Danıştay Kararı 15. Daire 2016/3629 E. 2018/2519 K. 13.03.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/3629 E.  ,  2018/2519 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3629
Karar No : 2018/2519

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : – Aynı Yerde
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, iptale ilişkin kısmının gerekçesinin değiştirilerek onanması, incelenmeksizin redde ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması talebi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı tarafından, … İli, … İlçe merkezinde 25/08/1993 tarihinde ikamet etmekte iken teröristlerin saldırısı sonucu dükkânının yakıldığı gerekçesiyle uğradığı zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvurunun kısmen reddine ilişkin Zarar Tespit Komisyonu’nun 03/07/2014 tarih ve 47/01/2014/58 sayılı işlemi ile hesaplamaya dayanak teşkil eden Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünün 10/06/2014 tarih ve 395 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davalı idarece gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle davacının terör olayları nedeniyle zarar gördüğünün tespit edildiği, davacı tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesine yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen bilirkişi raporu uyarınca sadece dükkânda meydana gelen maddi zarara yönelik olarak belirlenen tutarın yeniden değerleme oranları uygulanmak suretiyle hesaplanması sonucu bulunan tutarın davacıya önerildiği, ancak yine bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belirtilen, sözkonusu dükkânda satışı yapılan emtia bedellerine tekabül eden tutarın yeniden değerleme oranları uyarınca hesaplanması suretiyle davacının bu zararının karşılanmadığı anlaşıldığından, Zarar Tespit Komisyonu’nun 03/07/2014 tarih ve 47/01/2014/58 sayılı işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline, davacı hakkında icrai sonuç doğurmayan, hazırlık işlemi niteliğinde bir işlem olan Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünün 10/06/2014 tarih ve 395 sayılı işleminin iptali isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Taraflarca, mahkeme kararının aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
İdare Mahkemesi kararının Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünün 10/06/2014 tarih ve 395 sayılı işleminin iptali isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemi bakımından;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın incelenmeksizin redde ilişkin kısmının hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bu kısmına ilişkin bölümünün bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu sebeple Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünün 10/06/2014 tarih ve 395 sayılı işleminin iptali isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının Zarar Tespit Komisyonu’nun 03/07/2014 tarih ve 47/01/2014/58 sayılı işleminin iptaline ilişkin kısmına gelince;
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un “Karşılanacak zararlar” başlıklı 7’nci maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır:
a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar.
b) Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri.
c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar.” hükmüne yer verilmiş; “Zararın tespiti” başlıklı 8’inci maddesinde ise, 7’nci maddede belirtilen zararların, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, … İli, … İlçe merkezinde 25/08/1993 tarihinde ikamet etmekte iken teröristlerin saldırısı sonucu dükkânının yandığı gerekçesiyle uğradığı zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yaptığı başvurunun iş yerinin yandığına ilişkin somut bir bilgi-belge bulunmadığı gerekçesiyle reddi üzerine bu işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, sözkonusu işlemin … İdare Mahkemesi’nin 20/11/2013 tarih ve E: … , K: … sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, idarece yapılan araştırma ve inceleme sonucu davacının mal varlığının terör olayları nedeniyle zarar gördüğünün tespit edildiği, olay tarihine yakın bir zaman aralığında davacı tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesine yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen rapor uyarınca sadece yanan dükkânda meydana gelen maddi zarara yönelik olarak belirlenen tutarın yeniden değerleme oranları dikkate alınmak suretiyle hesaplanması sonucu bulunan tutarın davacıya önerilmesine ilişkin işlemin ve işlemin dayanağı Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünün 10/06/2014 tarih ve 395 sayılı işleminin iptali istemiyle görülmekte olan iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, 25/08/1993 tarihinde terör saldırısı sonucu yanan dükkâna yönelik olarak davacı tarafından 27/08/1993 tarihli dilekçe ile hasar tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yapıldığı, … Sulh Hukuk Mahkemesince olay yerinde tespit yapıldığı, tespit sırasında … İl Bayındırlık Müdürlüğünde görevli inşaat teknikeri B.K. ve mahalli bilirkişi N.