Danıştay Kararı 15. Daire 2015/9988 E. 2017/4146 K. 22.06.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/9988 E.  ,  2017/4146 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9988
Karar No : 2017/4146

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Düşüncesi :Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği görülerek, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının …….Nöroşirurji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. K… Y… tarafından 20.01.2011 tarihinde hatalı ameliyat yapıldığı ve bu nedenle çalışamadığı, sol ayağında fonksiyon kaybı oluştuğundan bahisle mahrum kaldığı kazanç kaybı karşılığı 5.000,00­TL, maluliyet nedeniyle oluşan zarara ilişkin 25.000,00­TL, ulaşım giderlerine ilişkin 500,00­TL, tedavi giderlerine ilişkin 2.000,00­TL, ev işleri ve bakım giderleri için 3.000,00­TL olmak üzere toplam 35.500,00­TL maddi ve 40.000,00­TL manevi zararın 20.01.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince; bel fıtığı ve aynı bölgede oluşan bel kayması şikayetleri ile …. Üniversitesi Hastanesine başvuran davacıya L4-L5 ve S1 omurlarında oluşan bozukluk nedeni ile ameliyat olması gerektiği teşhisinin konulduğu, 20.01.2011 tarihinde bel fıtığı ameliyatı yapıldığı, ağrılarının artması üzerine ağrı kesici verilerek gönderildiği, şiddetli ağrılarının devam etmesi üzerine 29.01.2011 tarihinde ikinci kez ameliyat yapıldığı ve 31.01.2011 tarihinde taburcu edildiği, sol ayağını hareket ettirememesi ve ağrılarının devam etmesi üzerine ameliyatı yapan doktora ve Fizik Tedavi Polikliniğine müracaat ettiği, çekilen EMG neticesinde beline takılan vidanın ayak sinirlerine zarar vermesi nedeni ile sinirlerin zarar gördüğü ve bu tür vakaların düzelme şansının hemen hemen hiç olmadığının belirtildiği, bir atel reçete edilerek ve atelsiz yürümemesi gerektiği belirtilerek hastaneden gönderildiği, sonuç olarak doktorun kusuru nedeni ile sol ayağının hareket kabiliyetini kaybettiği, ameliyatı gerçekleştiren sağlık görevlileri hakkındaki soruşturmanın devam ettiği, davacının 18.01.2012 tarihinde ve ameliyatı yapan doktor aleyhine tazminat davası açtığı, …. 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin doktor aleyhine açılan dava dosyasının tefrikine karar verildiği, mahkemenin 29.01.2013 tarih ve E.2012/.., K.2013/… sayılı kararıyla hakkında açılan davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine idari yargıda davanın açıldığı, davacının ….l Üniversitesi Hastanesinde yapılan bel fıtığı ameliyatı ile ilgili olarak yapılan operasyon, operasyon sonrası takip ve tedavi ile diğer iş ve işlemlerde tıbbi hata kusur ve ihmalin bulunup bulunmadığı varsa hata ve kusur oranının ne olduğuna ilişkin olarak dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 19.06.2015 havale tarihli raporda özetle; “davacı hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin incelenmesi sonucunda; kullanılan materiyalin yerleştirildiği yerde pozisyonuna bağlı olarak sinirlerine bası oluşturabildiği, kişi bel fıtığı ve dar kanal tanısı ile …. Üniversitesi Hastanesi’nde 20.01.2011 tarihinde ameliyat olduğu, ameliyatta L4-L5’e işlem uygulandığı, bu ameliyatta takılan S1 sol taraftaki vidanın sol S1 sinir köküne basısı oluşturduğu ve bu durumun ameliyat sonrası çekilen tomografi ile tespit edildiği, 29.01.2011 tarihinde ….. Üniversitesi Hastanesi’nde tekrar ameliyata alınarak daha önce sol S1’e takılan vidanın çıkarıldığı ve uygun pozisyonda tekrar yerine yerleştirildiğinin tıbbi belgelerde kayıtlı olduğu, kişide … Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan bel fıtığı ameliyatı sonrası ortaya çıkan tabloların bu tür ameliyatlardan sonra her türlü özene rağmen oluşabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen “komplikasyon” olarak nitelendirildiği, kişinin ….l Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyatını gerçekleştiren sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur tespit edilemediği” görüş ve kanaatine varıldığı, davacının yapılan bel fıtığı ameliyatı sonrası sol bacağında meydana gelen güç kaybı olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunmaması karşısında maddi ve manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini talebi yerinde görülmeyerek davanın reddi yönünde karar verilmiştir.
