Danıştay Kararı 15. Daire 2016/2483 E. 2016/4672 K. 28.09.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/2483 E.  ,  2016/4672 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/2483
Karar No : 2016/4672

Temyiz Edenler 1- (Davalı) : Sağlık Bakanlığı
Vekili :
2- Müdahil (Davalı Yanında) :
Vekili :
Karşı Taraf(Davacılar) :
Vekilleri :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Mahkeme kararının miktar artırım dilekçesi ile artırılan maddi tazminatın iş gücü kaybına ilişkin kısmının onanması, bakıcı gideri tazminatına ilişkin kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeyerek, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılardan Ü. G’ün …. Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirilen doğumunun, anılan hastane personelinin kusur ve hatası nedeniyle travmatik olarak gerçekleştirildiği ve bu nedenle …’ün normal gelişim gösteremediğinden bahisle meydana gelen zararın karşılığı olarak toplamda 310.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın doğum tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davacılardan Ü. G’ün iş gücü kaybından kaynaklı zararının 555.127,56 TL; bakıcı giderinden kaynaklanan zararın (diğer bir ifade ile davacılardan G. G’ün uğradığı zararın) 699.856,47 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığının belirtilmiş ve davalı idarenin kusurlu olması nedeniyle davacıların uğradığı maddi ve manevi zarar miktarı ile Mahkemenin davada talep edilen tazminat miktarı ile bağlı olduğu göz önüne alınarak, davacılardan G. G için talep edilen 10.000,00 TL maddi 15.000,00 TL manevi zararın; davacılardan Ü. G. için talep edilen 300.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 325.000,00 TL tutarındaki maddi ve manevi tazminat tutarının davalı idare tarafından adli yargı yerinde dava açma tarihi olan 20.10.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine 17.02.2014 tarihinde karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, 24.02.2014 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile 2577 sayılı Kanunun 6459 sayılı Kanun ile değişik 16/4. maddesi uyarınca maddi tazminat miktarının 954.984,03 TL olarak artırılması talebinde bulunulmuştur. Dosyada dilekçenin idareye tebliğ edildiğine ilişkin kayda rastlanılmamıştır.
Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde; …. İdare Mahkemesi’nin davanın kabulü yönünde verilen … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının onanmasına, 6459 sayılı Yasa ile değişik 16. maddesi ile geçici 7. maddesine göre artırılan maddi tazminat miktarı ile ilgili olarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İdare Mahkemesince, hesap bilirkişisi incelemesi neticesi belirlenen davacı ….’ün iş gücü kaybından kaynaklı zararının 555.127,56 TL, davacı annenin bakıcı giderinden kaynaklı zararının 699.856,47 TL olmak üzere zarar toplamı olan 1.254.984,03 ile ilk davada talep edilen maddi tazminat miktarı olan 310.000,00 TL arasındaki fark olan 944.984,03 TL’nin davalı idare tarafından, …Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açma tarihi olan 20.10.2005 tarihinden hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare ve müdahil tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Mahkeme kararının; iş gücü kaybından kaynaklı tazminat olarak hesaplanan 555.127,56 TL ile dava açıldığı tarihte bu kapsamda talep edilen 300.000,00 TL arasındaki fark olan 255.127,56 TL’lik tutara ilişkin olarak verilen kabul kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenleri bulunmamaktadır.
Kararın, maddi tazminat kapsamındaki bakıcı gideri kalemi açısından;
Davacılar tarafından, 24.02.2014 tarihli dilekçe ile artırılan maddi tazminat miktarının bakıcı gideri olarak belirlenen 699.856,47 TL’lik kısmı yönünden verilen kabul kararına ilişkin olarak; idarenin hatalı tıbbi uygulamaları neticesinde ağır engelli konuma gelen ve başkasının desteği olmaksızın günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyecek olanların bakımının üstlenilmesi nedeniyle açılan davalarda, muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak yapılan hesaplamalara dayalı olarak belirlenen toplu tazminat miktarları idarelerce ilgililere ödenmektedir. Tazminatın toplu olarak ödenmekle birlikte bakıma muhtaç kişinin hesaplanan muhtemel yaşam süresinden daha erken bir tarihte vefatı halinde, idare aleyhine bir sebepsiz zenginleşme ortaya çıkabilmekte ve ödenen tazminatlar geri istenebilmektedir.
Bu neviden bir soruna mahal verilmemesi açısından, Dairemizin 01.06.2016 tarihli büyük heyet ilke kararı uyarınca bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat kaleminin hesaplanmasının aşağıda belirtilen ilkelere göre yapılması:
1- Bakımı üstlenilen ağır engelli hastanın hayatta olduğunun belgelendirildiği sürece bakıcı giderlerinin ödenmesine karar verilmesi,
2- Ödemenin her takvim yılı başında yıllık peşin olarak yapılması,
3- Bakımı üstlenilen ağır engelli hastanın bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat tutarının, aylık brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması,
4- Anılan bu kriter üzerinden yapılacak hesaplamada, olay tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar olan kısmın ayrıca hesaplanması ve bu zaman aralığına tekabül eden tazminat tutarının yasal faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine hükmedilmesi, bu kısım açısından nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
5- Dava süresince ve daha sonraki yıllar için yapılacak bakıcı gideri tazminat hesaplamasının, ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden ve ağır engelli kişinin yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla her takvim yılının başında peşin olarak yapılmasına, bu kısım açısından maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
İdare Mahkemesince yukarıda belirtilen kriterler dikkate alınarak bakıcı giderine ilişkin tazminatın yeniden dönemsel olarak hesaplatılarak karara bağlanması ve buna ilişkin vekalet ücretinin de yukarıda açıklanan şekilde ayrı ayrı hesaplanması gerekmektedir.
Kararın 24.02.2014 tarihli miktar artırımına ilişkin dilekçesi ile arttırılan tazminat miktarına yürütülecek faize ilişkin bölümü açısından;
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun’un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. ” cümlesi eklenmiştir.
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temürrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer alıp, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
2577 sayılı Kanunda, tam yargı davalarında, dava dilekçesindeki miktarın artırımına olanak tanıyan düzenleme uyarınca, arttırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, arttırılan tazminat miktarı yönünden faize, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan miktar artırımına ilişkin dilekçenin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren, dilekçe idareye tebliğ edilmemiş ise mahkeme kaydına girdiği tarihten itibaren hükmedilmelidir.
Bakılan davada, davacı tarafından, 24.02.2014 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçe ile maddi tazminat miktarının artırılmasını istenmiş, bu dilekçe davalı idareye tebliğ edilmemiştir. Dolayısıyla bakılan davada arttırılan tazminat miktarı bakımından, 24.02.2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, arttırılan tazminat miktarına, dava tarihi olan 20.10.2005 tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin ve müdahilin temyiz istemlerinin kısmen reddiyle, …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:..; K:… sayılı kararının; iş gücü kaybı tazminat kalemine ilişkin olarak miktar artırım dilekçesiyle arttırılan 255.127,56 TL’lik kabule ilişkin kısmının ONANMASINA, davalı idarenin ve müdahilin temyiz istemlerinin kısmen kabulüyle kararın 699.856,47 TL’lik bakıcı giderlerine ilişkin tazminat kaleminin kabule ilişkin kısmı ile miktar artırım dilekçesi ile artırılan tazminat miktarına dava açma tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA, bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.