Ç.nin bilirkişi olarak görevlendirildiği, inşaat teknikeri tarafından hasar gören dükkâna ilişkin zarar hesabının, mahalli bilirkişi tarafından ise dükkândaki yanan malzemelere ilişkin zarar hesabının yapıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davalı idarece, olay sırasında hasar gören dükkâna ilişkin … Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporu dikkate alınarak zarar hesabı yapılmıştır. Davalı idarece zarar hesabı yapılırken yanan dükkândaki emtia bedellerine yönelik olarak herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Temyiz istemine konu Mahkeme kararı ile, yanan dükkândaki emtia bedellerine yönelik olarak da … Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sonucu düzenlenen mahalli bilirkişi raporu esas alınarak zarar hesabı yapılması gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Mahkeme kararının yanan emtia tutarına yönelik olarak da zarar hesabı yapılmasına yönelik gerekçesi yerinde olmakla birlikte yanan emtia tutarına yönelik olarak mahalli bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hükme esas alınıp alınamayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosyanın ve Dairemizdeki benzer konulu dosyaların birlikte incelenmesinden, … Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sonucu yanan dükkân/iş yerindeki emtia bedellerine yönelik olarak mahalli bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği, rapor içeriğinde “komşum olduğu için dükkândaki malzemeler hakkında görgüye dayanan bilgilerin yanında o ölçüde bir dükkânda bulunabilecek asgari malzeme miktarını yaklaşık olarak belirten bilirkişi raporu”nun hazırlandığının belirtildiği, bazı raporlarda yanan paralara yönelik zarar hesabının da yapıldığı, yandığı belirtilen malzeme ve paraların somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı görülmüştür.
Durum böyle olunca, Mahkemece, … Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sonucu yanan emtia tutarına yönelik olarak mahalli bilirkişi tarafından belirlenen tutarın yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle zararın davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiği belirtilmiş ise de; yanan emtia tutarına yönelik olarak … Sulh Hukuk Mahkemesine sunulan raporun bilimsel verilerden uzak, görgüye ve komşuluk ilişkisine dayalı, rapordaki tespit ve hesaplamaların afaki olduğu, raporun şüpheye yer vermeyecek şekilde düzenlenmediği görüldüğünden bu raporun hükme esas alınamayacağı açıktır.
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişinin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun da somut bilgi ve belgeye dayanması, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmelerin ve gerekçelerin şüpheye yer vermeyecek mahiyette ve rapor içeriğinin de hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
Bu durumda, davalı idarece, yukarıda anlatımı yapılan bilirkişi raporu niteliğine uygun inceleme ve araştırma yapılarak veya bilirkişi incelemesi yaptırılarak yanan emtia bedellerine yönelik olarak da zarar hesabı yapılması gerekirken, yanan emtia bedellerine yönelik olarak herhangi bir değerlendirme yapılmayarak sadece yanan dükkân zararına yönelik olarak zarar hesabı yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu Zarar Tespit Komisyonu’nun 03/07/2014 tarih ve 47/01/2014/58 sayılı işleminin iptali yolunda verilen Mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.
Davalı idarece yapılacak inceleme ve araştırma veya yaptırılacak bilirkişi incelemesinde, yanan dükkâna yönelik olarak varsa vergi, muhasebe kayıtları ile cirolarından bunlar yoksa … ilçesinde yanan dükkân ölçeğinde bir dükkânın olay tarihindeki yıllık cirosu, yanan dükkân ölçeğinde bir dükkânda olay tarihinde bulunabilecek asgari emtia miktarı vb. hususlarda ilgili meslek kuruluşları ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından yararlanılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının incelenmeksizin redde ilişkin kısmının ONANMASINA, iptale ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.