Davacı tarafından, adı geçen İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; somut olayda hekim uygulamalarında tıbbi eksiklik bulunup bulunmadığı Adli Tıp Kuruluna sorulmuş olup, Kurul tarafından düzenlenen rapora, davacı hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin incelenmesi sonucunda; yerleştirilen vidadaki kaymanın yapılan bel fıtığı ameliyatı sonrası ortaya çıkan tabloların bu tür ameliyatlardan sonra her türlü özene rağmen oluşabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen “komplikasyon” olarak nitelendirildiği, kişinin ….Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyatını gerçekleştiren sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur tespit edilemediğinin belirtildiği görülmüş ise de dosyanın tetkikinden kişinin ameliyatı yapan hekim hakkında…. Tabip Odasına yapılan şikayeti neticesinde tabip odasınca hazırlanan raporda, hastanın ilk ameliyat sonrası yapılan kontrol muayenesi ve tomografisinde yerleştirilen vidadaki kaymanın ameliyatı yapan hekim K… Y… tarafından görüldüğü, bu durumun fark edilmesine rağmen taburcu edilmesinin doğru olmadığı, 1. ameliyat ile 2. ameliyat arasındaki sürenin uzun olduğu, ilk ameliyat neticesinde vidadaki kaymanın ameliyatın hemen akabinde çekilen tomografi ile tespit edildiği, bu tespitin yapıldığı an revizyon ameliyatının yapılması gerektiği, 9 gün sonra 2. ameliyat kararının alınmasının geç kalınmış bir karar olduğu, komplikasyon yönetiminde hekimin ihmali bulunduğu, kişideki mevcut güç kaybının ilk ameliyatın sonucu olduğunun belirtildiği, …..Üniversitesi …. Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli beyin cerrahı Doç. Dr. H… K… S… tarafından düzenlenen uzman görüşünde, hastanın yatış, operasyon ve taburcu olma işlemlerinin hızlı geliştiği hasta akışının fazla olduğu hastahanelerde böyle durumların olabileceği, fakat vidadaki kayma fark edilmesine rağmen taburcu edilmesinin doğru olmadığı gibi fark edilen bu duruma yönelik yapılacak olan revizyon ameliyatının 9 gün sonra yapılmasının geç kalınmış bir karar olduğu ve doğru olmadığı belirtilmiş, Mahkeme tarafından Adli Tıp tarafından sunulan raporda belirtilen oluşan zararın işlemin komplikasyonu olduğu görüşü hükme esas alınmış olup, söz konusu raporlarda belirtilen eksikliklerin sonuca etkisine yönelik inceleme yapılmadan hizmetin kusurlu işletilmediği sonucuna varılarak davanın reddi yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, mahkeme tarafından hükme esas alınan Adli Tıp Kurulu raporunda dosyada bulunan ….Tabip Odası ve Doç.Dr. H….K… S…’nun görüşlerinde değindiği eksikliklere ve davacıların dilekçelerinde belirttikleri eksikliklere değinilmediği anlaşıldığından, Mahkeme tarafından bu eksikliklerin karşılandığı yeni rapor alınmadan karar verilmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 23. maddesinde, “Adli Tıp İhtisas Kurulları Başkanının başkanlığında işin niteliğine göre en az dört üye ile toplanır ve oyçokluğu ile karar alır. Oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış sayılır. Üyelerden birinin özürlü olması veya yokluğu halinde eksiklik diğer kurullardan alınacak üye ile tamamlanır. Şu kadar ki tetkik edilecek konu¸ ilgili uzman üye hazır bulunmadıkça müzakere edilemez. ” kuralı yer almakta olup anılan Kanunun 24. maddesinde, “Adli Tıp Genel Kurulu ile adli tıp ihtisas kurulları ile adli tıp ihtisas daireleri, inceledikleri konularla ilgili olarak Adli Tıp Kurumunda bulunmayan tıp ve diğer uzmanlık dallarında Adli Tıp Kurumu dışından uzmanların bilirkişi olarak davet edilmesine karar verebilir. Uzman kişiler oy hakları olmamakla beraber görüşlerini bir raporla Adli Tıp Genel Kurulu, adli tıp ihtisas kurulu veya adli tıp ihtisas dairesi başkanlığına bildirirler. ” hükümleri yer almaktadır.
Uyuşmazlıkta ameliyatın hemen sonrası çekilen tomografide vidadaki hata fark edildiği ve sinire baskı yapabileceğinin düşünüldüğü, revizyon ameliyatının da kısa sürede yapılabileceğinin bilindiği, nitekim davacının ağrıları geçmeyince 2. ameliyata karar verildiği ve ameliyatı yapan hekimin beyanında da vidadaki kaymanın davacıdaki duruma neden olacağının ilk düşünüldüğünün belirtildiği, vidanın yerinin revizyon ameliyatı ile düzeltildiği görülmüştür. Davacının durumu Adli Tıp Kurulu raporunda komplikasyon olarak değerlendirilmiş ise de, İdare Mahkemesince, hükme esas alınan Adli Tıp Kurulu raporunda imzası bulunan hekimler içinde Nöroşirürji( Beyin ve Sinir Cerrahı ) uzmanı bulunmadığı gibi, bu tür vakalarda ortaya çıkması muhtemel bu durumları önlemek ve kısa sürede fark edilmesine rağmen, 2. ameliyata 9 gün sonra karar verilmesinin sonuca etkisi, geç kalınmış bir karar olup olmadığı, vidadaki kaymanın fark edilmesine rağmen düzeltme ameliyatının bu vakalarda hemen yapılmamasının nedenleri, hemen yapılsaydı sonuca etkisi, olaydaki dokuz günlük gecikmenin davacının durumuna etki edecek ciddi bir gecikme olup olmadığının değerlendirileceği, beyin ve sinir cerrahı uzmanının görüşünün de bulunduğu Adli Tıp Genel Kurulu’ndan ek rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:….; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.