Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/9233 E. , 2017/3053 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9233
Karar No : 2017/3053
Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının süreaşımı nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Davacı; dava dışı … plakalı minibüs sahibinin zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bulunmayan aracıyla Van Kocapınar Köyü-Erciş arasında yapmış olduğu yolcu taşımacılığı esnasında meydana gelen trafik kazası nedeniyle, bedeni ve cismani zarar görenler için hak sahiplerine ndan toplam 200.913,00-TL ödemek zorunda kaldığını; davalı idarenin, gerek ruhsatlandırma aşamasında gerekse faaliyetin icrası aşamasında araç sahibinden söz konusu sigorta poliçesini talep etmeyerek, denetim görevini yerine getirmediğini, dolayısıyla idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zarardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek 200.913,00-TL maddi tazminatın 30.05.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte rucüen tazmini istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesince; davalı idarenin izinsiz ve ruhsatsız taşımacılık yapan araçlar üzerinde denetim yetkisi olduğu ve zorunlu sigortaları yaptırmadan ve ruhsat ve izin almadan taşımacılık yapan araçlara karşı gerekli yaptırımları uygulaması gerektiği, olayda ise gerekli denetim yapılmadığından mevzuat gereğince davalı idarenin sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 200.913,00 TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 30.05.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13 üncü maddesinde; idari eylemler nedeniyle hakları ihlal edilen ilgililerin, eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurup haklarının yerine getirilmesini isteyebilecekleri; bu isteklerin reddi üzerine altmış günlük dava açma süresi içerisinde dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Yasayla öngörülen tam yargı davaları idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini ifade etmektedir. Bu nedenle tam yargı davasının açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir olayı, bir tutumu; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları anlatır.
Söz konusu eylemlerin idariliği ve doğurduğu zarar, eylemin gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkabileceği gibi farklı zamanda da ortaya çıkabilmektedir.
Bu itibarla, 2577 sayılı Yasa’nın 13’üncü maddesinde öngörülen sürenin eylemin idariliğinin ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden; davacının hak sahiplerine 01.06.2012, 26.09.2012, 02.10.2012, 10.10.2012, 15.01.2013 tarihlerinde beş ayrı ödeme yapıldığı, davalı idareye 23.05.2014 tarihinde başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.
2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde belirtilen idari eylemi öğrenme tarihi olarak ödemenin yapıldığı tarihlerin kabul edilmesi gerekir.
Bu itibarla, davacının hak sahiplerine ödeme yaptığı 01.06.2012, 26.09.2012, 02.10.2012, 10.10.2012, 15.01.2013 tarihlerinden itibaren 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinin 1. fıkrasında yer alan bir yıllık süre içerisinde davalı idareye başvurması gerekirken bu süre geçtikten sonra 23.05.2014 tarihinde idareye başvuruda bulunduğundan davanın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.