Danıştay Kararı 15. Daire 2015/9540 E. 2016/668 K. 08.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/9540 E.  ,  2016/668 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9540
Karar No : 2016/668

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekili :
Karşı Taraf :
Vekilleri :

İstemin Özeti : 06.03.2004 tarihinde …….. Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ve burada kendisine yapılan hatalı enjeksiyon sonucunda sol ayağında sakatlık meydana geldiğini belirten davacı ‘ın ve eşi ‘ın söz konusu olaydan kaynaklanan zararlarına karşılık olarak, için 81.000,00 TL tutarında maddi, 30.000,00 TL tutarında manevi, için ise 10.000,00 TL tutarında manevi tazminatın olayda davacıya hatalı enjeksiyon yapmak suretiyle hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülen davalı idareden alınarak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … 1. İdare Mahkemesi’nce; davanın reddi yönünde verilen kararın vekalete ilişkin kısmının bozulması üzerine Dairemiz bozma kararına uyularak, savunma dilekçelerinin Bakan adına hukuk müşaviri tarafından imzalanması imza yetkisinin devri olayıp, vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisi kapsamındaki bir yetkinin kullanılması olduğundan, davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, 659 sayılı K.H.K’nin 14. maddesi uyarınca kesinleşen hüküm (ret) tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesi yolunda verilen kararın, davacılar tarafından hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek, davalı idare tarafından ise eksik vekalet ücretine hükmedildiği iddialarıyla temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:

659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” hükmü yer almakla birlikte, anılan KHK’nın 2.11.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandığı ve yayımı tarihinde yürürlüğe girdiği, dolayısıyla bu tarihten sonra açılacak davalarda, hukuk müşaviri ile takip edilecek davalar için vekalet ücretine hükmedilebileceği anlaşılmaktadır.
Bakılan davada, davanın 2.3.2005 tarihinde açıldığı ve ‘nın hukuk müşaviri ile temsil edildiği görüldüğünden, vekalet ücretine hükmedilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.