Danıştay Kararı 15. Daire 2015/9532 E. 2018/6801 K. 10.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/9532 E.  ,  2018/6801 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9532
Karar No : 2018/6801

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı tarafından, 1992 ve 1995 yıllarında yaşanan iki ayrı terör olayı nedeniyle davacıya ait … Oteli’nde oluştuğu iddia edilen zararın 5233 sayılı Yasa uyarınca karşılanması istemiyle Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’na yapılan başvurunun reddine ilişkin 03/04/2012 gün ve … sayılı kararın iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının …’da bulunan … Otelinin işletmecisi olduğu, 1992 ve 1995 yıllarında meydana gelen terör olayları sırasında otelde meydana gelen patlamalar neticesinde oluştuğu iddia edilen fiziki zarar ile işletmesinin kapalı kaldığı zaman zarfında işletememekten dolayı oluştuğu iddia edilen zararın tazmini istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, davacı başvurusunun “iddia edilen zararın 21-22/03/1992 tarihinde yaşanan toplumsal olaylar nedeniyle oluştuğu, İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin 08/02/2006 gün ve 903 sayılı yazısı uyarınca toplumsal olaylar nedeniyle oluşan zararların 5233 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği” gerekçesiyle 16/04/2010 gün ve 325 sayılı işlemle reddi üzerine, söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla işlemin iptaline karar verildiği, Zarar Tespit Komisyonu’nun 03.04.2012 gün ve … sayılı dava konusu kararıyla sözü edilen mahkeme kararının uygulanması amacıyla davacının 5233 sayılı Yasa kapsamındaki başvurusunun yeniden görüşülerek bu sefer davacının 21-22/03/1992 yılında meydana gelen Nevruz Olaylarında otel faaliyetinin bulunmadığının anlaşıldığından bahisle bu tarihlerdeki otelin işletilememesi sonucu oluşan zararlarının karşılanması talebinin reddine, 27.08.1995 tarihinde otelin roketlenmesi olayı nedeniyle oluşan zararlarının ise terör ve terörle mücadele faaliyeti esnasında gerçekleşmediğinin anlaşıldığından bahisle reddine karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı; uygulanabilir nitelikte olan bir yargı kararını aynen ve gecikmeksizin uygulamaktan başka bir seçeneği bulunmayan idarenin, “Yargı kararları gerekçesiyle bir bütündür.” ilkesi uyarınca, Dairemizin 22.05.2013 tarih ve E:2011/13802, K:2013/3660 sayılı kararı ile onanan … İdare Mahkemesi’nin … gün ve E:… , K:… sayılı iptal kararını, kararda yer alan gerekçe dikkate almak suretiyle uygulamak dışında başka bir seçeneği bulunmadığı, Dairemizce onanan mahkeme kararı ile dava konusu ret işlemi birlikte değerlendirildiğinde; davacının 5233 sayılı Yasa kapsamında yaptığı başvuru konusu olayların idarece terör olayı kapsamında değerlendirilip, davacı zararının 5233 sayılı Yasa kapsamında yine yasanın ve ilgili mevzuatın belirlediği esaslar ve miktarlar ölçüsünde karşılanması gerekirken reddine yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı tarafından anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde: “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, 2. maddesinde; “Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1’inci, 3’üncü, 4’üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.” hükmüne, 7. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır: a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar. b) Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri. c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar.” hükmüne, yine aynı Kanun’un 8. maddesinde; “7’nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir. Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11’inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esasları kıyasen uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının işlettiği otelin 1992 ve 1995 yıllarında meydana gelen iki ayrı olay sonucu uğradığı maddi zararlar ve kazanç kaybına ilişkin olarak yapmış olduğu başvuru neticesinde zarar tespit komisyonu tarafından verilen 16/04/2010 tarih … sayılı ilk kararda; başvurucunun 1992 ve 1995 yıllarında yaşanan iki farklı olaya ilişkin başvurusu bulunmasına rağmen komisyon 1995 yılındaki olayı değerlendirerek gasp-patlayıcı, yıkıcı, öldürücü alet ve ateşli eczayı meskun yerde ateşlemek, patlatmak veya bırakmak ve silahlı yağma olayına ilişkin .. Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:.. K:.. sayılı kesinleşmiş kararını belirtilerek talebin kanun kapsamına girmediğinden reddine karar vermiş, 06/04/2010 tarih … sayılı komisyon kararının iptali için açılan dava neticesinde …. İdare Mahkemesi’nin … gün ve E:…, K:… sayılı kararında davacının zarar gördüğü olaylardan, 1992 tarihinde gerçekleşen zararın her ne kadar toplumsal olaylar sırasında ortaya çıktığı ve İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin 08/02/2006 gün ve 903 sayılı yazısındaki görüşe göre toplumsal olaylar nedeniyle işyerlerinde meydana gelen zararların kapsam dışında olduğu iddia edilmekte ise de; 1992 yılında meydana gelen zarar dahil her iki olayın da 5233 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önceki tarihlerde, 1992 ve 1995 yıllarında meydana geldiği, 1992 yılında oteldeki patlamanın roketatar mermisi atılması suretiyle meydana geldiği ve patlama sırasında hayatını kaybeden vatandaşın yakınları tarafından yapılan başvurunun 5233 sayılı Yasa kapsamında kabul edilerek tazminat ödenmesine karar verildiği, zarara yol açan faillerin belirlenerek mahkumiyetlerine ilişkin bir yargı kararı bulunmadığı, 1995 yılında meydana gelen olayla ilgili olarak sanık konumunda yargılanan şahısların söz konusu eylemi gerçekleştirdiklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraatlerine karar verildiği göz önüne alındığında, her iki olayın da terör olayı kapsamında değerlendirilip, davacı zararının 5233 sayılı Yasa kapsamında yine Yasanın ve ilgili mevzuatın belirlediği esaslar ve miktarlar ölçüsünde karşılanması gerekirken; davacı başvurusunun, sadece 1992 yılında yaşanan olay sonucu oluşan zararın tazmini istemine özgülenerek ve bu olayın da toplumsal olay olması nedeniyle kapsam dışı olduğu gerekçesiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, mahkeme kararı Dairemizin 22.05.2013 tarih E:2011/13802 K:2013/3660 sayılı kararı ile onanmıştır.
