Danıştay Kararı 15. Daire 2016/3018 E. 2018/5242 K. 24.05.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/3018 E.  ,  2018/5242 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3018
Karar No : 2018/5242

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, … İli, … İlçesi, … Köyü’nde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları sebebiyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını iddia ettiği zararının tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvurunun reddine ilişkin Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nın 26.03.2015 tarih ve 65/01/2015/795 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; köyün boşaltıldığı tarihten önceki malvarlığına yönelik araştırma ve inceleme yapılmasına olanak verecek somut hiçbir bilgi ve/veya belge sunmayan davacının, terör olayları nedeniyle meydana geldiğini iddia ettiği zararlarını ispatlayamaması karşısında, 5233 sayılı Yasa kapsamında tazminat istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; Bu Kanun’un amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı, 5. maddesinde; “zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu halinde bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmenin” komisyonun görevi olduğu, 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır. Ayrıca Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmeliğin 1. ve 2.maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verildiği, 10. maddesinde; “Komisyon ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi, belge ve yardım isteyebileceği gibi, adli ve askeri teşkilat ile kolluk kuvvetleri dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir. Komisyon tarafından görevlendirilen kamu görevlileri öncelikli olarak komisyon tarafından verilen görevleri yerine getirirler.” hükmüne, 11. maddesinde; “Komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle Kanun kapsamında karşılanabilecek nitelikte maddi zarara uğradığını iddia eden kişilerin bu zararlarının tazmini amacıyla başvurmaları halinde kurulacak Zarar Tespit Komisyonlarının, bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde miktarının ne olduğunu tespit etmek amacıyla ilgili yerlerden her türlü bilgi ve belge istemek, bilirkişi görevlendirmek ve gerektiğinde keşif yapmak gibi kapsamlı bir araştırma-inceleme görevi ve yetkisi ile donatıldığı anlaşılmaktadır.
Şu halde, Zarar Tespit Komisyonları tarafından, Kanun kapsamında tazmini gereken bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek amacıyla; malvarlığında meydana gelen zararlarda; kişinin terör veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerden dolayı zarar gören mal varlığı bulunup bulunmadığı, şayet böyle bir malvarlığı var ise niteliği ve kapsamı gibi hususların, Kanun ve Yönetmelik tarafından gerekli araştırma ve incelemeleri yapmak üzere kendisine tanınan vasıtalardan da yararlanmak suretiyle tespit edilmesi ve Kanun kapsamında tazmini gereken gerçek zarar miktarının ortaya konulması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından … İli, … İlçesi, Kalkanlı Köyü’nde bulunan mal varlığıyla ilgili olarak uğradığını iddia ettiği zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan 31.05.2006 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesi’ne dava açıldığı, anılan Mahkemece … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla 12.05.2007 tarihinde usulüne uygun keşif yapılamadığından işlemin iptaline karar verilmesi üzerine Zarar Tespit Komisyonu tarafından yeniden yapılan değerlendirmede, davacı adına herhangi bir tapu kaydı olmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan 2002 üretim sezonuna ait “Çiftçi Kayıt sistemi Belgesi”nde davacıya ait … İli … İlçesi … Köyü ve … Köyün’de … dekar kayıtlı arazisinin bulunduğunun belirtildiği görülmektedir.
Durum böyle olunca; dosyaya sunulu Çiftçi Kayıt Sistemi Belgesi’nde davacıya ait olduğu belirtilen arazilerin, ne kadarının dava konusu köyde bulunduğu, köyün tamamen boşaldığı tarih ve öncesinde de davacının zilyetliğinde bulunup bulunmadığı araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak tesis edilen işlemde ve davanın reddi yönünde verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E: …; K: … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.