Danıştay Kararı 15. Daire 2016/4408 E. 2016/3585 K. 16.05.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/4408 E.  ,  2016/3585 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4408
Karar No : 2016/3585

Davacılar :
Vekili :
Davalı :
Davanın Özeti : Davacıların müşterek çocukları ‘ün, …Devlet Hastanesi’nde gerçekleşen doğumu sırasında ve sonrasında hekim ihmallerinin söz konusu olması ve daha sonra sevkinin gerçekleştirildiği … … Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de enfeksiyona maruz kalması nedeniyle ağır (engelli) otizmli hale geldiği, bu durumun meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğradıklarını ileri sürdükleri zararlara karşılık çocuk için 275.000,00-TL maddi, anne, baba ve çocuk için ayrı ayrı 25.000,00-TL manevi olmak üzere toplamda 350.000,00-TL tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Düşüncesi : Davanın görev yönünden reddi ile dosyanın hizmetin ağırlıklı olarak tesis edilerek sonlandırıldığı yer olan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince 2577 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava; davacıların müşterek çocukları …’ün, … Devlet Hastanesi’nde gerçekleşen doğumu sırasında ve sonrasında hekim ihmallerinin söz konusu olması ve daha sonra sevkinin gerçekleştirildiği … Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de enfeksiyona maruz kalması nedeniyle ağır (engelli) otizmli hale geldiği, bu durumun meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğradıklarını ileri sürdükleri zararlara karşılık çocuk için 275.000,00-TL maddi, anne, baba ve çocuk için ayrı ayrı 25.000,00-TL manevi olmak üzere toplamda 350.000,00-TL tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, tazmini istenilen zarara birden fazla eylemin yol açtığının öne sürülmesi ve söz konusu eylemlerin Zonguldak ve Ankara İdare Mahkemelerinin yargı çevresine dahil İllerde yapılması ve bu bakımdan dava konusu uyuşmazlığın iki ayrı idare mahkemesinin yetki alanına girmesi karşısında, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 4575 sayılı Kanunla değişik 24. maddesinin (e) bendinde yer alan “Birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işler” kapsamında dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünün ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevi içinde bulunduğundan bahisle dava görev yönünden reddedilerek dava dosyası Danıştay’a gönderilmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu mahkemelerin genel görevli mahkemeler olduğu hükme bağlandıktan sonra; aynı Kanunun 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi uyuşmazlıklarına ilişkin davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki davalara bakacağı açıklanmış ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde, bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal davaları ile birden çok idare mahkemesinin yetki alanına giren işlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarında Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak görevli bulunduğu kuralı yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15 inci maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçeleri üzerine yapılan ilk inceleme sonunda; idari yargının görevli olduğu konularda, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek, dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği; 36/b maddesinde de, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında, zarar bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer idare mahkemesinin yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, yine aynı Kanunun merci tayini başlıklı 44. maddesinde; yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hallerde dava dosyalarının, tarafların veya mahkemelerin istemi üzerine merci tayini için, uyuşmazlığın aynı yargı çevresindeki mahkeme veya mahkemeler arasında çıkması halinde, o yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, diğer hallerde Danıştaya gönderileceği; Danıştay ve bölge idare mahkemesinin görevli ve yetkili mahkemeyi kararlaştıracağı, Danıştay ve bölge idare mahkemesinin bu konuda vereceği kararların kesin olduğu kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; 2577 sayılı Kanunun 44. maddesinde, iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edilmesi merci tayinini gerektiren sebeplerden biri olarak kabul edildiğinden, böyle bir durumda dosyanın merci tayini için Danıştay’a gönderilmesi gerektiği; eğer konu 44. maddeye göre merci tayini ile çözümlenemeyecek ise ve dava iki idare mahkemesinin de yetkisine giriyorsa, davanın 2575 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca ilk derece olarak Danıştay’da görülmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların müşterek çocukları …’ün, … Devlet Hastanesi’nde gerçekleşen doğumu sırasında ve sonrasında hekim ihmallerinin söz konusu olması ve daha sonra sevkinin gerçekleştirildiği … Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de enfeksiyona maruz kalması nedeniyle ağır (engelli) otizmli hale geldiği, bu durumun meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğradıklarını ileri sürdükleri zararlara karşılık çocuk için 275.000,00-TL maddi, anne, baba ve çocuk için ayrı ayrı 25.000,00-TL manevi olmak üzere toplamda 350.000,00-TL tazminata hükmedilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, zarara neden olduğu ileri sürülen idari eylemlerin birden fazla idare mahkemesinin yetki çevresinde kaldığı görüldüğünden, İdare Mahkemesince, mahkemenin yargı çevresi yönünden oluşan tereddütün giderilmesi yönünden dosyanın 2577 sayılı Kanunun 44. maddesi uyarınca, merci tayini için Danıştaya gönderilmesi gerekirken, davanın görev yönünden reddedilerek Danıştay’a gönderilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacıların, idarenin hizmet kusuru nedeniyle engelli kaldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılan bu dava, Danıştay’da ilk derece görülecek dava niteliği taşımadığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümü yukarıda açıklanan kanun hükümleri uyarınca idare mahkemesinin görev alanı içinde bulunmakta olup, davacının doğum sonrasında konrollerinin … Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirildiği dikkate alındığından uyuşmazlığın görüm ve çözümünde yetkili yer mahkemesinin 2577 sayılı Kanun’un 36 (b) maddesi uyarınca Ankara İdare Mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay’da ilk derece görülecek dava niteliği taşımayan davanın görev yönünden reddine, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesi 1/a fıkrası ve 44. maddesi uyarınca dava dosyasının Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine, 16/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.