Danıştay Kararı 15. Daire 2016/2920 E. 2016/3303 K. 09.05.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/2920 E.  ,  2016/3303 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/2920
Karar No : 2016/3303

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : … İdare Mahkemesi’nce davanın açılmamış sayılması yolunda verilen … tarih ve …. sayılı kararın davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dava konusu işlemin davacı hakkında tesis edilmediği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Adli yardım isteminin kabulü için gerekli olan fakirlik şartının gerçekleştiği, temyiz dilekçesine ek olarak sunulan fakirlik kağıdından anlaşıldığından, adli yardım isteminin reddi ile sonrasında istenilen harç ve posta ücretinin tamamlanmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılması yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, davacının adli yardım talebi kabul edilerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun uyarınca tazminat ödenmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 120.000- TL maddi ve 50.000- TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… 1. İdare Mahkemesi’nce; davacının adli yardımdan yararlanma isteminin Mahkemelerinin 29/05/2015 tarihli kararı ile reddi üzerine posta ücreti ile harç noksanlığının otuz gün içinde tamamlanması gerektiği hususunun davacıya 23/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine Mahkemelerince posta ücreti ile harç noksanlığının otuz gün içinde tamamlanması gerektiği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği yolundaki ikinci yazının 01/10/2015 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine rağmen, harç ve posta ücretinin süresi içerisinde tamamlanmaması nedeniyle 2577 sayılı Kanun’un 6/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından, fakir olduğu, yargılama giderlerini karşılayacak gelirinin bulunmadığı, adli yardım talebinin kabul edilmesi gerektiği ileri sürülerek anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı II. Bölümünün, “Hak Arama Hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinde; herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma haklarına sahip olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Adil Yargılanma Hakkı; Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin “Haklar ve Özgürlükler” başlıklı bölümünün 6. maddesinde; “Herkes, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” şeklinde ifade edilmiştir.
İdari davanın açılması aşamasında, davanın görülebilmesi için istenilen harç ile posta ücretinin davacı tarafından karşılanması gerekmekte olup, yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olanlara ilişkin olarak geliştirilen adli yardım kurumu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiştir. 2577 sayılı Kanun’un 31. maddesinin 1. fıkrasında ise, adli yardım hallerinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan göndermelerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinde; kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilecekleri, 336. maddesinde de; talepte bulunan kişinin iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, terör olayları sonucu ikamet ettiği köyü terk etmesi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı, İdare Mahkemesince ikinci kez istenilmesine rağmen harç ve posta ücretinin süresi içerisinde tamamlanmaması nedeniyle 2577 sayılı Kanun’un 6/4. madde hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından, temyiz dilekçesine ek olarak sunulan … Muhtarlığınca düzenlenen fakirlik kağıdında, davacının menkul ve gayrımenkul malı olmadığı, kendisine bağlanmış maaşı bulunmadığı, fakir ve yardıma muhtaç olduğu hususlarına yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının, 5233 sayılı Kanun’dan yararlanmak istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali ile maddi ve manevi tazminat istemiyle açtığı davada, fakir ve muhtaç olduğuna dair fakirlik kağıdını ibraz ettiği görüldüğünden, adli yardım talebinin kabulü için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken, adli yardım isteminin reddi ile sonrasında davanın açılmamış sayılması yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulü ile … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan husus gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.