Danıştay Kararı 15. Daire 2015/9484 E. 2018/2930 K. 27.03.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/9484 E.  ,  2018/2930 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9484
Karar No : 2018/2930

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili : Av.
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin Özeti :… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mezrasını terk etmek zorunda kaldığını iddia eden davacı tarafından, yaşanan terör olayları nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; … Köyü, … Mezrası’nın güvenlik gerekçesiyle boşaltıldığı, uyuşmazlık konusu olayda, her ne kadar davalı idarece mahallinde yapılan keşif sonucu tapu kayıtlarına göre terör nedeniyle boşaltılan bir yerde arazinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek davacının tazminat başvurusu reddedilmiş ise de, dava dosyasında bulunan tapu kayıtlarından davacıya ait malvarlığının bulunduğunun görüldüğü, tapu kayıtları bulunan taşınmazların nerede bulunduğu, bir başka ifadeyle bu taşınmazların davacının başvuruda bulunduğu mezrada yer alıp almadığı, bu taşınmazlara yönelik ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılan ödemelerin hangi taşınmazlara ilişkin olduğu net bir şekilde ortaya konulmaksızın, tapu kayıtlarına göre boşaltılan yerde arazisinin bulunmaması gerekçe gösterilmek suretiyle eksik incelemeye dayalı olarak dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki, gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsayan 5233 sayılı Kanun uyarınca, davacının söz konusu mal varlığına ilişkin zararının belirlenmesi ve ödenmesi gerekirken, 5233 sayılı Kanun kapsamında terör nedeniyle uğramış olduğu zararların ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, boşaltılan yerde tapulu arazisinin olmadığı gerekçesi ile reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanunla terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin zararlarının karşılanması esas olup kişilerin daha önce karşılanmış bulunan zararlarının mükerrer ödeme yapılmasına neden olacak şekilde tekrar tazmin edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın ve aynı yere ilişkin benzer dosyaların birlikte incelenmesi sonucu; köyün farklı mezralarına yönelik ilgililerin birden fazla başvuruda bulunduğu, ilk başvurularda zararlarının zilyetlik ve köyün tamamındaki mal varlıkları esas alınarak değerlendirildiği, sonraki başvurularda kadastro işlemlerinin tamamlanması neticesinde Zarar Tespit Komisyonları tarafından tapu kayıtlarının esas alındığı, bu hususun keşif aşamasında işlem dosyalarında bulunan ifade tutanaklarında belirtilmesine rağmen dava konusu komisyon kararlarında ret nedeninin boşaltılan yerde arazilerinin bulunmadığı şeklinde matbu bir ifade ile belirtildiği görülmektedir.
Olayda davacının ilk başvurusunun … Merkezi’ne, dava konusu başvurusunun ise … Mezrası’na ait olduğu, ilk başvuruda davacıya 11.625 m2 üzerinden ödeme yapıldığı, dosyada bulunan davacıya ait … Köyü ve mezralarına ilişkin tapu kaydı toplamının 7.092,27 m2 olduğu; bu durumda ilk başvurusu üzerine davacıya … Köyü’ne ilişkin tüm tapuları toplamından daha fazla ödeme yapıldığı, bu halde davacının karşılanacak bir zararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca davacı … … Mevkii … Ada, … Parselde yer alan ve kadastro tespiti esnasında mera olarak işlem gören taşınmaz için açılan Kadastro Tespitine İtiraz/Tapu İptali ve Tescil Davası’nın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmekte ise de; … İdare Mahkemesi E:… sayılı dosyasında yapılan ara karar üzerine gönderilen … Kaymakamlığı’nın 03.07.2015 tarihli yazısından söz konusu taşınmazın Cevizli Mezrası’nda bulunduğu, … Mezrası ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından bu iddiasına itibar etme olanağı yoktur.
Bu durumda, davacının … Köyü ve mezralarına yönelik uğranılan zararının tamamının karşılandığı görüldüğünden, uyuşmazlığa konu başvurusunun mükerrer başvuru niteliğinde olduğu sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.