Danıştay Kararı 15. Daire 2016/295 E. 2016/308 K. 28.01.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/295 E.  ,  2016/308 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/295
Karar No : 2016/308

Davacı :
Vekili :
Davalı :

Davanın Özeti : Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü tarafından 18.03.2015 tarih ve 177 sayılı yazıyla yayımlanan “Sigorta prim teşviklerinden geriye yönelik yararlanma talepleri” konulu 2015/10 sayılı Genelge’ye dayalı olarak davacı adına tesis edilen işlemlerin iptali istenilmektedir.
Düşüncesi : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari dava türleri; “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” olarak tanımlanmış, aynı Yasanın 15/1-a maddesinde, idari yargının görev alanına girmeyip adli veya askeri yargının görev alanına giren davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101.maddesinde, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmüne, 102. maddesinde ise “…İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler…” hükmüne yer verilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde ise, kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılacak davalarda, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan Kanun maddelerine göre, 5510 sayılı Kanunun veya bu Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlerin uygulanması sonucunda tesis edilen bireysel işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu; sözü edilen Kanunun uygulanmasını göstermek için çıkarılan düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların ise, görüm ve çözümünde Danıştay’ın görevli olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; 2015/10 sayılı Genelge’ye dayalı olarak davacı adına tesis edilen işlemlerin 5510 sayılı Kanun’dan kaynaklandığı, ancak düzenleyici işlem olmadığı gibi bu Kanun’un 102.maddesi uyarınca tesis edilen bir idari para cezası da olmadığı görülmektedir.
Bu durumda 5510 sayılı Kanun’un açık hükmü uyarınca davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı (İş Mahkemesi) mercilerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a maddesi uyarınca davanın GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE; yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; artan posta pulu ücreti ile kullanılmayan …TL yürütmenin durdurulması harcı tutarının isteği halinde davacıya iadesine; kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/01/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.