Danıştay Kararı 15. Daire 2016/2945 E. 2018/7965 K. 29.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/2945 E.  ,  2018/7965 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/2945
Karar No : 2018/7965

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacılar) : 1- 2- 3-
Vekilleri :
İstemin Özeti : Davacıların yakını …’in terör örgütü tarafından 1993 yılında öldürülmesi nedeniyle 5233 sayılı Kanunun 12/07/2012 tarihinde 6353 sayılı Kanunla eklenen ek 1’inci maddesi uyarınca aylık bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının, ölüm olayının 5233 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığına dair zarar tespit komisyonu kararı düzenlenmesi gerektiğini belirtmesi üzerine yapılan başvurunun, başvuru süresinin geçtiğinden bahisle reddine ilişkin 16/02/2015 tarih ve 1646 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; davacıların talebinin 2012 yılında yürürlüğe giren kanun hükmü gereği aylık bağlamaya ilişkin olması nedeniyle, dava konusu işlem sonucunda her ay düzenli yapılması gereken aylık ödemesinden faydalanamamaları dolayısıyla 5233 sayılı Kanunun geçici 4’üncü maddesindeki süre kısıtlamasına tabi olmasına imkan bulunmadığı, kaldı ki Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlı’ğının 23/07/2012 tarihli yazısında aylık bağlanabilmesi için gerekli belgeler arasında zarar tespit komisyonu kararının sayıldığı, davacılar tarafından talep edilen kararın sadece, davacılar yakınının ölüm olayının 5233 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığına yönelik bir tespite ilişkin olduğu, davacılar tarafından talep edilen kararın bu yönüyle de 5233 sayılı Kanun uyarınca tazminat ödenmesine ilişkin süre hükümleri kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle davacıların talebinin 5233 sayılı Kanunun geçici 4’üncü maddesi uyarınca süresinde yapılmadığından bahisle reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.