Danıştay Kararı 15. Daire 2016/1567 E. 2017/1060 K. 06.03.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/1567 E.  ,  2017/1060 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/1567
Karar No : 2017/1060

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti :… İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:…. sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14.maddesinde sayılan ilk inceleme konuları arasında ehliyet, süre aşımından önce gelmektedir. Davacıların murisi adına tesis edilen idari para cezasının; cezaların şahsiliği ilkesi gereği mirasçılarından tahsil edilemeyeceği açıktır. Dava tarihinden önce vefat eden adına verilen para cezası nedeniyle davacılarıın meşru, kişisel ve güncel menfaatinin etkilenmediği, dolayısıyla subjektif dava açma ehliyeti bulunmadığından temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların murisi hakkında 5510 sayılı Yasanın 102. maddesi uyarınca 45.919,20 TL idari para cezası verilmesine ilişkin , Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezinin 09.04.2015 günlü 021223162.06 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
….. İdare Mahkemesi’nce; dava konusu işlemin 15.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 29.04.2015 tarihinde, mirasçılardan tarafından idareye verilen dilekçe ile idari para cezasının, kabul anlamına gelmemek kaydıyla her türlü itiraz ve dava hakkı saklı tutularak ödeneceğinin belirtilerek aynı gün ödendiği, işlem hakkında 15 gün içinde idare nezdinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacılar tarafından en son, tebliğ tarihinden itibaren 30. gün olan 15.05.2015 tarihinde dava açılması gerekirken, bu süreden çok sonra 09.07.2015 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından anılan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ”Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar” başlıklı 38’inci maddesinin 7’nci fıkrasında ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 20’nci maddesinde kurala bağlanan, ”ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesi, herkesin kendi fiilinden sorumlu tutulmasını, cezanın yalnız, suçu işleyenlerle iştirak edenlere verilmesini, suça katkısı bulunmayanlara ceza sorumluluğu yükletilemeyeceğini; hiç kimsenin işlemediği bir suçtan dolayı sorumlu tutulamayacağını, bir başkasının işlediği suçun, suçu işlemeyenlere sirayet edemeyeceğini ifade etmektedir. Ceza Hukukunun temel ilkelerinden biri olan bu ilkenin idari para cezaları için de geçerli olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5.maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırılı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1/b bendinde ise bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların murisi hakkında tesis edilmiş olan idari para cezasına karşı bu para cezasının iptali istemiyle mirasçılar tarafından incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Cezaların şahsiliği ilkesi gereğince muris adına verilen cezanın, mirasçılardan tahsil edilemeyeceğinin açık olması karşısında, dava tarihinden önce vefat eden adına verilen para cezası nedeniyle davacıların meşru, kişisel ve güncel menfaatinin etkilenmediği, dolayısıyla subjektif dava açma ehliyeti bulunmadığından temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının belirtilen GEREKÇE İLE ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.