Danıştay Kararı 15. Daire 2016/1514 E. 2016/4978 K. 18.10.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/1514 E.  ,  2016/4978 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/1514
Karar No : 2016/4978

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf(Davacılar) : 1-
2-
İstemin Özeti : … 7. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, vekili olamayan davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ile araç sürücüsüne 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 23. maddesi ve 32. maddeleri uyarınca verilen idari para cezaları yönünden bozulması, diğer kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; ……. plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. maddesi uyarınca altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin 14.01.2015 tarih ve 0457163 sayılı işlem ile araç sürücüsüne 2.576,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 625713 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
….. 7. İdare Mahkemesi’nce, söz konusu aracın ticari taksi hüviyetinde bulunduğu, ruhsatı bulunmamasına rağmen taksimetre ve sarı taksi hüviyetine sahip olduğundan bahisle işlem yapıldığı, davacının yaş sınırlamasına takılan …. plakalı aracını, yeni araçla değiştirme amacıyla hareket ettiği, tutanağa konu olan aracın ruhsatlı ve ticari hüviyette hareket edip yolcu taşımacılığı yapabilmesi için gerekli izin belgelerinin bulunduğu, tespite konu izinsiz ya da korsan yolcu taşımacılığından söz edilemeyeceği, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptallerine karar verilerek davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davalı idare tarafından anılan İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Öncelikle Mahkemece davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısım incelendiğinde;
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde; avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; bakılmakta olan davanın davacıları temsilen bir avukatla takip edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Mahkemece davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerekirken, belirtilen husus dikkate alınmaksızın avukatlık ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
İşin esasında geçildiğinde ise … plakalı aracın 2918 sayılı Kanunun Ek 2/3. maddesi uyarınca trafikten men edilmesine ilişkin 14.01.2015 tarih ve 0457163 sayılı işlem ile araç sürücüsü ‘na idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 625713 sayılı işlemin 2.400,00 TL’lik kısmının iptaline ilişkin kısım incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Araç sürücüsü …………’na idari para cezası verilmesine ilişkin 625713 sayılı işlemin 176,00 TL’lık kısmının iptaline ilişkin kısım incelendiğinde ise;
Dava konusu 625713 sayılı işlem ile araç sürücüsüne 2918 sayılı Kanunun Ek 2/3. maddesi uyarınca 2.400,00 TL, 23. maddesi uyarınca 88,00 TL; 32. maddesi uyarınca ise yine 88,00 TL idari para cezası verildiği görülmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 23. maddesinde belge ve plakaların araçlar üzerinde bulundurulması zorunluluğu belirtilerek zorunluluğa uyulmaması halinde uygulanacak idari para cezaları ile diğer yaptırımlar hüküm altına alınmıştır.
Anılan Kanunun 32. maddesinde ise araçlar üzerinde yönetmelikte belirtilen şekillerde yapılacak her türlü değişikliğin ve adres değişikliklerinin işleten tarafından otuz gün içinde tescili yapan kuruluşa bildirilmesinin zorunlu olduğu, bu madde hükmüne uymayanların 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılacağı hükmü yer almaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesinde de; ” (1) Bu Kanunun;
a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır.” düzenlemesi yer almıştır.
Anılan Kanunu’nun “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde ise, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;
a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,
b) İşyerinin kapatılması,
c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,
d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması, gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun 27. maddesinin 8. fıkrasında ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda alıntısı yapılan mevzuat hükümleri uyarınca, Kabahatler Kanunu’nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı açıktır. Ancak, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kuşkusuzdur. Kabahatler Kanununun 27. maddesinin gerekçesinde de, bu hükümle, Kabahatler Kanunu’ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 14.01.2015 tarihinde trafik ekiplerince yapılan denetimlerde 2918 sayılı Kanunun EK 2/3. maddesi kapsamında ilgili belediyeden izin alınmaksızın ticari amaçlı taşımacılık yaptıklarından bahisle söz konusu aracın trafikten men edildiği, araç sürücüsüne bu fiili nedeniyle mevzuatta öngörülen idari para cezasının verildiği, ancak davacılardan araç sürücüsü hakkında düzenlenen ceza tutanağında, bu kişinin ayrıca 2918 sayılı Kanunun 23. ve 32. madde hükümlerini de ihlal etmesi nedeniyle 176,00 TL idari para cezası verildiği, anılan ihlal kapsamında davacı hakkında idari yargının görev alanına giren başkaca yaptırım kararı uygulanmadığı görülmektedir.
Bu veriler ışığında, davacı araç sürücüsü hakkında Ek 2/3 maddesine aykırılık dışında uygulanan trafik para cezalarının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezalarına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, belge ve plakaları araç üzerinde bulundurmamak ve adres değiştirme ve araçlar üzerindeki değişiklikleri bildirmemek fiilleri nedeniyle verilen para cezaları kapsamında idari yargının görev alanına giren kararın verilmediği anlaşıldığından, dava konusu uyuşmazlığın bu kısmının idari yargı yerinde çözümlenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Durum böyle olunca, İdare Mahkemesince davanın bu kısmının görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, herhangi bir ayrıma gidilmeksizin dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen kararda usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … 7. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:….. sayılı kararının aracın trafikten men’ine ilişkin işlem ile araç sürücüsüne 2.400,00 TL tutarında idari para cezası verilmesine ilişkin işlemlerin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ile araç sürücüsüne 176,00 TL tutarında idari para cezası verilmesine ilişkin işlem yönünden verilen iptal kararına yönelik kısmının ise BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.