeti fatura etme,
– faturanın veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı olarak düzenleme,
– 64. madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterme,
– sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura etme,
– 73. madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret alma,
fiillerini işlediğinin veya sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandıklarının tespit edilmesi durumunda SGK ile yaptıkları sözleşmelerin feshedilebileceği ve ayrıca SGK tarafından belirlenecek süre içinde bu şekilde sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusuyla tekrar sözleşme yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Kanun’un 103. maddesine eklenen dördüncü fıkrada, SGK tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillere bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmayacağı hükme bağlanmış, söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmayacağı belirtilmiş, sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucusunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedellerinin ödenmeyeceği öngörülmüştür.
Dava konusu Yönetmelik kuralları bir bütün olarak değerlendirildiğinde yukarıda yer verilen kanun hükümleri ile uyumlu olduğu ve amacın, kamu alacağının tahsil imkânını artırmak olduğu anlaşılmaktadır. Hukuk devletinde idarenin üst hukuk normlarına ve hukukun genel ilkelerine uymak kaydıyla, kamu alacaklarının tahsilini sağlamaya ve bu alacakları güvenceye bağlamaya yönelik düzenlemeler yapma yetkisi bulunmaktadır. Bu bağlamda, hukuka aykırı eylemleriyle Kurumu zarara uğrattıkları tespit edilen sağlık hizmeti sunucularıyla söz konusu eylemden doğan kamu alacağının tahsilini sağlamak amacıyla, bu alacak tahsil edilene kadar yeniden sözleşme yapılmayacağının ve muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedellerinin de ödenmeyeceğinin öngörülmesinin hukuka ve üst normlara uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu kurallarda, hangi şartlarda sözleşmenin feshedileceği açık, net ve belirgin bir biçimde düzenlendiğinden hukuk güvenliğini zedeleyen ve hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil eden bir yön de bulunmamaktadır.
Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri hâlinde devralan sağlık hizmeti sunucusu ile tekrar sözleşme yapılabilmesi için de feshe neden olan Kurum alacaklarının tahsil edilmiş olması şartının getirilmiş olmasının da aynı amaca yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Bu hükümler uyarınca, sağlık hizmeti sunan işletmeyi devralan kişi, bu işletmenin tüm borçlarından sorumlu olup önceki sağlık hizmeti sunucusunun devredilen işletmeden kaynaklanan tüm borçları işletmeyi devralan yeni sağlık hizmeti sunucusuna geçmektedir. Dolayısıyla devredilen işletmenin Kuruma olan borçları da devralan sağlık hizmeti sunucusunun borcu hâline gelmektedir. Yeni sağlık hizmeti sunucusunun borçlusu hâline geldiği kamu alacaklarının tahsil edilmediği sürece onunla sözleşme imzalanmamasını, muayene ve işlemlerine ilişkin fatura bedellerinin de kendisine ödenmemesini öngören kurallarda, yukarıda açıklanan gerekçelerle hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.