Danıştay Kararı 15. Daire 2015/9694 E. 2016/463 K. 02.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/9694 E.  ,  2016/463 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9694
Karar No : 2016/463

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekilleri :
Karşı Taraf(Davacı) :
İstemin Özeti : … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu Mahkeme kararının, ilgili belediyeden izin almaksızın belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıdığından bahisle davacıya 2.184,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptaline yönelik kısmının onanması, sürücü belgesi geri alınmasına rağmen araç kullanıldığından bahisle Kanun’un 36/3.b maddesi uyarınca verilen 1462,00 TL idari para cezasının iptaline ilişkin kısmının ise, adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, gereği görüşüldü:
Dava; davacıya ait … plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun EK 2/3. maddesi uyarınca altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ve davacıya 2.184,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemler ile davacının sürücü belgesi geri alınmasına rağmen araç kullandığı tespit edildiğinden aynı Kanun’un 36/3.b maddesi uyarınca 1462,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… 1. İdare Mahkemesince; aracın trafikten men edilmesine ilişkin işlem yönünden, uyuşmazlığa konu araçla, ilgili belediyeden izin ya da ruhsat alınmaksızın ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapıldığı hususu tutanak ile sabit olduğundan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacıya verilen idari para cezalarının iptal istemi yönünden ise; Anayasa Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52 sayılı kararıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile ikinci cümlesi “araç sahibine” yönünden iptal edildiğinden, ortaya çıkan yeni hukuki durum nedeniyle kanuni dayanağı kalmayan idari para cezası işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

İdare Mahkemesi kararının, davanın reddine ilişkin kısmının temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.
Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Uyuşmazlıkta; dava konusu aracın, ilgili belediyeden izin almaksızın belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıdığından bahisle verilen 2.184,00 TL idari para cezasının ayrı, sürücü belgesi geri alınmasına rağmen araç kullanıldığından bahisle Kanun’un 36/3.b maddesi uyarınca verilen 1462,00 TL idari para cezasının ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemece para cezaları yönünden herhangi bir ayrım yapılmaksızın karar verilmiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının, söz konusu aracın, ilgili belediyeden izin almaksızın belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıdığından bahisle verilen 2.184,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptaline yönelik kısmında 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davalının bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının, sürücü belgesi geri alınmasına rağmen araç kullanıldığından bahisle Kanun’un 36/3.b maddesi uyarınca verilen 1462,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 36/3.b maddesinde; Mahkemelerce veya Cumhuriyet Savcılıklarınca ya da bu Kanunda belirtilen yetkililerce sürücü belgesi geçici olarak ya da tedbiren geri alınanların araç kullanarak trafiğe çıktıklarının tespiti halinde, bu kişilere idari para cezası verileceği düzenlenmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesinde de;
” (1) Bu Kanunun;
a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır.” düzenlemesi yer almıştır.
Anılan Kanunu’nun “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde ise, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;
a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,
b) İşyerinin kapatılması,
c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,
d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması, gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun 27. maddesinin 8. fıkrasında ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda alıntısı yapılan mevzuat hükümleri uyarınca, Kabahatler Kanunu’nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı açıktır. Ancak, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kuşkusuzdur. Kabahatler Kanununun 27. maddesinin gerekçesinde de, bu hükümle, Kabahatler Kanunu’ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
Bu veriler ışığında, davacı hakkında uygulanan trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, sürücü belgesi geri alınmasına rağmen araç kullanıldığından bahisle Kanun’un 36/3.b maddesi uyarınca verilen idari para cezası ile birlikte idari yargının görev alanına giren kararın verilmediği anlaşıldığından, dava konusu uyuşmazlığın bu kısmının idari yargı yerinde çözümlenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Durum böyle olunca, İdare Mahkemesince davanın bu kısmının görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, herhangi bir ayrıma gidilmeksizin verilen iptal kararında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddi ile … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve …. sayılı kararının, ilgili belediyeden izin almaksızın belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıdığından bahisle davacıya 2.184,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptaline yönelik kısmının ONANMASINA, sürücü belgesi geri alınmasına rağmen araç kullanıldığından bahisle Kanun’un 36/3.b maddesi uyarınca verilen 1462,00 TL idari para cezasının iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.