Danıştay Kararı 15. Daire 2016/2162 E. 2017/1466 K. 30.03.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/2162 E.  ,  2017/1466 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/2162
Karar No : 2017/1466

Temyiz Edenler ve Karşı
Taraf (Davacılar) : 1- (Kendi Adına Asaleten Velayeten)
2-
3-
4-
Vekilleri :
Temyiz Edenler ve Karşı
Taraf (Davalılar) : 1-
Vekili :
2-
Vekili :

İstemin Özeti : Davacıların murisi ‘in 01.08.2010 tarihinde … karayolundan TPAO’ya ait petrol depolama tesisine giden stabilize yolda … plakalı aracın geçiş sırasında teröristlerce yola döşenen mayının patlaması sonucunda yaşamını yitirmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen 960.000 TL maddi, 525.000 TL manevi zararın; olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, takdir edilen 104.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 22/12/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi, fazlaya ilişkin kısmın reddi yolunda verilen kararın, taraflarca hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davacı tarafından, davalı ‘nin verdiği temyiz dilekçesine karşılık dilekçeyi içerik olarak kabul etmedikleri; davalı ‘nın temyiz dilekçesine karşılık ise olayda idarenin hizmet kusuru olduğu, hizmet kusuru olmasa dahi kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince zararın tazmin edilmesi gerektiği ve davalının iddialarının aksine somut olayda 5233 sayılı Kanunun uygulanması imkanının olmadığı ve sulhname imzalanmadığı hususları belirtilerek mahkeme kararının kendileri lehine bozulması gerektiği savunulmaktadır. Davalı tarafından ise davacının temyiz talebinin reddi ile mahkeme kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği savunulmaktadır. Diğer davalı tarafından ise savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın karşılanması istemiyle yaptığı başvuru üzerine, Zarar Tespit Komisyonunca davacının zararının, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’da yer alan düzenlemelere uygun olarak tespit edildiği ve İdare Mahkemesince de bu husus belirtilmek suretiyle maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmış olup, buna göre davalı idarece 5233 sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak hesaplanan ve davacıya teklif edilen miktarın ödenmesine herhangi bir engel olmadığı açıktır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçelerindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.