Danıştay Kararı 15. Daire 2016/10005 E. 2017/7488 K. 13.12.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2016/10005 E.  ,  2017/7488 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/10005
Karar No : 2017/7488

Temyiz Edenler (Davalılar) : 1-
Vekili : –
2-
Vekili : Huk. Müş.
Karşı Taraf (Davacılar) : 1-
2-
Vekilleri :
İstemin Özeti : 23/12/1993 tarihinde, … İli, … İlçesi, … Köyü’nde güvenlik nedeniyle nöbet tutan davacılar murisi ‘ın nöbetteyken terörist zannedilerek öldürülmesi sonucu uğranıldığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin 14/09/2005 tarih ve 119 sayılı işlemin; hukuka aykırı olduğu, murisin jandarmanın bilgisi dahilinde nöbet tuttuğu, kendisine bu sebepten silah verildiği, idarenin bu olaydan dolayı tazminat yükümlülüğünün olduğu, bunun ‘nin kararıyla da sabit olduğu, davacıların destekten yoksun kaldığı ayrıca manevi olarak zararlarının olduğu, 5233 sayılı yasa kapsamında ölüm halinde ödenen tazminat miktarının Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ile, her bir davacı için 7.500,00 TL olmak üzere 15.000,00 TL manevi zararın ve destekten yoksunlukları sebebiyle uğradıkları maddi zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin … tarih ve E:…, K:… sayılı bozma kararına uyularak, (Mahkeme kararında sehven 07/12/2015 gün ve E:…, K:… olarak yazılmıştır.) dava konusu işlemin iptali, davacının maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, 15.000 TL manevi tazminat isteminin ise kabulü yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek iptale ve kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçelerindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine,… İdare Mahkemesi’nin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ve kabule ilişkin kısmının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2017 tarihinde iptale ilişkin kısmının onanmasına oybirliğiyle, manevi tazminata ilişkin kısmının onanmasına oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :
5233 sayılı Kanun, yargısal ve bilimsel içtihatlarla kabul edilen “sosyal risk” ilkesinin yasalaşmış halidir. Bu nedenle, “sosyal risk ilkesi” uyarınca tazmini gereken uyuşmazlıklarda adı geçen Kanunun uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle; 5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan davalarda, zarar ile idari eylem arasında nedensellik bağının bulunmadığı, fakat kişilerin salt toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle zarar gördükleri ve bu nedenle ortaya çıkan bu zararın paylaştırılması gerektiği hallerde, idari yargı yerince 5233 sayılı Kanunun uygulanması suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
Buna göre; 5233 sayılı Kanunun, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler sonucu uğranılan maddi zararların tazminini öngörmesi, diğer bir deyişle, manevi zararların tazminini kapsamaması karşısında; 5233 sayılı Kanun kapsamında çözümlenmesi gereken uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince 5233 sayılı Kanun uyarınca manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, manevi tazminat isteminin kabul edilmesine ilişkin temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.