Danıştay Kararı 15. Daire 2016/4721 E. 2018/5300 K. 29.05.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/4721 E.  ,  2018/5300 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4721
Karar No : 2018/5300

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … Köyü’nü terk etmek zorunda kaldığını iddia eden davacı tarafından, yaşanan terör olayları nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun Zarar Tespit Komisyonu tarafından tapu kayıtlarına göre terör nedeniyle boşaltılan yerde arazisinin bulunmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; … Köyü, … Mezrası’nın güvenlik gerekçesiyle boşaltıldığı, davalı idarece, mahallind davacının veya yetkili temsilcisinin de katılımıyla usulüne uygun keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra, söz konusu yerde davacıya ait taşınır ve taşınmaz malvarlığının bulunup bulunmadığının (varsa) davacının şahitlerinin de dinlenmesi suretiyle tespit edilmesi, mera olarak tescil edildiği ileri sürülen taşınmazlar nedeniyle davacı tarafından Kadastro Mahkemesinde açıldığı ileri sürülen tapu iptali ve tescil davasının sonucunun da göz önünde bulundurularak bir malvarlığı tespit edilirse 5233 sayılı Yasa kapsamında zarara uğrayıp uğramadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken davacının başvurusunun eksik araştırma sonucu reddedilmesinde mevzuata uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Aynı yere ilişkin benzer dosyaların birlikte incelenmesi sonucu; köyün farklı mezralarına yönelik ilgililerin birden fazla başvuruda bulunduğu, ilk başvurularda zararlarının zilyetlik ve köyün tamamındaki mal varlıkları esas alınarak değerlendirildiği, sonraki başvurularda kadastro işlemlerinin tamamlanması neticesinde Zarar Tespit Komisyonları tarafından tapu kayıtlarının esas alındığı, bu hususun keşif aşamasında işlem dosyalarında bulunan ifade tutanaklarında belirtilmesine rağmen dava konusu komisyon kararlarında ret nedeninin boşaltılan yerde arazilerinin bulunmadığı şeklinde matbu bir ifade ile belirtildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının ilk başvurusunun … Merkezi’ne, dava konusu başvurusunun ise … Mezrası’na ait olduğu; davacının ilk başvurusu neticesinde yapılan keşife bizzat katıldığının keşif tutanağından anlaşıldığı, keşifte davacı adına mal varlığı tespit edilemediği, komisyonun bu nedenle başvuruyu reddettiği, ikinci başvuruda kadastro çalışmalarının esas alındığı, keşif tutanağında yerel bilirkişiler ve başvuru sahibi/vekilinin imzadan imtina ettiği, komisyonun başvuruyu bu seferde tapu kayıtlarına göre terör nedeniyle boşaltılan bir yerde arazisinin bulunmadığından reddettiği; böylece davacının hem zilyetlik ve hem de kadastro çalışmaları neticesinde mal varlığının bulunmadığının tespit edildiği görülmektedir. Başvuru ve dava dosyasında davacının mal varlığını ispat edici herhangi bilgi-belge bulunmamaktadır.
Ayrıca davacı … Mevkii … Ada, … Parselde yer alan ve kadastro tespiti esnasında mera olarak işlem gören taşınmaz için açılan Kadastro Tespitine İtiraz/Tapu İptali ve Tescil Davası’nın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmekte ise de; Kadastro Tespiti/Tapu İptal ve Tescil Davasından sonra davacının mülkiyet ve hak sahipliği durumuna göre değerlendirilmesi gereken bir taşınmazı olur ise idareye başvurulabileceği tabiidir.
Bu durumda, davacının Gürkavak Köyü, Cevizli Mezrası’na yönelik zarara uğrayan herhangi bir malvarlığı tespit edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemin iptali yönündeki mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:.. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.