Davacı tarafın komisyona başvurusu üzerine verilen dava konusu kararda ise komisyon; 21-22/03/1992 yılında meydana gelen Nevruz Olayları olarak tabir edilen toplumsal olaylar sonucu otelin zarar görmesi ve kazanç kaybı konusunda yapılan başvuruya davalı idare tarafından dava konusu zarar tespit komisyonu kararında … İlçe Mal Müdürlüğü’nün 06/04/2011 tarih … sayılı yazısı içeriğinden davacının işe başlama tarihinin 08/08/1984, faaliyet terk tarihinin ise 21/11/1991 tarihi olduğu, … İl Defterdarlığı’nın 20/06/2008 tarih … sayılı İnceleme Raporu’nda davacının kendi beyanı ile 21/11/1991 yılında faaliyetini terk ettiğini belirttiği hususlarına dayanarak 21-22/03/1992 tarihinde otel faaliyetinin bulunmadığının anlaşılmış olması nedeniyle başvurucuya otelin işletilememesi sonucu oluşan zararların karşılanması talebinin reddine, 27/08/1995 tarihinde meydana gelen zararının/zararlarının terör ve terörle mücadele faaliyeti esnasında gerçekleşmediğinin anlaşılması nedeniyle, 5233 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden reddine karar vermiştir.
Davacıya ait otelin 1992 yılında meydana gelen olaylar neticesinde oluşan maddi hasarlarına ve kazanç kaybına ilişkin taleplerinden kazanç kaybının, idare hukuku ilkelerine göre belli ve kesin nitelikte bir zarar olmadığı, gelecekte elde edilip edilmeyeceğinin ihtimal dahilinde olduğu, dolayısıyla muhtemel zarar niteliğinde olduğu, 5233 sayılı Kanun kapsamında sulh yoluyla karşılanabilecek zararların düzenlendiği 7. madde incelendiğinde ticari faaliyet çerçevesinde mahrum kalınan kazanç ve muhtemel gelir kayıplarının bu kanun uyarınca karşılanacak zararlar kapsamına girmediğinden tazmin edilmesine imkan bulunmadığı ancak otelin maddi hasarına ilişkin zararlarının otelin faaliyetini terk tarihi olan 21/11/1991 tarihinin 21-22/03/1992 olan olay tarihinden sonra olmasına rağmen faaliyet terk kabul edilse bile terkin malvarlığına ilişkin zararın istenmesine engel olmayacağından dosyada bulunan … Sulh Hukuk Mahkemesi … Değişik İş sayılı tespit dosyası keşif tutanağı ve bir kısım evrakları da incelenerek maddi hasarları yönünden karar verilmesi gerekirken bu hususu değerlendirmeyen dava konusu komisyon kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. 1995 yılında meydana gelen olay için ise komisyon kararında belirtilen sanık …’in silahla yağma suçuna ilişkin … Ağır Ceza Mahkesi’nin E:…, K:.. sayılı kararının Yargıtay … Ceza Dairesi tarafından … tarih, E:…, K:… sayılı kararı ile kesinleşmesi üzerine dava konusu 1995 yılına ilişkin olayın adli yargı konusu olduğu ve karara bağlandığı görüldüğünden 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bu durumda davacının taleplerinden 1992 yılında meydana gelen olay için otelin (fiziki) maddi zararların karşılanmasına, kazanç kaybına ilişkin taleplerin 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığından reddine, 1995 yılında meydana gelen olayın adli bir vaka olması ve adli yargıda incelendiği de nazara alınarak kanun kapsamına girmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı araştırma neticesinde düzenlenen dava konusu komisyon kararında ve her iki olayı da 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendiren mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.