Danıştay Kararı 15. Daire 2016/2619 E. 2016/3647 K. 17.05.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/2619 E.  ,  2016/3647 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/2619
Karar No : 2016/3647

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin Özeti :…İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, gereği görüşüldü:
Dava; davacının silah taşıma ruhsatı başvurusunun, ruhsat almaya engel devam eden ceza yargılamaları bulunduğundan bahisle Yönetmeliğin 16/4. maddesi uyarınca durdurulmasına ilişkin 16.04.2015 tarih ve 2015/20878 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…İdare Mahkemesi’nce; Yönetmeliğin 16/1. maddesinin (d) bendinde, taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara hiçbir şekilde silah taşıma ruhsatı verilmeyeceğinin düzenlendiği, davacı hakkında …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararı ile hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından sırasıyla 5 ay ve 10 ay hapis cezası verildiği, bu durumda davacının toplamda 1 yıldan fazla mahkumiyeti bulunduğundan, Yönetmeliğin 16/1. maddesinin (d) bendi kapsamında bulunan davacının silah taşıma ruhsat talebinin reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7. maddesinde, ateşli silahları kimlerin taşıyacakları beş bent halinde belirlenmiş, beşinci bendinde, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak Yönetmelikte belirlenecek esaslara göre Valiler tarafından verilecek izin vesikasını alanların da ateşli silahları taşıyabilecekleri veya mesken ya da işyerinde bulundurabilecekleri açıklanmış, maddenin devamında silah taşımaya yetki veren kimlik kartları ile belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esasların Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükmü getirilmiş, son fıkrasında da ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan veya bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile hiç bir suretle ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.
6136 sayılı Kanun’un yukarıda anılan hükmüyle, ateşli silahla cürüm işleyenlerle taksirli suçlar hariç bir yıldan veya bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum olanların affa uğramış olsalar bile hiçbir surette silah taşıma ve bulundurma izni alamayacakları kurala bağlandıktan sonra, silah vesikası verilmesini engelleyen diğer hususların da yönetmelikte düzenlenmesi öngörülmüş; bu haliyle de kesinlikle izin verilemeyecekler saptanarak, diğer engel hallerin yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiştir.
91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinde; silah ruhsatı verilmesini engelleyen durumlar maddeler halinde sayılmış, bu kapsamda maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde, taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, kara para aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlara ateşli silah taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, verilmiş ruhsatların iptal edileceği aynı maddenin ikinci fıkrasında; yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d),… bentleri kapsamına girenlere affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, bu fıkra hükmünün 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmayacağı, dördüncü fıkrasında ise; bu madde kapsamında sayılan fiilerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemlerinin, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulacağı ve yargılama sonucuna kadar silahın ilgili birimce emanete alınacağı düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının tarafına silah taşıma ruhsatı verilmesi istemiyle yaptığı başvuru üzerine idarece silah ruhsat işlemlerine esas alınmak üzere yapılan araştırmada; davacı hakkında “görevi yaptırmamak için direnme” ve “hakaret” suçlarından dolayı açılan davada …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararı ile sırasıyla 5 ay ve 10 ay hapis cezası verildiğinin ve kararın temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediğinin tespit edildiği, bu tespite dayanılarak davacının ruhsat almaya engel devam eden ceza yargılamasının bulunduğundan bahisle Yönetmeliğin 16. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; bu madde kapsamında sayılan fiilerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemlerinin, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulacağı ve yargılama sonucuna kadar silahın ilgili birimce emanete alınacağına ilişkin hükme istinaden silah ruhsat işlemlerinin durdurulmasına ilişkin 16.04.2015 tarih ve 2015/20878 sayılı işlemin tesis edildiği, bakılmakta olan davanın bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının silah ruhsat işlemlerinin durdurulmasına gerekçe olarak gösterilen …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden incelenmesi sonucunda; Mahkemece verilen …tarih … sayılı kararın yalnızca davacı tarafından temyiz edildiği, dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve dava konusu işlem tarihi itibariyle temyiz aşamasının devam ettiği görülmüştür.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Temyiz başlıklı 3. bölümünün, “Davaya Yeniden Bakacak Mahkemenin İşlemleri” başlıklı 307. maddesinin 4. fıkrasında; “Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262 nci maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda metnine yer verilen Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16/1-d ve 16/4 maddelerinin birlikte incelenmesinden; taksirli suçlar hariç üst sınırı bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile yargılanılan ceza yargılamalarının bulunması halinde, davacılar hakkında ruhsat işlemlerinin durdurulmasına ve silahın emanete alınmasına ilişkin işlemlerin tesis edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar davacının üst sınırı bir yıldan fazla hapis cezası olan suçlardan devam eden ceza yargılaması olduğundan bahisle ruhsat işlemlerinin durdurulmasına karar verilmişse de, işlemin tesis edildiği tarih itibariyle hakaret suçu nedeniyle 10 ay, görevi yaptırmamak için direnme suçu nedeniyle 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve mahkumiyet kararlarının yalnızca davacı tarafından temyiz edildiği gözönünde bulundurulduğunda, aleyhe bozma yasağından faydalanan davacı hakkında temyiz yargılaması aleyhine sonuçlansa dahi yine en fazla 10 ay ve 5 ay süreyle mahkumiyet kararı verilebileceği anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; davacının mevcut halde, kasten işlediği iddia edilen fiiller nedeniyle yargılandığı ceza yargılamasının üst sınırı bir yıldan az (10 ay ve 5 ay) olduğundan, tesis edilen işlemde Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16/1-d ve 16/4 maddeleri uyarınca hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda; dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.