Danıştay Kararı 15. Daire 2016/1415 E. 2016/3971 K. 02.06.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/1415 E.  ,  2016/3971 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/1415
Karar No : 2016/3971

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :

Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti :Davacının, yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle ikamet ettiği … İli, … İlçesi, … Köyünden göç etmek zorunda kaldığından bahisle malvarlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının  tahrip olması nedeniyle uğradığı zararın, 5233 sayılı Yasa kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun kısmen kabul edilerek …TL ödenmesine ilişkin … Zarar Tespit Komisyonunun 03/06/2008 tarih ve 1500 sayılı kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; Dairemizce verilen bozma kararına uyularak … İli, … İlçesi, … Köyü’nün “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler” nedeniyle idarece veya köy halkı tarafından kendiliğinden tamamen boşaltılmadığı sonucuna varılmış olup, bu kapsamda, davacının başvurusu üzerine tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının … İli, … İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kalındığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; anılan yerleşim yerinin terör olayları nedeniyle tamamen boşaltılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir
Davacı tarafından anılan mahkeme kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49/2. maddesinde, temyiz incelenmesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Temyize konu mahkeme kararının hüküm kısmında sehven “… İli, … İlçesi, … Köyü’nün “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler” nedeniyle idarece veya köy halkı tarafından kendiliğinden tamamen boşaltılmadığı sonucuna varılmış olup, bu kapsamda, davacının başvurusu üzerine tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi” şeklinde yazıldığı, hükümde yer alan tespitlerin Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin bozma kararı sonucu Mahkemece yapılan araştırma ve tespitlerin … ili … İlçesi … Köyü’ne ait olduğu anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49/2. maddesi uyarınca kararın sonuç kısmında yapılan maddi hatanın ” … ili … ilçesi … Köyü” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen şeklide DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/06/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Uyuşmazlık, 5233 sayılı yasa uyarınca tazminat isteminde bulunan davacının bu isteminin kısmen kabul edilmesine ilişkin işlemin iptali isteminden doğmaktadır.
Dosyadaki belgelere göre, davacı terör olayları nedeniyle meydana geldiğini ileri sürdüğü zararının 5233 sayılı yasa uyarınca ödenmesi istemi ile davalı idareye başvurmuştur.
Davalı idarece yapılan değerlendirme sonucu, zarar tespit komisyonu tarafından davacıya …-TL ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı bu ödemeyi kabul etmemiş ve uyuşmazlık tutanağı imzalanmıştır.
Daha sonra davacı, dava konusu işlemin iptali istemi ile dava açmıştır.
Mahkeme, temyiz istemine konu kararında davacının yaşadığı köyün kısmen boşaldığı ancak köy tamamen boşaltılmadığından davanın tazmini 5233 sayılı yasa hükümlerine göre idarece karşılanmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere uyuşmazlık, davacının zararının 5233 sayılı yasa kapsamında olup olmadığı değil, zararın miktarına ilişkindir.
Yerel mahkemece bu yön gözönünde bulundurulmaksızın, kararda yazılı olduğu şekilde değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmesi adil yargılama ilkesine aykırı olduğundan, kararın bozulması gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.